Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un fethinin 567. yılında Ayasofya'daki programa videokonferansla bağlandı. Konuşmasına başlamadan önce okunan Fetih Suresi'nin mealini okuyan Erdoğan, "Fetih yıkmanın değil inşa etmenin, imhanın değil ihyanın, zulmün değil adaletin, zilletin değil erdemin, nefretin değil sevginin sembolüdür" dedi.
Ayasofya'da düzenlenen etkinlikte Ayasofya içinde Fetih Suresi okundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bu güzel programa öncülük eden Okçular Vakfımızın yöneticilerini, programın icrasına destek veren kurumlarımızı tebrik ediyorum. Sporcularımıza 'Ya Hak' diyerek ok atan tüm okçularımıza sevgilerimizi sunuyorum. Ülkemizle beraber tüm dünyayı etkileyen Koronavirüs salgını sebebiyle buruk Ramazan ve bayram geçirdik.
İstanbul'un fethini de daha mütevazı etkinliklerle idrak etmeye çalışıyoruz. Ata sporlarımızdan olan okçuluk ve atıcılık salgına karşı en az riskli sporlar arasında yer alıyor. 8. Fetih Kupası ise salgın sonrasında yapılan ilk spor müsabakası özelliği taşıyor. Ülkemizle beraber dünyayla da ilgiyle takip edilen bu etkinliğin yeni dönemin müjdecisi olmasını temenni ediyorum.
Kültürümüzde ok ve yay savaş ve avlanmanın ötesinde siyasetten spora birçok manayı bünyesinde barındırır. Ok ile yay devlet idaresinde hakimiyet nişanesi olarak sembolik değere sahiptir. Ok gönderilen kişinin gönderenden emin olması anlamına gelir. Ecdat için okçuluk sosyal ve beşeri hayatı tanzim eden değerler manzumesidir. Bunun için Okmeydanı'na abdestsiz ve sarhoş girilmesi yasaklanmıştır. Çocukluk yıllarımın, gençlik yıllarımın hemen hemen tamamı şu anda bulunduğunuz mekanda geçmiştir. Bu mekanı gerçekten gençlik yıllarımda çok önemli hatıraları var.
Sporcuların her birine kin gütmesi asla hoş karşılanmazdı. Müsabakalar öncesinde muhakkak besmele çekilir, peygamber efendimize salavat gönderilirdi. Pehlivanların özel hayatlarında tıpkı er meydanındaki gibi yiğit, civanmert olmaları beklenirdi. Özellikle spor alanında hırsın, bencilliğin, maddiyatın, haksız rekabetin arttığı dönemde gençlerimizin yeni bir spor ahlakıyla ahlaklanmasını istiyoruz. Evlatlarımızı okçuluğa, biniciliğe, atıcılığa yönlendirirken onları kültürel kodlarımızla tanıştırıyoruz.
Kökleri ile bağı kopmuş nasıl hayatta kalamazsa kültüründen habersiz neslin de hayata tutulması mümkün değildir. Kendini bilen, tarihini, medeniyetini bilen, özgüveni yüksek, ahlaklı, erdemli sağlıklı gençler yetiştirmek devlet olarak hedefimizdir. Ata sporlarımız bizim en büyük yardımcımızdır. Tüm ata sporlarımızı teşvik ediyor önemli destekler veriyoruz. Tarihimizi hakkıyla anlatan diziler ve filmler ata sporlarımızı tüm dünyaya tanıtıyor.
Diğer spor dallarında olduğu gibi ata sporlarımızda da devletimizin gençlerimize sunduğu imkanlar genişliyor. Unutulmaya yüz tutulan ata sporumuzu modern tesislere kavuşturduk. İnşallah Türkiye'nin diğer alanlarla birlikte geleneksel spor alanlarında yeni bir şahlanışın eşiğinde olduğuna inanıyorum.
Az önce muhterem hocamızın okumuş olduğu sürenin bunlar mealidir.
Aziz milletim, değerli misafirler, sevgili vatandaşlarım sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Sözlerime Fetih süresinin ayetlerinden bir kısmının mealiyle başladım.
İstanbul'un fethinin 567. yıldönümünü, Ayasofya'da Fetih suresi okunarak yadedilmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. İstanbul Fetih süresindeki müjdelere nail olmak için yanıp tutaşan bir fatih ve askerleri tarafından fethedilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet Han kuşatma 50. gününe ulaştığında sabırsızlanıp, canı sıkılıp, haber gönderir Akşemseddin Hazretlerine bu durumun sebebini sorar.
Cevap gelir, hulusu niyet, fena hareketlerden haya, emirlere itaat. Kemal-i sükunet ve intizamla verilen emirleri eksiksiz icra ediniz ettiriniz. İmani bir heyecanın verdiği galeyan ile muharebeye koşunuz. Malik olduğunuz liyakati gösteriniz. Zillet geride, şehadet ileridedir ve inşallah fetih yakındır.
Fatih'i en sıkıntılı günlerde yeniden coşturan Akşemseddin Hazretlerinin mesajı Fetih suresinin özetidir. 'Ya ben İstanbul'u alırım, ya İstanbul beni alır' diyen Fatih nihayet 1453 yılının 29 Mayıs günü hedefine ulaşmıştır.
Bir devrin kapanıp, yeni bir devrin açıldığı bu tarih insanlığın hafızasında asla silinmeyecek yer bırakmıştır. Fetih yıkmanın değil inşa etmenin, imhanın değil ihyanın, zulmün değil adaletin, zilletin değil erdemin, nefretin değil sevginin sembolüdür.
Kubbelerimiz, minarelerimiz, bahçelerimizle her semtini birbirinden farklı desenlere bezedik. Yedi tepesine yedi kandil yaptık, boğazına gerdanlıklar taktık. İstanbul'u çıkarttığınızda dünya tarihinin yeniden yazılması gerektiğine yürekten inanarak bu şehre sahip çıktık.
Büyükşehir başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bu şehre yaptığımız her hizmet hem bu dünyada hem öteki dünyada beraat vesikasıdır. Allah'ın yardımı, milletimizin desteği, gönül sultanlarının duasıyla önümüze çıkan her engeli aştık.
Girdiğimiz her mücadeleden anlımızın akıyla çıkmayı başardık. İnşallah fethin 600. yıldönümü olan 2053'de gençlerimize bir Türkiye bırakacağız. Bu duygularla bir kez daha İstanbul'un fethinin 567. yıldönümünde Fatih Sultan Mehmet Han başta olmak üzere tüm kahramanlarımızı, gazilerimizi, şehitlerimizi saygıyla yadediyorum. Fethin yadigarı Ayasofya'yı bu anlamlı günlerde mahzun bırakmayan tüm kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum."