3. Havalimanı finansman töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Toplamda 32 milyar 399 milyon avroya ulaşacak bu proje ülkemizin en büyük projesidir. Çılgın projeler diyorduk ya, şu ana kadar en iyisi bu" dedi. "Milli araba projemizle ilgili birileri hemen 'milli değil devşirme', 'yerli değil çakma' diyerek projeyi sabote etmeye, itibarsızlaştırmaya çalıştı" diyen Erdoğan, "Testinin içinde ne varsa, unutmayın, dışarıya da o sızar. Bunların içinde yerli ve milliye düşmanlık olunca, dışarıya da o sızıyor" ifadesini kullandı.
Törende açılış konuşmasını Başbakan Ahmet Davutoğlu yaptı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bugün ülkemizin geleceği açısından son derece önemli bir anına şahitlik etmek üzere bir aradayız. Yap işlet devret modeliyle hayata geçirilecek bu havalimanının ihalesini 3 Haziran 2013’te yapmış, temelini 7 Haziran 2014’te atmıştık. Bugün ise 3.3 milyar Avrosu kamu, 1.3 milyar avrosu özel bankalar tarafından karşılanacak kredi sözleşmesini imzalamak için bir arada bulunuyoruz.
Ülkemiz, milletimiz ve tüm bölge için hayırlı olmasını diliyorum. Finansman desteği sağlayıp sorumluluk üstlenen tüm bankalara şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Türk müteahhitlik sistemi için farklı bir lige geçiş olacak bu proje için tüm yüklenici firmalara teşekkür ediyorum. Bu proje aynı zamanda tüm sivil havacılık için de yeni bir dönemin kapılarını aralayacak. Tüm etaplarıyla tamamlanması halinde, Türkiye, bilhassa İstanbul dünya hava trafiğinde küresel bir merkeze dönüşecek.
Kasım 2002, göreve geldiğimizde Sabiha Gökçen sıfırdı. Herhangi bir uçuş söz konusu değildi. İstanbul, bugünle mukayese edilemeyecek kadar geri plandaydı. Bunu ele almak suretiyle, Sabiha Gökçen artık talebe cevap veremez hale geldi. Aynı şekilde İstanbul ihtiyaca cevap veremez hale geldi. Bütün bunlarla beraber tabii, uçak sayımız ihtiyaca cevap veremez hale geldi. Sadece THY çalışırken bu sayı iki oldu, üç oldu, altı oldu devam etti.
Sabotajlara rağmen, bizlere bu unutulmaz anı yaşattığı için rabbime dua ediyorum. Projenin taşıdığı önemin daha da iyi anlaşılması için rakamların tekrarında fayda görüyorum. Bu alan birilerinin iddia ettiği gibi tesadüfen seçilmedi. Bölgenin ekolojik dengesi, rüzgar dengesi tespit edilerek seçildi. Sayın Binali Yıldırım Bey’le bölgeyi helikopterle gezdik, ne nedir, ekolojik çalışmaları yerinde incelemek suretiyle bu işin kararını verdik. Toplamda 32 milyar 399 milyon avroya ulaşacak bu proje ülkemizin en büyük projesidir. Çılgın projeler diyorduk ya, şu ana kadar en iyisi bu.
Bu projenin yatırım bedeli geçtiğimiz 10 yılın yaklaşık 10 katı büyüklüğe tekabül ediyor. Devletin kasasından bir kuruş çıkmadan bu projeyle devlet kira bedeli artı KDV olarak 26 milyar avronun üzerinde bir kazanç sağlayacaktır. Proje toplam 4 etaptan oluşuyor. İlk etap 2018’in ilk çeyreğinde inşallah hizmete girecek. Yılda ortalama 80 bin kişiye ek istihdam sağlanıyor. Tamamen hizmete girmesiyle yıllık 120 bin kişiye çıkacak. Projenin ilk etabı yılda 90 milyon yolcu kapasitesi ve 3 kuzey güney pistini barındırıyor. Hiçbir yerde olmayan bir şekilde havalimanına aynı anda iki uçak iniş yapabilecek. AirBus A380 gibi büyük uçaklar, rahatlıkla iniş gerçekleştirecek. Tüm etaplar tamamlanınca yıllık yolcu kapasitesi 150 milyona ulaşacak. 63 yıldır Türk ve dünya havacılığına hizmet veren Atatürk Havalimanı artık talebi karşılayamıyor.
Projeyi hazmedemeyen bazı kesimlerin aksine, bu havalimanı çevrecilikte dünyaya örnek olacaktır. Yeni havalimanı tamamlandığında yolcu kapasitesi bakımından dünyanın sayılı havalimanlarından biri olacaktır. Halka hizmet, hakka hizmet gören bir anlayışın bu ülkenin nereden nereye taşıyacağını görmek isteyen ülkemizin son 12 yılına bir baksın.
Türkiye, geride bıraktığımız dönemde sadece belli kesimlerin kullanabildiği havayolunun halkın yolu oluşuna şahitlik etti. Şehirlerarasında otobüsle gidip gelenler, artık fiyatlar öyle bir dengeye geldi ki artık uçakla seyahat etmeye başladı. 26 havalimanından 55’e çıktı. 2002’de 26’yken bunu kimse hayal edemiyordu. Şırnak’a havalimanı mı olurmuş, Iğdır’a, Hakkari, Ağrı’ya havalimanı mı olurmuş? Yapılacağını gördüler...
Ordu-Giresun Havalimanı gibi bir projeyi hayata geçirdik. Denizin üzerinde yapılan bir havalimanı. Teröre, tüm sabotajlara rağmen Hakkari’de Selahaddin Eyyubi Havalimanı’nı inşa ettik. İnşallah 2020’ye kadar bu sayıyı 60’a çıkaracağız.
Vakit nakittir anlayışını bununla değerlendireceğiz. Türkiye artık küresel ölçekte projeler yapan bir ülke noktasına geldi. Sadece karayollarında değil, hızlı trende değil, işte şu anda Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde dört gidiş, dört geliş, ortada da hızlı tren... Üçüncü havalimanı bu noktada çok daha yakın olacak.
Ulaştığımız her hedef bizim için bir başlangıç. Her “Allah razı olsun” ifadesi bizim için bir motivasyon kaynağı... Artan özgüvenin birilerini rahatsız ettiğini tabii ki görüyoruz. Bu rahatsızlığın çok daha farklı araçlarla dışa vurulduğunun farkındayız. Bahane olarak kullanılan sebeplerin ötesindeki asıl sıkıntıları, asıl niyetleri, asıl mesajları da gayet iyi biliyoruz.
Türkiye’nin 90 yıllık tarihiyle, bir anlamda bu mücadelelerin de tarihidir. Üretmeden kazanmaya alışmış bir grup Türkiye’nin önünü hep kesmiştir. Bu ülkenin potansiyeline alınan siyasetçiler, işadamları hayalperest denilerek hep karalanmıştır. Rahmetli Menderes, rahmetli Özal, rahmetli Erbakan, rahmetli Hürkuş bu ekibin hedefi olmuştur. Nuri Demirağ uçak fabrikası kurmuş, önünü kesmişler, gaz ocağı fabrikası yapmışlar.
Şöyle gazete sayfalarında bir yolculuk yaparsanız, milli projelerin nasıl baltalandığını, hor görüldüğünü, emekleme evrelerinde çelme takıldığını görürseniz. Aynı lobi bugün de sabotajlarına devam ediyor. Üç beş ağaç bahanesiyle başlatılan Gezi olaylarının hedeflerinden biri de bu havalimanıydı. 17-25 Aralık darbe girişiminin hedefi bu proje için elini taşın altına koyan firmalarımızdı. Marmaray’la ilgili yapılanları hepimiz hatırlıyoruz ve Marmaray bundan dolayı yaklaşık 4 yıl gecikmeyle açıldı.
Milli araba projemizle ilgili birileri hemen “milli değil devşirme”, “yerli değil çakma” diyerek projeyi sabote etmeye, itibarsızlaştırmaya çalıştı. Testinin içinde ne varsa, unutmayın, dışarıya da o sızar. Bunların içinde yerli ve milliye düşmanlık olunca, dışarıya da o sızıyor. Biz şimdiye kadar eserlerimizle, hizmetlerimizle, mega projelerle konuştuk. Biz laf değil icraat üretmeye devam edeceğiz. Bugünkü Türkiye, 60’ların, 80’lerin, 90’ların Türkiye’si değildir. Türkiye’de kaos dönemleri, istikrarsızlık ve kriz dönemleri geride kalmıştır. 3-5 manşetle siyaseti dizayn edilen Türkiye dönemi artık geride kalmıştır. 2023 hedefleri için çalışmaları hayata geçirmeye devam edecektir.