CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, ABD'nin YPG’ye ağır silah verme kararına tepki gösterdi. "Türkiye'nin NATO müttefiki ABD'nin, Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü bir yapıya silah yardımı yapacağını açıklaması ve bunu da Rakka operasyonu çerçevesinde ileri sürmesi son derece yanlış bir adımdır" diyen Yılmaz, bu girişimin iki ülke arasındaki dostluğu ve güveni iyice sarstığını söyledi. Öztürk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretini iptal etmesi gerektiğini ileri sürdü.
Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın bu ülkeye gittiğini anımsatan Yılmaz, "Heyetin temasları sonucu olumlu bir hava çıkacakmış gibi bir algı yaratıldıktan hemen sonra bu tür sert adımın gelmesi Sayın Cumhurbaşkanının ziyaretini ertelemesi için yeterlidir. Sayın Cumhurbaşkanı, ABD ziyaretini derhal ertelemelidir" dedi. Ziyaretin ertelenmemesinin "bu mesajı almıyorum" anlamına geleceğini de vurgulayan Yılmaz, bunun da ülkenin itibarını zedeleyeceğini savundu. Hükümetin Suriye'de gelinen noktayı önceden öngörmesi gerektiğini ancak bunu başaramadığını ileri süren Yılmaz, bütün uyarılarına rağmen de bu hatadan dönülmediğini savundu. Türkiye'nin Esad konusunu, saplantı haline getirdiğini söyleyen Yılmaz, şunları kaydetti: "Halbuki ABD de Esad'ı devirmek istiyordu, Avrupa ülkeleri de. Hepsi bir süre sonra uyanıklık yapıp bu işten sessiz sedasız vazgeçtiler ve kendi çıkarlarına yöneldiler. Türkiye, bu saplantıdan kurtulamadığı için Suriye tablosunda bir çıkış yolu arama konusunda başarısız oluyor. Mesela Sincar operasyonu yapılırken ABD neden eleştirdi? Halbuki Esad'la bir bağ olsa bu eleştirilmezdi. ABD eleştirse bile bunun bir anlamı kalmazdı. Bizim şimdi Suriye'nin toprak bütünlüğüne dönük bir plan çerçevesinde çalışmamız lazım. Suriye konusunda bütün aktörlerin yüzlerindeki maske düşmüştür. Artık bundan sonra oyunu pragmatik kurallar çerçevesinde oynamak lazım ve ön yargıyı bir siyaset haline sokmamak gerekir.”
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, Suriye'de yaşanan gelişmeler ve ABD'nin YPG'ye silah teminine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Büyükataman, ABD Başkanı Donald Trump'ın Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve ağırlığını terörist YPG'nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne ağır silah verilmesini öngören kararı onayladığına dair haberlerin ulusal ve Uluslar arası basında yer aldığını belirterek, "Bu karar kapsamında Pentagon Suriye'deki Suriye Demokratik Güçleri görünümlü YPG -PKK teröristlerini, Türkiye'nin sert ve yoğun itirazlarına rağmen ağır silahlarla donatacağı anlaşılmaktadır. Bu kararın MİT Müsteşarı, Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ABD'de temaslarda bulunduğu esnada; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretinin beklenmeden alınmış olması diplomatik nezaketsizlik olmasının ötesinde Türkiye ile dalga geçilmesi anlamına gelmektedir. Türkiye terörle mücadele ederken, dost ve müttefik görünümlü ABD'nin cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD temasları öncesinde gerçekleşmesi, ABD'nin Türkiye'ye yönelik hasmane tutumunun, mide bulandırıcı planlamaların varlığının açık bir kanıtıdır. Bu karar, yapılacak olan ziyaret çerçevesinde herhangi bir beklenti içerisine girilmemesi mesajını iletmekte, Türkiye'nin itiraz ve kaygılarının dikkate alınmayacağını açıkça göstermektedir" ifadelerini kullandı.
ABD tarafından yapılan "Koalisyon ortağımız Türkiye'nin güvenlik endişelerinden fazlasıyla haberdarız. Türkiye halkına ve hükümetine, ABD'nin yeni güvenlik risklerini engelleyeceği ve NATO müttefikimizi koruyacağımız konusunda güvence vermek isteriz" şeklindeki açıklamayı hatırlatan Büyükataman, "Bu gerçeğe işaret etmekte, adeta ülkemiz ile dalga geçilmektedir. YPG'nin Rakka'da kalıcı olmayacağı ve Rakka'nın temizlendikten sonra şehrin yönetiminin Araplara bırakılacağı yönündeki açıklamalar inandırıcılıktan uzaktır. Bu tarz güvenceler Türkiye'yi rahatlatan açıklamalar değildir. Teröristlerin her türlü sosyal etkinliğinde, iyi ve kötü gününde yanlarında boy gösteren ABD, bu konulardaki inandırıcılığını Türk halkının gözünde yitirmiştir. Eğer ABD gerçekten Rakka'da uzun vadeli bir YPG varlığının ve yönetiminin, Rakka nüfusunun arzuları açısından kabul edilebilir veya tutarlı olduğunu düşünmüyorsa, bu sonunun ne olacağı belli olmayan maceradan acilen cayması elzemdir" değerlendirmesinde bulundu.
Bu kararın Türkiye açısından asla kabul edilemeyecek bir tutum olduğunun altını çizen Büyükataman, şöyle devam etti:
"Türkiye-ABD ilişkilerine bir darbedir. Bu karar ABD'nin Rakka operasyonunu terör örgütleri marifetiyle yürüteceğini resmen ilan etmesi anlamına gelmektedir. Bu karar ABD'nin stratejik ortaklık iddiasında bulunduğu, NATO üyesi Türkiye'nin itirazlarını ve hassasiyetlerini kesinlikle dikkate almadığının önemli bir göstergesidir. Bu karar teröre ve teröriste yardım ve yataklık anlamına gelmektedir. Teröre karşı operasyon terör örgütleri eliyle yapılamaz, yapılmamalıdır. Bu karar Türkiye'ye karşı açık bir tehdit, hiç tereddüde yer bırakmayacak bir düşmanlık gösterisidir. MHP bu konuda hükümetin yapacağı doyurucu açıklamaları beklemektedir. Hükümet bu konuda derhal gerekli önlemleri ve inisiyatifi almalıdır. MHP hükümetin bu karara karşı alacağı her türlü önlem ve yaptırımın destekçisi olacaktır."