CHP ve İyi Parti'nin başını çektiği Millet İttifakın'ın adayının nasıl belirleneceği ve kim olacağı uzun süredir tartışma konusu.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in, "başbakan olacağım" açıklamasıyla adaylık denkleminden çıkması ve son dönemde gündem belirleyen çıkış ve açıklamaları; siyasi kulislerde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun "adaylık olasılığının güçlendiği" şeklinde yorumlanıyor. Konuşulan bir başka iddia ise İyi Parti'nin Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakmadığı yönünde.
İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın'ın, "Kılıçdaroğlu'nun adaylığa talip olduğunu duymadığı" ancak "kazanamama riski olan bir adayı kabul etmeyecekleri" yönündeki açıklaması bu konudaki tartışmaları daha da alevlendirdi.
Peki bu tartışmalar CHP ve İyi Parti arasında gittikçe büyüyen bir "çatlağa" dönüşebilir mi?
Her iki partide de bu olasılık düşük görülüyor.
İyi Parti'nin önemli isimlerinden İsmail Tatlıoğlu, Koray Aydın'ın bir durum tespiti yaptığını ve partinin ilkelerini ortaya koyduğunu, bir ismi hedef almadığı görüşünde:
"Koray Bey'in söylediği şu; bu işler istişare ile belirlenmeli. Burada bir şey yok. Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı ile ilgili bizim bir bilgilendirmemiz yok. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da adaylığı konusunda bir deklarasyonu yok. Dolayısıyla buradan ittifakta çatlak hikayesi çıkarmak mümkün değil."
Tatlıoğlu, seçimlerde Türkiye'nin aynı zamanda "bir sistem seçimi" yapacağına da dikkat çekerek, anket ve seçmen eğilimleri de dikkate alınarak "kazanacak aday" profili ile seçime gidileceğini; ismin ise "seçim sürecine girildiğinde belirleneceğini" vurguladı.
Tatlıoğlu, seçim sürecine girmeden hiçbir partinin adayının da netleşmeyeceğini savunarak önemli bir iddiayı dile getirdi:
"Seçim Mart 2022'de olursa Erdoğan aday olabilir ama daha uzun bir süre olursa Sayın Erdoğan dışında adaylığı konuşabiliriz. Çünkü, Sayın Erdoğan kaybedeceği bir seçime girmez. Benim öngörüm, bu ilkbaharda olmazsa ondan sonraki sonbaharda veya 2023'te olacak seçimlerde Sayın Erdoğan'ın dışında bir isim de konuşulabilir."
İyi Parti kulislerinde, Akşener'in cumhurbaşkanı adayı olmayacağı açıklamasına dikkat çekilirken "CHP'li bir adayla" seçime gidilmesi yüksek olasılık olarak değerlendiriliyor.
Geçen seçimlerde tartışılan Abdullah Gül veya Ekmeleddin İhsanoğlu gibi partiler dışında bir aday seçeneği ise İyi Parti'nin gündeminde bulunmuyor. Bunun nedeni olarak da "dışarıdan aday"ın, hem parti tabanlarından tepki görme olasılığı, hem de seçmeni motive etmesinin son derece zor olması gösteriliyor.
İyi Parti'de ayrıca, Millet İttifakı'nın seçimi kazanması halinde anayasa değişikliği yapılana kadar fiili olarak parlamenter sistemin uygulanmasına dönük formüller de tartışılıyor.
Anayasa değişikliği öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fiili olarak "başkanlık sistemi"ni uygulamaya koyduğu anımsatılıyor ve bunun tersinin Millet İttifakı'nın seçimleri kazanması halinde yapılabileceği konuşuluyor.
Bu çerçevede, muhalefetin adayının cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, en çok oyu alan partinin genel başkanının "birinci cumhurbaşkanı yardımcısı" gibi bir sıfatla bakanları belirlemede etkin rol oynayabileceği ve Bakanlar Kurulu'nun da ittifak ortağı partilerden atanabileceği; parlamentonun yetkilerinin de yine fiili olarak artırılabileceği vurgulanıyor.
Bu nedenle Akşener'in de hedefini "seçimlerden birinci parti olarak çıkmak" olarak koyduğu vurgulanıyor. Cumhurbaşkanı adayının da bu protokol hükümlerine uygun bir isim olması gerektiği belirtilirken, zaten uymayan bir ismin meşruiyetini yitireceğine dikkat çekiliyor.
CHP yönetimi, İyi Parti ile "tartışma" görüntüsü yaratacak söylem ve açıklamalardan kaçınıyor. Ancak Aydın ve bazı İyi Partililerin açıklamalarının rahatsızlık yarattığı da ifade ediliyor.
İyi Partilerin açıklamaları daha çok ittifak içinde "pazarlık gücünü artırma çabası" olarak yorumlanıyor. Muhalefetin adayının ittifak ortakları ile belirleneceğini Kılıçdaroğlu'nun da defalarca dile getirdiğine dikkat çeken bazı CHP kurmayları, "Anketlerden çıkmayan birisi olmasın deniliyor, çıkmadığı veya çıkmayacağı nereden biliniyor? Bunlar erken konuşmalar. İyi Parti içinde Kılıçdaroğlu'nun adaylığını farklı nedenlerle istemeyenler olabilir. Ama Meral Hanım'la Kemal Bey arasında adaylık tartışması üzerinden bir çatlak olacağını düşünmüyoruz. Biz Akşener'in açıklamalarını esas alıyoruz" görüşü dile getiriliyor.
Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığı, geçen yıl TBMM'deki bütçe görüşmeleri sırasında adaylık konusunda kendisine "aday ol" diye laf atan AKP milletvekillerine verdiği "Cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağımı size kim söyledi?" sözleriyle gündeme geldi.
CHP lideri o tarihten sonra da, adaylık ile ilgili sorulara net olarak "evet" ya da "hayır" yanıtı vermedi. Ancak uzunca süredir Kılıçdaroğlu'nun adaylığa hazırlandığı ifade ediliyor.
CHP kaynakları, Kılıçdaroğlu'nun adaylık konusunda "ittifak ortaklarına kendisini dayatma" gibi bir yaklaşımı olmayacağını belirtirken "Adaylık için hem ittifak ortaklarını hem de tabanı yokluyor, 'kazanacak aday' seçeneği olmak istiyor ve adımlarını da buna göre atıyor" yorumu yapılıyor.
CHP kulislerinde ağırlıklı görüş Kılıçdaroğlu'nun "Seçimin kendisiyle kazanılacağını görmesi halinde aday olacağı, ancak başka bir isimle kazanma ihtimali görürse o ismin adaylığını önereceği" yönünde.
Ankara kulislerinde en çok konuşulan konulardan birisi ise CHP Lideri'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaklaşık iki hafta önce Ankara'da 3,5 saat boyunca baş başa yaptığı görüşme.
Görüşmeden sızan çok bilgi yok. Ancak kulislere yansıyan bilgiye göre İmamoğlu, belediyenin projeleri, şimdiye kadar yapılan çalışmaları konusunda Kılıçdaroğlu'na kapsamlı bilgi verdi.
İki ismin cumhurbaşkanı adaylığı konusunu konuşup konuşmadığı konusunda net bilgi yok. Ancak görüşmede, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu'nun daha sık ve periyodik olarak baş başa görüşme kararı aldığı ifade ediliyor.