Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 699. haftasında yine Galatasaray Meydanı'nda buluşarak bir kez daha, "Gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz nerede?" diye sordu.
Cumartesi Anneleri , kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 699’uncu kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Eylemde “Failler belli, kayıplar nerede?” pankartı açılırken, gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Hüda Kaya, Gülistan Koçyiğit ve Filiz Kerestecioğlu da basın açıklamasına katılarak destek verdi.
Eylemde ilk olarak söz alan HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Cumartesi Anneleri’nin 700’üncü haftasına çağrı yaparak, kayıp yakınlarıyla dayanışmayı büyütmeye ve destek verme talebinde bulundu.
Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre daha sonra 1995 yılında gözaltına alındıktan sonra cenazesine ulaşılan Hasan Ocak’ın kardeşi Ali Ocak, 23 yıldır Galatasaray Meydanı’nda adalet aradıklarına vurgu yaptı. 700 haftadır mücadelelerinden vazgeçmediklerini dile getiren Ocak, “Suçluların, katillerin korunduğu bir bayrama giriyoruz. Biz buradan bir kez daha yetkililere sesleniyoruz. Bu coğrafyada işlediğiniz suçlarla yüzleşeceksiniz. Başka seçeneğiniz yoktur. Bunu gerçekleştirmediğiniz takdirde siz de yeni işlenecek insanlık suçların ortağı olacaksınız” diye belirtti.
Ocak’ın ardından12 Eylül 1980’de gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır söz aldı. 699 haftadır direnişte olduklarına dikkat çeken Kırbayır şöyle konuştu:
Bu uzun soluklu direnişe bizi itekleyen şey açık. Ellerinizde bulunan fotoğrafların sahipleri bu topraklarda dünyaya gelmişti. Onların da bu dünyada yaşamaya hakkı vardı. Bunlar gencecik yaşta iken yaşamlarından sorumlu devlet gözaltına alarak yaşamlarına son verdi. İtirazımız bunadır. Onlara bir mezar yeri kadar toprağı bile çok gördü. Devlet suçludur. Devlet görevlileri insanlık suçu işlemiştir. Siz bize hak veriyorsanız, bizim başımıza gelen sizin başınıza gelsin istemiyorsanız, sadece 700’üncü hafta değil her zaman bizlere destek vermenizi istiyoruz.
Kırbayır’ın ardından söz alan 12 Eylül kayıplarından Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren de, 76 bayramdır abisiyle kucaklaşamadığını ifade ederek, “Biz buradan onları kucaklıyoruz ama koklayamıyoruz. Onların koklayamamanın acısıyla burada oturuyoruz. Üç gün sonra bayram. İnsanlar mezar ziyaretleri gerçekleştirecek. Ancak bizim karanfil bırakacak bir mezarımız yok. Bizim mezarımız Galatasaray oldu” dedi.
Bu haftaki basın açıklamasını ise, Cumartesi İnsanlarından Maside Ocak yaptı. İnsanların sevdiklerini sonsuzluğa uğurlama ve bir mezara sahip olma hakkının elinden alındığı yerde bayramların bayram gibi yaşanamayacağının altını çizen Ocak, şöyle konuştu:
Bir ülkede annelerin “Gözaltında kaybedilen evlatlarımıza ne olduğunu öğrenmek istiyoruz. Evlatlarımızı kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmalarını istiyoruz” talebi karşılıksız kalmaya devam ediyorsa, orada bayramdan, hukuktan, adaletten söz edilemez. Çünkü bayramlar barış ister, huzur ister, sevinç ve neşe ister. Ancak hukukun üstünlüğünün egemen olduğu koşullarda, yurttaşlar için güvenli ve huzurlu bir yaşam gerçekleşebilir.
Bayram öncesinde devleti yönetenleri bir kez daha göreve çağırdıklarını ifade eden Ocak, şunları dile getirdi:
Gözaltında kaybetme suçunun faillerinin, kaybetme emrini verenlerin, suçun işlenmesini teşvik edenlerin cezalandırılmalarını sağlayacak bir yargı sistemini derhal devreye sokun. Gözaltında kaybetme fiillerinde cezasızlığı sonlandırmak, kaybedilenlerin akıbetini ve yerini saptamak, şüphelileri saptayarak yargı önüne çıkarmak, sorumluları cezalandırmak zorundasınız. Bu sizin anayasal görevinizdir. Bayram vesilesiyle devleti yönetenlere bir kez daha soruyoruz. Gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz nerede?