Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bulut: Bundan sonra başınıza gelebilecek en kötüsü ile aranızda giren Türkiye yok!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Bulut: Bundan sonra başınıza gelebilecek en kötüsü ile aranızda giren Türkiye yok!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut, Tayyip Erdoğan'ın, 'Ermeni Soykırımı' tasarısının Alman Parlamentosu'nda kabul edilmesine ilişkin kullandığı "Ya gündemdeki meseleleri çözüme kavuştururuz ya da Türkiye Avrupa önünde set olmaktan çıkar, sizi dertlerinizle baş başa bırakırız" ifadesiyle ilgili olarak, "Bundan sonra başınıza gelebilecek en kötü ile aranıza giren Türkiye yok" dedi.

Yiğit Bulut'un, "Sorunlarınızla başbaşa kalırsınız" başlığıyla yayımlanan (5 Haziran 2016) yazısı şöyle:

Sayın Cumhurbaşkanımız TİM Genel Kurulu’nda son noktayı koydu ve AB’ye seslendi; “...Ey almanya senin derdin ne! Birde konuştuğumuzda elimden geleni yapacağım diyor... Tarihimizi Alman Parlamentosuna bırakacak kadar aşağılık değiliz... Ya gündeminizdeki gelişmeleri hakkaniyetli bir şekilde savunun ya da Avrupa’nın önünde bir set olmaktan çıkar sizi dertlerinizle başbaşa bırakırız. Karşımıza Ermenileri, terör örgütlerini sürmeyin. Delikanlı olun benim ciğerimi yiyin”...

Sevgili dostlar, Türkiye “en noktası” ile olaya son noktayı ve teşhisi koydu; AB ya hakkaniyetli olacak ya da cevabını en kısa sürede en ağır şekilde alacak ve ağır kaderi ile baş başa kalacak...

Sevgili dostlarım, Avrupa için söylenecek tek bir siz var; Zavallı!

Evet daha önce de yazdım; Zavallı Avrupa...

Evet doğru okudunuz; Zavallı, bitik, çaresiz Avrupa...

Sevgili dostlar, son birkaç aydır bu köşede ve katıldığım TV programlarında, AB’nin Türkiye’yi aklınca kandırma amaçlı hareket ettiğini ve “vize serbestisi” dahil atılan adımların “gerçek dışı olduğunu” savunuyor ve Türkiye’nin iyi niyetlerle yaptığı anlaşmanın AB tarafından uygulanmayacağını iddia ediyorum... Bu köşedeki son 10 yazıya bakmanız yeterli....

Birkaç gündür AB’nin boyaları döküldü ve “olmayacak bir şart” daha ortaya atarak, Türkiye’nin terörle mücadele ettiği, şehitler verdiği bir dönemde “terörün tanımını değiştirmemizi” istediler... Nasıl olsa yapmayacaklar ya, mültecileri de Merkel’in planı doğrultusunda geri gönderiyorlar ya! Aldılar ya istediklerini! Sonrasında istediler de, istediler!

Tam istedikleri anda da Devlet’in en yetkili makamından, sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dan cevaplarını fazlasıyla aldılar. Aynen şunları söyledi Sayın Cumhurbaşkanımız; “Şu an AB, vize için terörle mücadele yasasını değiştirin diyor. Siz önce Avrupa Parlamentosu yanına çadır kuran teröristlere izin veren zihniyetinizi niye değiştirmiyorsunuz?... Teröristlere çadır kurduracaksın, bize de vize şartı getireceksin. Hadi bakalım, biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git. Kiminle anlaşabiliyorsan onunla anlaş”...

Evet, açıklama böyleydi ve çok net biçimde mesaj yerine vardı... Sonrasında Alman siyasetçiler olmak üzere şöyle sesler geldi; “Biz şahısları değil, devletleri tanırız”. Aynı küstahlığı bir süre önce AB Parlamento Başkanı Schulz da yapmış ve “anlaşmayı hükümetle imzaladık, Cumhurbaşkanı ile değil” demişti ! Avrupa durmadı arkasından soykırım yalanı, iftirası geldi... 

Sonuç: İyi dinleyin Avrupalı vatandaşlar; sizin ülkenizde lider olmayabilir, hükümetler zorla ayakta durabilir ama burası öyle değil. Burada % 52 ile seçilmiş bir lider var ve bu halk Devlet’i Lider’e emanet etti. Seçilmiş Cumhurbaşkanı bu ülkede Devlet’i ve Milli İrade'yi temsil eden en yetkili makam ve bu ülke adına son sözü söyleyecek kişi...

Ey zavallı Avrupa ve içerideki taşeronları

Size Sayın Cumhurbaşkanımızın cümleleri ile veda edeyim; “Teröristlere çadır kurduracaksın, bize de vize şartı getireceksin. Hadi bakalım, biz yolumuza gidiyoruz, sen de yoluna git. Kiminle anlaşabiliyorsan onunla anlaş.’’ 

Haydi yolunuza

 

Bundan sonra başınıza gelebilecek en kötüsü ile aranıza giren bir Türkiye yok! Yolunuz açık olsun!

!