Cumartesi Anneleri 767. haftada Hüseyin Taşkaya'nın akıbetini sordu: Artık yeter, hukuk devleti istiyoruz

Cumartesi Anneleri 767. haftada Hüseyin Taşkaya'nın akıbetini sordu: Artık yeter, hukuk devleti istiyoruz

Gözaltına 'kaybedilen' yakınlarının akıbetini sormak için 767. kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, bu hafta Hüseyin Taşkaya'nın akıbetini sordu. "26 yıldır soruyoruz Hüseyin Taşkaya nerede?" denilen açıklamada, "Artık yeter. Kayıplarımıza ve adalete ulaşmak için hukuk devleti istiyoruz" denildi.

Cumartesi Anneleri'nin protestosu esnasında alanda bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe girişimi sonrasında müebbet hapis cezasına çarptırılan Hava Harbiye öğrencilerinin aileleri de basın açıklaması yapmak istedi. Edinilen bilgiye göre, polis Harbiyeli ailelerine engel olarak terör soruşturması için gerekli olduğunu ifade ederek kimliklerini istedi.

"26 yıldır soruyoruz Hüseyin Taşkaya nerede?" diye başlayan basın açıklamasında şunları kaydedildi:

"Bireylerin her türlü hak ihlalinden arındırılmış hayat sürmeleri en temel Anayasal haklarıdır. Hiç kimse endişe duygusu ile yaşamaya mahkûm edilemez. Hiç kimse bir hak ihlaline uğradığında hak arama mücadelesinden mahrum bırakılamaz. Herkesin uğradığı haksızlığın giderilmesini talep etme hakkı vardır. Ancak bizim evrensel hukukun güvencesindeki bu haklarımız yok sayılıyor. Sahip olduğumuz hak ve özgürlüklere hukukun ilke ve esaslarına aykırı bir biçimde müdahale ediliyor. Herkese karşı eşit ve tarafsız davranmakla yükümlü olan kamu görevlileri, bize karşı keyfi, taraflı ve ön yargılı hareket ediyor. Bu yüzden  767 haftadır meydanlardan, sokaklardan  haykırıyoruz. Hukuk  devleti insan haklarına saygılı ve bu hakları koruyan adalete ve eşitliğe uygun bağımsız bir hukuk düzeni kuran devlettir. Artık yeter. Kayıplarımıza ve adalete ulaşmak için hukuk devleti istiyoruz. 767. haftamızda Taşkaya ailesinin kuşaktan kuşağa geçen Hüseyin Taşkaya dosyasındaki inkâr ve cezasızlık son bulsun, adalet sağlansın talebine eşlik etmek için buluştuk."

Basın açıklamasının ardından Hüseyin Taşkaya’nın eşi Sultan Taşkaya konuştu. Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasına tepki göstererek “Evimiz bize yasaklandı, kayıplarımızın peşini bırakmayacağız” diye konuştu.

Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya, mücadeleye 9 yaşında başladığını anlattı ve 1971 yılında ABD’de gerçekleştirilen Stanford Hapishane Deneyi’ne gönderme yaparak “Deneyden çıkarılacak sonuç, siz hiçbir vasfı olmayan insanların eline güç verirseniz bunu vahşice kullanır ve egosunu tatmin eder. Hiçbir vasfı olmayan insanların eline devlet tarafından verilen güçle kaybedildi yakınlarımız” dedi.

Serpil Taşkaya’dan sonra ise Hüseyin Taşkaya’nın 9 yaşındaki torunu Duygu Melis Taşkaya şunları söyledi: “Annemin babasını kaybettiği yaştayım. Yıllardır babasını arayan annemle birlikte şimdi ben de dedemi arıyorum. Dedem ben doğmadan önce kaybedilmiş ve ben de dedemi hep annemden dinledim. İsterdim ki dedem elimden tutup parklara götürsün, benim torunum çok akıllı deyip arkadaşlarına anlatsın, olmadı. Ama onu bulana kadar aramaya devam edeceğim, vazgeçmeyeceğim.”

Hüseyin Taşkaya, 6 Aralık 1993 tarihinde Siverek Bağlar Mahallesi’ndeki amcasının evinden askerler, polisler ve Bucak aşiretine mensup korucular tarafından gözaltına alınmıştı. Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamamıştı.