Efsane boksör Muhammed Ali’nin cenaze törenine katılmak için ABD’ye giden ancak ziyaretini yarıda keserek Türkiye’ye dönen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bir müslüman olarak dini görevimizi yerine getirdik. Cuma olan tören, daha ziyade genel bir anma etkinliği biçiminde bir tören olacak denildi. Perşembe günü cenaze namazının kılındığı törene katılmakla maksadın hasıl olduğunu düşündük. O nedenle daha fazla kalmadan dönelim istedik" dedi. "Cuma günkü programın dini bir nitelik arz etmediğini gördük" diyen Erdoğan, "Siyasi liderlerin katılımına dair bir şeyden de söz edilmedi. Böyle bir şey olsa kalıp ikili temaslarda da bulunma imkanı olabilirdi. "Ülkemiz hassas bir dönem içerisinde, orada fazlasıyla yapılacak işlerimiz var" diyerek, Cuma’yı beklemeden dönmeyi tercih ettik" diye konuştu.
Kulislere dayandırılan haberlere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretini yarıda kesmesinin perde arkasında organizasyon şirketi ile yaşanan anlaşmazlıkların etkili olduğu ileri sürülmüştü. Erdoğan'ın cenazede Kur'an okumak istediği, ardından yanında getirdiği Kâbe örtüsünden bir parçayı, törene katılan diğer Müslüman önderlerin de önerisiyle Ali’nin tabutunun üstüne bırakmak istediği, ancak ailenin buna izin vermediği iddia edilmişti.
Erdoğan, önceki gün başlayan EURO 2016’da bugün ilk sınavını Hırvatistan karşısında verecek olan Milli Takım’a güvendiğini belirterek, "Temenni ederim ki, milli takımımız iyi bir başlangıç yapar" dedi.
Erdoğan, Muhammed Ali’nin cenaze töreni için gittiği ABD dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Aralarında Hürriyet'ten Mehmet Arslan'ın da bulunduğu gazetecilerin soruları ve Erdoğan’ın yanıtları özetle şöyle:
- Milli takımımız, Avrupa Şampiyonası’nda ilk maçını Hırvatistan ile oynayacak. Ay yıldızlı ekipten beklentileriniz nedir?
Fırsat buldukça milli takımımızı takip etmek, izlemek isteriz. İlk maçımız, sizin de dediğiniz gibi, Hırvatistan’la olacak. Aslında o maça gitmek de istiyordum. Ama maalesef şartlar el vermedi, gidemeyeceğiz. TV’den izlemek durumunda kalacağız. Temenni ederim ki, milli takımımız iyi bir başlangıç yapar. Milli takımımızın moralinin şu anda iyi olduğunu görüyorum. Fatih Hocamızla beraber, yaş ortalaması genç dinamik bir takımımız var.
Son hazırlık maçlarında gol kaçıran, ama neticeyi lehine çevirmeyi başaran bir milli takımımız var. Temenni ediyorum inşallah bu şampiyonada netice almayı başarırlar.
Hırvatistan maçında da önemli olan, galibiyetle üç puanı kapmaktır. Millilerimiz, İspanya ve Çek Cumhuriyeti ile yapılacak maçları da, inşallah puanlamada lehlerine çevirirlerse, turu atlama imkanını yakalamış olurlar.
Doğrusu biz kendilerine güveniyoruz. Ekibimize Allah’tan muvaffakiyetler diliyorum. Bu arada Cüneyt Çakır da hakem olarak orada yer alacak. Hatta final hakemleri için de ismi geçiyor. Ona da ayrıca başarılar diliyoruz.
- Ağustos’ta 2016 Yaz Olimpiyatları başlayacak. Katılacağımız branş sayısı 18 ile rekor sayıya ulaşmış vaziyette. Madalya konusunda beklentiniz nedir?
Bizim ancak temennimiz olabilir. Bunun değerlendirmesini hocalarımız daha iyi yapabilir. Biz dışarıdan baktığımızda, mesela bir önceki olimpiyat şampiyon olan sporcumuz, bir sonraki olimpiyatta şampiyon olamayabiliyor.
Sizin sporu çok yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Hidayet Türkoğlu’ndan NBA modelinden esinlenerek sporu Türkiye’de yaygınlaştırabilecek bazı çalışmalar yapmasını istemişsiniz sanırım. Spor programlarını izliyor musunuz? Ne kadar takip ediyorsunuz?
Spor programları izliyorum tabii ki. Fırsat buldukça, ağırlıklı futbol ve basketbol izliyorum. Kendim de, Hidayet (Türkoğlu), Hamza (Yerlikaya), İbrahim (Kalın) başta olmak üzere, arkadaşlarla haftada birkaç gün bu spor faaliyetlerini yapıyorum. Ortalama bir saati aşıyor. Bu da bize ayrı bir dinginlik kazandırıyor.
Bizi farklı bir atmosferin içine sokuyor. Hidayet Bey’den o tür bir çalışma yapmasını, bunların okullarımızda yaygınlaşması için neler yapılabileceğini düşünmesini istedim. Ben belediye başkanlığım sırasında, sokak basketbolunu yaygınlaştırmak için kısmen çaba harcadım.
Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, profesyonel kulüplerimize de çağrı yaparak amatör sporlara ağırlık verilmesini isteyebiliriz.
Devlet ve hükümet, bütün okullarımızın kapalı spor salonlarına kavuşmalarını sağlasın. Bizim spor okulları kurma projemiz vardı. Spor kültürünün güçlenmesini sağlayalım. Sokaklar, parklar bu tip mekanlarda potaların sayılarını artıralım.
Son yıllarda Türkiye genelinde stadyumlarda önemli iyileşmeler sağlandı. Doğrudur. Artık çok modern stadyumlarımız var. Dünyada bu işte en önde olanların yakaladığı imkanlara, artık neredeyse bizler de kavuşmuş durumdayız. Mesela bu sezonun şampiyonu Beşiktaş’ın nasıl bir stadı vardı, şimdi nasıl bir stada kavuştular. Bunlar iftihar meselesi. Konya’da artık, gerçekten iftihar vesilemiz olacak muhteşem bir stadımız var. Antalya, Bursa. Şimdi Trabzon’un bitmek üzere olan bir stadı var. İnşaatlar yoğun bir şekilde devam ediyor.
Şu anda Süper Lig’de olanlardan, Rizespor. Rize, kenar köşede kalmış bir ilimiz ama 15-16 bin kişilik bir stadyumu var. Bunlar geçmişte olan şeyler değildi. Mesela Mersin, Süper Lig’den düştü ama yaklaşık 25 bin kişilik bir stadyuma sahip. Türkiye’de hamdolsun kimse artık, ‘Bizim stadımız yok’ diyemez. Türk Telekom Arena ilk yapılan statlardan biriydi. Fenerbahçe’nin stadı malum. Özellikle büyük şehirlerimizde kapalı spor salonlarımızda da ciddi mesafeler alındı. Fenerbahçe’nin Ülker Arena’sı var.
Galatasaray’ın Abdi İpekçi’si şu anda bir imkan. Fakat dün sayın bakanla da bu konuyu görüştük. Galatasaray’ın Eurocup şampiyonluğunun ardından bizi ziyaretlerinde bir talepleri oldu. Türk Telekom Arena yakınlarında daha güzel bir kapalı spor salonu yapılmasını istiyorlar. Kendileriyle bunu görüştük. O gün bize kendi planlarını açtılar, projelerini falan da bize gösterdiler. İnşallah çok kısa zaman orada, 20 bin kişilik bir kapalı spor salonuna kavuşurlar. Basketbolun Türkiye’de her geçen gün daha fazla ilgi uyandırdığını görmemiz lazım. Ankara’da da arena var, 12 bin kişilik spor salonu. Samsun’un da keza güzel bir spor salonu var. Tabii sadece salonlarla yetinmeyip, başarıya koşacak kulüplerin de oluşturulması lazım...
- Kulüpler Birliği’nin yayın ihalesini kendisi yapması konusunda bir gelişme var mı?
Gençlik ve Spor Bakanımız burada. Bu sorunun cevabını hemen kendisinden alalım.. (Spor Bakanı Çağatay Kılıç: “Şu anda TFF ve Kulüpler Birliği, bunu hukuki açıdan inceliyorlar, yapılması gereken kanuni değişiklikler var mı ona bakıyorlar. EURO 2016 sonrası toplanıp konuşacağız. İncelemelerin tamamlanmasının akabinde her şeyi masaya yatıracağız”).
Merhum Muhammed Ali, bizler için de önemli bir şahsiyet. Vefat haberi gelince, Muhammed Ali’nin cenazesine bizzat katılmamızın isabetli olacağını düşündük. Louisville’de merhum Muhammed Ali’nin cenaze namazını kılarak dini vecibemizi yerine getirdik. Onun şampiyonlukları, adeta milli başarı gibi sevindirirdi bizleri. Hele hele ‘Muhammed Ali’ ismini de almış olması, Müslümanları birbirine bağlayan bir bağa dönüşmüştü.
Mesela, ‘Onlar bize bir şey yapmadılar ki, biz niye Vietnam’a savaşa gidelim’ diyerek, Vietnam’a savaşa gitmeyi reddetmesi beni çok etkilemiştir. Bedel ödemiş biridir. Vietnam’a savaşa gitmeyi reddettiği için 5 yıl hapis, 10 bin dolar para cezası almış. Şampiyonluğu elinden alınmış, ringlerden men edilmiştir. Ama tekrar ringlere döndükten sonra, elinden alınan şampiyonluğu söke söke geri almayı da başarmıştır. Çok yardımsever bir insandı.
Bir müslüman olarak dini görevimizi yerine getirdik. Cuma olan tören, daha ziyade genel bir anma etkinliği biçiminde bir tören olacak denildi. Perşembe günü cenaze namazının kılındığı törene katılmakla maksadın hasıl olduğunu düşündük. O nedenle daha fazla kalmadan dönelim istedik.
- Uğurlama törenine kalmamanız, Türkiye’ye dönüşünüzü erkene almanız çeşitli spekülasyonlara da neden oldu. Bunlara ilişkin değerlendirmeniz nedir?
Cuma günkü programın dini bir nitelik arz etmediğini gördük. Siyasi liderlerin katılımına dair bir şeyden de söz edilmedi. Böyle bir şey olsa kalıp ikili temaslarda da bulunma imkanı olabilirdi. "Ülkemiz hassas bir dönem içerisinde, orada fazlasıyla yapılacak işlerimiz var" diyerek, Cuma’yı beklemeden dönmeyi tercih ettik.