Cumartesi Anneleri, 1981'de gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan sosyalist kimliği ile tanınan 26 yaşındaki Nurettin Yedigöl'ün akıbetini sordu.
Kayıplarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri 889'ncu haftadır adalet arayışlarını sürdürüyor. Bu hafta yapılan açıklamada Cumartesi Anneleri bir kez daha yetkililere seslendi. Cumartesi Anneleri, "Bu topraklarda kamu görevlileri tarafından gözaltına alınan, işkenceyle sorguladıktan sonra öldürülen ve bedenleri kaybedilen insanlarımız için hukuk, yasalar, içtihatlar, anayasa yok hükmünde" dedi.
Çok sayıda kişinin Nurettin ile aynı yerde tutulduklarını ve onun gözaltında işkence edilerek öldürüldüğüne tanık olduklarına dair savcılığa ifade verdiği hatırlatılan açıklamada, "Ailesi; Emniyet Müdürlüğüne, Askerî Savcılığa, Sıkıyönetim Komutanlığına, Millî Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliğine, Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa başvurarak oğullarının akıbetinin açıklanmasını talep etti. Başvurdukları her yerde Nurettin’in gözaltına alındığı reddedildi. Nurettin Yedigöl'ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili farklı tarihlerde yapılan suç duyuruları sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldü. Ancak etkin olmaktan uzak soruşturmaların hepsinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Karara yapılan itirazlar da reddedildi" denildi.
Cumartesi Anneleri'nin Youtube'dan yaptığı açıklama şöyle:
AYM ve AİHM içtihatlarına göre; bir kamu görevlisi yürüttüğü görevin sağlamış olduğu nüfuzu kötüye kullanarak, kişilerin yaşamına yönelik bir davranışla suçlandığı takdirde cezasız bırakılmamalıdır. Yargılama veya mahkûmiyet zamanaşımına uğratılarak, bu tür suçlamalar sonuçsuz bırakılmamalı ve böyle davalarda af veya bağışlama gibi koruyucu önlemlerin alınmasına izin verilmemelidir. Ancak bu topraklarda kamu görevlileri tarafından gözaltına alınan, işkenceyle sorguladıktan sonra öldürülen ve bedenleri kaybedilen insanlarımız için hukuk, yasalar, içtihatlar, anayasa yok hükmünde. Çocuklarının gözaltında tutulduğunu, çocuklarına işkence yapıldığını ve sonrasında kaybedildiklerini belirterek tüm hukuk yollarını kullanan aileler asla sonuç alamıyorlar. 889. haftamızda evlatlarına ulaşmak için her yolu, her imkanı kullandıkları halde sonuç alamadan aramızdan ayrılan İsmail ve Zeycan Yedigöl’ün bıraktığı yerden Nurettin Yedigöl için adalet istiyoruz. Sosyalist kimliği ile tanınan 26 yaşındaki Nurettin Yedigöl, İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında yakalama kararı çıkartıldı. 10 Nisan 1981 tarihinde İdealtepe’de bir ev baskınında gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Gayrettepe'deki ünlü işkence merkezi 1. Şube'ye götürüldü. Orada Honduras’ta işkence eğitimi alan K Gurubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için ağır işkenceye maruz kaldı. Çok sayıda kişi Nurettin ile aynı yerde tutulduklarını ve onun gözaltında işkence edilerek öldürüldüğüne tanık olduklarına dair savcılığa ifade verdi. Ailesi; Emniyet Müdürlüğüne, Askerî Savcılığa, Sıkıyönetim Komutanlığına, Millî Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliğine, Cumhurbaşkanlığına ve Başbakanlığa başvurarak oğullarının akıbetinin açıklanmasını talep etti. Başvurdukları her yerde Nurettin’in gözaltına alındığı reddedildi. Nurettin Yedigöl'ün gözaltında kaybedilmesi ile ilgili farklı tarihlerde yapılan suç duyuruları sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldü. Ancak etkin olmaktan uzak soruşturmaların hepsinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi. Karara yapılan itirazlar da reddedildi. Anne Zeycan Yedigöl, son çare olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, 10 Aralık 2015 tarihli kararında; Devletin etkili soruşturma yükümlülüğünü, himayesi altındayken kaybolan kişinin nerede olduğunu ve akıbetini açıklamadığı sürece potansiyel olarak devam eder tespitinde bulundu. Ayrıca bu tür suçlamalarda yargılamanın zamanaşımına uğratılarak sonuçsuz bırakılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Ancak AYM kendi tespitlerine, evrensel hukuka ve teamüllere sırtını dönerek “Başvurunun zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna” karar verdi. Böylece, iç hukuk yollarını tamamen kapattı. Ülkesinde etkin başvuru yolu bulamayan Zeycan Yedigöl AİHM’e başvurdu. Kısacası 41 yıllık süreçte Yedigöl Ailesi’nin tüm başvuruları sonuçsuz bırakıldı. Faillerin ve tanıkların isimleri belli olmasına rağmen etkili soruşturma yapılmadı. Nurettin’in akıbeti karanlıkta bırakıldı, onu kaybedenler cezasızlıkla korundu. Kaç yıl geçerse geçsin Nurettin Yedigöl ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 190 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
|