39 yıldır, gözaltında kaybedilen oğlu Hayrettin Eren’in akıbetini soran Cumartesi Anneleri’nden, DİSK Basın-İş Genel Başkanı gazeteci Faruk Eren'in annesi Elmas Eren, Avcılar Ambarlı Hacı Osmanağa Camii'nden son yolculuğuna uğurlandı. Elmas Eren, Yeni Büyükçekmece Mezarlığı'na defnedildi.
Faruk Eren, abisinin hikayesini anlattığı "Kayıp bir devrimin hikayesi" adlı kitabında annesi Elmas Eren'in uzun yıllar boyunca, gözaltında kaybedilen abisi Hayrettin Eren için mücadele ettiğini, son yıllarda sağlık sorunları nedeniyle Cumartesi günleri Galatasaray Meydanı'na gidemediğini yazmıştı.
Cumartesi Anneleri, Elmas Eren'in ölümünün ardından “39 yıldır oğlumun kemiklerini arıyorum. Onu hiç unutamıyorum' diyen Elmas Eren Annemiz sen rahat uyu; Sen vazgeçmedin, bizde Hayrettin’i aramaktan vazgeçmeyeceğiz" mesajını paylaştı.
Cenazeye Cumartesi Anneleri/İnsanları, CHP'li vekiller Sezgin Tanrıkulu, Turan Aydoğan, Ali Şeker, Utku Çakırözer, eski vekil İlhan Cihaner HDP Milletvekilleri Ahmet Şık, Filiz Kerestecioğlu, Oya Ersoy, DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP’li Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül, Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, Prof. Dr. Tayfun Atay, çok sayıda gazeteci ve STK temsilcisi katıldı.
Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, "Belirsizliği belirliye çevirmek için sevgili annemiz 39 yıl boyunca durmadan, yorulmadan, elinde sevgili Hayrettin'in fotoğrafı ile dağlara, taşlara, kuşlara sordu. Peki niye soruyordu? Devletin özel güçlerin 12 Eylül'ün hemen akabinde Hayrettin Eren'in yaşam hakkına son vermişti. Toprak payına düşen bir mezara bile layık görülmedi. Mutlaka bir yerlerdedir, onu dokuz ay karnında taşıyan Elmas anasına ve ailesine gözyaşı dökme hakkı da elinden alındı. Devletten alacaklı olarak aramızdan ayrıldı anamız. Annelerimizi acıları birleştirmişti. Soydan, dilden, ırktan değil" dedi.
12 Eylül Askeri Darbesinin ardından 26 yaşındaki Hayrettin Eren hakkında arama kararı çıkarıldı. 21 Kasım 1980 tarihinde babasına ait 34 F 6798 plakalı otomobille evden ayrılan Hayrettin, bir arkadaşı ile buluşmak üzere Saraçhane Haşim İşcan Geçidi’ne gitti. Orada arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakolu’na ardından da aynı operasyonda gözaltına alınan 8 kişi ile birlikte Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube’ye götürüldü.
Gayrettepe’ye giden anne Elmas Eren, Hayrettin’in gözaltına alınırken kullandığı otomobili Siyasi Şube’nin bahçesinde gördü. Ancak oğlunu soran Elmas Eren’e “gözaltında böyle biri yok” cevabı verildi.
Aynı operasyon kapsamında yakalanan 8 kişi mahkemeye çıkarıldıklarında, “Hayrettin Eren de bizimle birlikte gözaltındaydı” diyerek suç duyurusunda bulundu. Milli Güvenlik Konseyi başta olmak üzere tüm resmi makamlara başvuran Eren Ailesi’ne “Hayrettin Eren isimli şahıs gözaltına alınmamıştır, hâlâ aranıyor.” cevabı verildi.
Eren Ailesi’nin ve İHD’nin sürdürdüğü hukuk mücadelesine rağmen, devlet etkin soruşturma yükümlülüğünü yerine getirmedi. Takipsizlik, zaman aşımı kararlarıyla kapatılmak istenen dosya, tüm hukuki yollar tükenince 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.