Cumartesi Anneleri 804. haftada: Gözaltında kaybedilişinin 28. yılında Mehmet Ertak için adalet istiyoruz

Cumartesi Anneleri 804. haftada: Gözaltında kaybedilişinin 28. yılında Mehmet Ertak için adalet istiyoruz

Cumartesi Anneleri 804. hafta açıklamasında 28 yıl önce gözaltında 'kaybedilen' Mehmet Ertak'ın akıbetini sordu. Anayasa Mahkemesi'nin Mehmet Ertak’ın ölümünden hükûmetin sorumlu olduğu ve buna devlet görevlilerinin neden olduğu kararını verdiği hatırlatılan açıklamada, "Mehmet Ertak’ın gözaltında kaybedilişinin 28. yılında bir kez daha adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz: AİHM kararları devlet açısından bağlayıcıdır. Mehmet Ertak’ın gözaltında işkence ile öldürülmesi ve bedeninin kaybedilmesi ile ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini sağlama görevinizi yerine getirin" çağrısında bulundu.

"Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Ertak için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz!"denilen açıklamada, "105 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz" ifadeleri kullanıldı.

Açıklama metni şöyle:

804 haftadır ısrarla Türkiye’de bir devlet politikası olarak, gözaltında kayıp iddialarının etkili bir şekilde araştırılmadığı ve failler hakkında etkili cezai koğuşturmalar yapılmadığı gerçeğini anlatıyoruz. İnsanlarımız gözaltına alındıklarında ve kaybedildiklerinde tüm başvurularımıza rağmen devletin kendi yasalarından ve anayasasından doğan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek suç işlediği gerçeğini kamuoyu ile paylaşıyoruz.

"İnsanlarımızı gözaltında kaybeden devletin, yalnızca kayıp yakınlarını sonsuz bir işkenceye mahkum etmekle kalmadığını; hepimizi, gözaltında kaybetme suçunu işlediği, uluslararası insan hakları mahkemesi tarafından tescillenen bir devletin vatandaşları olma utancına da mahkum ettiği gerçeğini hatırlatıyoruz.

804. haftamızda 28 yıl önce gözaltında kaybedilen Mehmet Ertak dosyasındaki resmi inkarı ve cezasızlığı kamuoyu ile paylaşıyoruz.

32 yaşındaki 4 çocuk babası Mehmet Ertak Şırnak'a bağlı Rezuk Mezrasında yaşıyordu. Bölgedeki bir kömür ocağında işçi olarak çalışan Ertak, daha önce 2 kez gözaltına alınmış ve ağır işkence gördükten sonra serbest bırakılmıştı. 

Ertak ve aynı iş yerinde çalıştığı 3 akrabası, 18 Ağustos 1992 tarihinde, işten eve dönmek üzere yola çıktı. Bindikleri araç kontrol noktasında resmi giyimli polislerce durduruldu. Kimlik kontrolü sonrasında Mehmet Ertak gözaltına alınarak Şırnak Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyette Ertak’ın gözaltına alındığına dair tutanak düzenlendi. Ancak emniyete başvuran ailesine onun gözaltına alınmadığı söylendi.

Bunun üzerine Baba İsmail Ertak, savcılığa başvurdu, üç kişi Mehmet Ertak'ın gözaltına alındığına, 6 kişi de gözaltında işkence edilirken gördüğüne dair tanıklık etti. Olay soru önergeleriyle Meclis'e taşındı.Ancak aile tanıklara, belgelere, delillere rağmen başvurduğu her yerde inkarla karşılaştı.

Şırnak Emniyet Müdürlüğü emrinde "sorgu elemanı" olarak çalışan JİTEM personeli Murat İpek, 1997 yılında kamuoyuna da yansıyan itiraflarında; “Mehmet Ertak’ı Şırnak Emniyet Müdürü Necati Altuntaş ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürü Mehmet Kaplan'ın emriyle öldürüp gömdük” dedi. Yaptıkları tüm infazların dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan’ın bilgisi dahilinde gerçekleştiğini söyledi. 

Tüm başvuruları sonuçsuz bırakılan aile AİHM’e başvurdu. Mehmet Ertak’ın ailesini AİHM’de savunmaya hazırlanan Avukat Tahir Elçi’nin bürosu polis tarafından basıldı.Dava dosyalarına el konuldu, gözaltına alınan Tahir Elçi kötü muamele ve işkenceye maruz kaldı. Tüm tehdit ve baskılara rağmen dava, AİHM’e taşındı.

AİHM, mevcut delillerin Mehmet Ertak’ın gözaltına alınıp işkence sonucu ölmüş olduğuna hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar yeterli olduğu sonucuna vardı. Mehmet Ertak’ın ölümünden hükümetin sorumlu olduğu ve buna devlet görevlilerinin neden olduğu kararını vererek Türkiye’yi yaşam hakkını ihlalden oy birliği ile mahkûm etti. (Ertak/ Türkiye 09.05.2000 - 20764/92) 

Mehmet Ertak’ın gözaltında kaybedilişinin 28. yılında bir kez daha adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz: AİHM kararları devlet açısından bağlayıcıdır. Mehmet Ertak’ın gözaltında işkence ile öldürülmesi ve bedeninin kaybedilmesi ile ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini sağlama görevinizi yerine getirin.

Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Ertak için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 105 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. "