Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, ABD'nin başkan adayı Joe Biden'ın 8 ay önce Türkiye ve kendisi hakkında söylediği sözlerle ilgili ilk kez konuşurken, "Türkiye'de darbe ile yapamadıklarını muhalefeti destekleyerek gerçekleştireceklerini kameralar önünde söylemekten çekinmiyorlar. Dostluğumuz var, oturup konuşmuşluğumuz var, beraber çay içmişliğimiz var. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsınız? Ama kullandılar. Bu hezeyana cevap vermesi gereken bizden önce muhalefet olmalıdır. Ülkemiz muhalefeti bu ağır ithama tepkisini tüm şiddetiyle ortaya koymak yerine konunun bir süre sonra gündeme geldiğine dair bir zırvanın arkasına sığınmıştır. Bu siyasi anlayış Türkiye'nin en büyük ayıbı ve kayıbıdır" ifadelerini kullandı.
Kabine toplantısının ardınan açılama yapan Erdoğan, Biden'ın "Erdoğan'ı mağlup edin. Darbeyle değil, seçim süreciyle. Erdoğan bir otokrattır, yapmamız gerektiğini düşündüğüm şey, ona karşı çok farklı bir yaklaşım benimsemek ve muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça ortaya koymak" sözlerine ilişkin ilk kez konuştu.
Muhalefeti Biden'a tepki vermemekle eleştiren Erdoğan "Seçimlerde delikanlıca milletin karşısına çıkıp, yarışmaya bile cesaret edemiyorlar. Şeytana bile pabucunu ters giydirmek için binbir alavere dalavere ile siyaset mühendisliği oynuyorlar. Biz harbi olun, hasbi olun, mert olun, delikanlı olun, yenileceksiniz, öyleyse şerefinizle yenilin, bunu söylüyoruz" dedi.
Erdoğan, "Kimlerle yürüdüklerine, kimlerden destek aldıklarına dahi bakmıyorlar. Türkiye siyasetinin tek mottosunun Tayyip Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin haline dönüşmüş olması gerçekten yüreğimizi acıtıyor. Sandıkla geldik, gidecekse öyle gideriz. Bunun kararını terör örgütleri, marjinal sapkın gruplar ne Amerika ve oradaki odaklar verebilir. Tek karar merci millettir" diye konuştu.
Oruç Reis'in Doğu Akdeniz'de faaliyetlerine ve Yunanistan'ın NAVTEX ilanına ilişkin de konuşan Erdoğan, "Yunanistan yetkisiz ve şımarıkça bir şekilde kendi NAVTEX mesajını yayınladı, böyle bir hakları yok. Yunanistan kendini içinden çıkamayacağı bir kaosa attı. Bölgede yaşanacak her olumsuzluğun tek sorumlusu Yunanistan, tek zarar gören de yine kendileri olacaktır" açıklamasını yaptı.
Erdoğan, Karadeniz'de keşfedilen 320 milyar metreküp doğal gaz rezervinin, devamının geleceğinin habercisi olduğunu da belirterek, "Türkiye döviz ve altın kıymetleri tarafından önemli güce sahiptir. En büyük rezervi de Karadeniz'in altında bulduğumuzu tekrar hatırlatmak isterim. Türkiye çok yakında doğalgazda dünyanın en büyük rezervlerinden birine inşallah sahip olacaktır. Buradan elde edilen her kuruşluk kazanç milletimizin hayat seviyesini yükseltecek çalışmalara gidecektir. Her alanda milletimizin cebine ilave kaynak girişi sağlayacağız" dedi.
Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:
"Afetin duyulduğu andan itibaren devletimiz halkımızın yanında yer almıştır. Bugünkü kabine toplantımızda durumu etraflıca değerlendirdik. Giresun'daki vergi mükelleflerimizi mücbir sebep kapsamına alıyoruz. Bildirimlerin süresini 15 Aralık 2020'ye , tahakkuk eden vergilerin ödeme süresine 31 Aralık 2020'ye kadar uzatıyoruz.
Her türlü ceza, gecikme sürelerini 31 Aralık'a alıyoruz. 2020 yılı üçüncü geçici vergi dönemine ilişkin geçici vergi beyannamelerinin de alınmamasını kararlaştırdık. Amme borçlularından faizsiz şekilde 24 ay süreyle erteliyoruz.Altyapıyla ilgili sorunları da hemen giderelim. Bu adımların atılması bakanların nezaretinde olsun istiyoruz.Her ne kadar ufak tefek petrol ve doğalgaz kaynaklara sahipsek de ihtiyaçlarımızın yanında devede kulak kalıyor. Enerji ihtiyacımızın sürekli yükselmesi, ödediğimiz ücretin artması anlamına geliyor. Cari açığımızı bir türlü kapatamıyorduk, enerjideki bu dev açığa kısmi de olsa çözüm getirmeye çalıştık. Fatih, Yavuz, Kanuni adlı sondaj gemilerimizle dünyanın en büyük filolarından birine sahip oldu.Doğu Akdeniz'de yürüttüğümüz çalışmaları engellemek isteyenlere gerektiğinde zor kullanmak pahasına hakkımıza sahip çıkacağımızı gösterdik.
Ülkemizin geleceği açısından önemli bir müjdeydi. Önümüzdeki süreçte Akdeniz'de de benzer müjdeli haberler alacağımızı ümit ediyoruz. Karadeniz'de Sakarya Gaz Sahası adını verdiğimiz bölgede 320 milyar metreküp rezerve sahip doğalgaz kaynağı keşfettik. Bu müjdeyi geçtiğimiz cuma günü milletimizle paylaştık. Rezervin çok daha büyük kaynağın ilk habercisi olduğu yönünde kuvvetli bulgular var. İnşallah bu müjdenin devamı gelecek. Bu kuyuların sayısının fazla oluşu oradaki ümitlerimizi çok daha arttırıyor.Güneş enerji konusunda yerli ve yenilenebilir enerji potansiyelini yükselteceğimizi belirtmek istiyorum.Dışarı oluk oluk akıttığımız kaynakları artık ülkemizin kalkınması ve hedeflerimizin gerçekleşmesi için kullanacağız. Siyasette, ekonomide, askeri alanda kendi hedeflerini kendi belirleyen bir Türkiye inşa ettik, inşallah en zorlu dönemi geride bıraktık. Verdiğimiz emeklerin karşılığını görmenin vaktidir. Bu zorlu mücadelede ülkemizin ve milletimizin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun. Kendi halkının safında yer almak yerine gavurun kılıcını çalmayı tercih edenleri milletimize emanet ediyoruz. Rabbim kimseye teröriste terörist, darbeye darbe diyemeyen mahruklardan eylemesin. Diğer alanlarda bize diş geçiremeyenler hep yaptıkları gibi ekonomimize saldırıyor.Klasik hale gelen döviz kuru, faiz, enflasyon, şer üçgenini bir kez daha başımıza musallat etmek için tüm güçleriyle yükleniyorlar.Merkez Bankamızın 45,4 milyar doları dövizdir. 2016 yılında altın rezervimiz sadece 14 milyar dolar seviyesindeydi. Yurtdışındaki altınımızı ülkemize getirerek, ülkemizde çıkan altını Türk Lirası üzerinden alarak altın rezervimizi yaklaşık üç kat arttırdık.Türkiye döviz ve altın kıymetleri tarafından önemli güce sahiptir. En büyük rezervi de Karadeniz'in altında bulduğumuzu tekrar hatırlatmak isterim. Türkiye çok yakında doğalgazda dünyanın en büyük rezervlerinden birine inşallah sahip olacaktır. Buradan elde edilen her kuruşluk kazanç milletimizin hayat seviyesini yükseltecek çalışmalara gidecektir. Her alanda milletimizin cebine ilave kaynak girişi sağlayacağız.Tüm dünyanın borç batağında olduğu bir dönemde Türkiye, kendi dengeleri üzerinde yoluna devam ediyor.
Yunanistan yetkisiz ve şımarıkça bir şekilde kendi NAVTEX mesajını yayınladı, böyle bir hakları yok. Yunanistan kendini içinden çıkamayacağı bir kaosa attı. Bölgede yaşanacak her olumsuzluğun tek sorumlusu Yunanistan, tek zarar gören de yine kendileri olacaktır. Türkiye 200 yıldır insan hakları, hukuk devleti gibi evrensel değerler haline dönüşen çizginin takipçisidir. Yaşadığımız kayıplara, acılara rağmen bu değerleri sonuna kadar korumayı ve yaşatmayı başarmış bir milletiz. Biz dost ve kardeş olarak gördüğümüz halkların güvenliği ve esenliği için kendi canımızı feda ediyoruz. Bu sağlam maya günümüzde aynı şekilde bize yön vermekte, istikamet çizmektedir. Bu erdemli duruş batının kurduğu demokratik ve ekonomik sistemin dünya çapında egemen olduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Biz de Osmanlı'dan itibaren aşama aşama bu sistemin içinde yer almanın gayreti içinde olduk. Biz bu tercihi yaptık ama batının bize hiçbir zaman aynı hüsnüniyetle yaklaşmadığını da kabul etmek durumdayız. Hangi adımları atarsak atalım batı bizi hiçbir zaman kendisi gibi görmedi. Bu gerçeği AB tam üyelik sürecinde bizzat yaşamış bir kişiyim.18 yıldır ülkede Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptım. AB ile olan görüşmelerin hep içinde oldum. Ama AB liderlerinin hep tutarsızlıklarıyla karşı karşıya olduk. Hiçbir zaman dürüst olmadılar, sözlerinin arkasında durmadılar. Ülkemizin tam üyeliği için hangi şartları önümüze getirdilerse tamam dedik, ne istedilerse yaptık, fakat sonuçta ortaya çıktığı gibi AB'nin bizi tam üyeliği yapmak gibi ta başından itibaren niyeti yoktur. AB'nin bir değerler bütünü değil bir grup ülkenin saplantısının esiri bir yapı olduğunu gördük. Ülkemize karşı teröristleri destekliyor. Yunanistan'dan FETÖ, PKK giriyor, gittiği yer neresi? Almanya. Bir diğer kısmı Fransa'ya gidiyor. Onlara ev sahipliği yapıyorlar. Dostluk bu mu? Bunlarla oturduğumuzda maalesef inkar ediyorlar. Her türlü sapkınlığı destekliyorlar.Türkiye'ye karşı sergilediği ikiyüzlü tavır AB'nin sonunun da ilanı olmuştur. Artık dünyada hiç kimse buna bir değerler manzumesi olarak bakmıyor. Bu ülke yıllarca NATO ittifakının doğu kanadının en önemli ülkesi olan Türkiye'yi terör örgütleriyle mücadelesinde yalnız bırakmıştır. Ne yazık ki bir terör devleti kurulmasının da önünü açtılar. Bu terör devletinin kurulmasıyla ilgili olarak her türlü silah desteğini binlerce kamyonlarla Fırat'ın doğusuna yığdılar.Bunları konuştuğumuzda 'yok böyle bir şey' dediler. Hepsi kayıtlarımızda, istihbari bilgilerimizde var. PKK, YPG terör örgütüyle bir olup ülkemize karşı pozisyon almışlardır. Bu hastalıklı zihniyet Amerikan siyasetini esir almıştır. Ülkemiz terör örgütlerinin saldırılarına uğradığında kafasını çeviren, darbeye maruz kaldığında heyecanla neticeyi bekleyen bu zihniyet demokrasinin yüz karasıdır.
Türkiye'de darbe ile yapamadıklarını muhalefeti destekleyerek gerçekleştireceklerini kameralar önünde söylemekten çekinmiyorlar. En azından oturup çay içmişliğimiz var. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsınız? Ama kullandılar. Bu hezeyana cevap vermesi gereken bizden önce muhalefet olmalıdır. Ülkemiz muhalefeti bu ağır ithama tepkisini tüm şiddetiyle ortaya koymak yerine konunun bir süre sonra gündeme geldiğine dair bir zırvanın arkasına sığınmıştı. Bu siyasi anlayış Türkiye'nin en büyük ayıbı ve kayıbıdır. Seçimlerde delikanlıca milletin karşısına çıkıp, yarışmaya bile cesaret edemiyorlar. Şeytana bile pabucunu ters giydirmek için binbir alavere dalavere ile siyaset mühendisliği oynuyorlar. Biz harbi olun, hasbi olun, mert olun, delikanlı olun, yenileceksiniz, öyleyse şerefinizle yenilin, bunu söylüyoruz.Kin, husumet ve bağnazlıkla kararan gönüller gözleri de kör ediyor. Kimlerle yürüdüklerine, kimlerden destek aldıklarına dahi bakmıyorlar. Türkiye siyasetinin tek mottosunun Tayyip Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin haline dönüşmüş olması gerçekten yüreğimizi acıtıyor. Sandıkla geldik, gidecekse öyle gideriz. Bunun kararını terör örgütleri, marjinal sapkın gruplar ne Amerika ve oradaki odaklar verebilir. Tek karar merci millettir.AK Parti milli iradenin üstünlüğü ilkesiyle bu çarkı kırdığı için 18 yıldır iktidardır. Çareyi dışarıda arayanlar için bundan daha büyük örnek ve ibret olabilir mi? Allah'ın izni ve milletimizin desteği ile 2023'te de milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Şayet muhalefet faşist kafayı değiştirmezse korkarım 2028'de de aynı şeyi konuşuyor olacağız.
Can kaybında artış yaşanıyor. Üzüntülüyüz. Milletimizin kurallara sıkı bir şekilde uymasını istiyoruz. Temizliğe dikkat etmeyen, maskesini takmayan her kişi sonu ölüme kadar varan tehdit kaynağı haline dönüştüğünü unutmamalıdır. Türkiye şu illeti yenene kadar lütfen kurallara uyalım. Uymayanları ikaz edelim. En büyük tehdit unsurlarından biri de sigaradır. Her türlü toplu etkinliğe bu sürede ara verelim. Bakın ben çok sevdiklerimin düğünlerine dahi gitmiyorum. Kendilerini makamımda ağırlıyorum. Tatilimizi kısa tutmak ve izole bir şekilde yapmak bizi aynı şekilde dinlendirir. "