Cumhurbaşkanı Erdoğan basın toplantısında konuştu

Gülseli KENARLI - Güven USTA / İstanbul,(DHA) TÜRKİYE\'nin ev sahipliğindeki Suriye konulu dörtlü zirve, sona erdi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın ev sahipliğinde Cumhurbaşkanlığı Vahdettin Köşkü\'nde ikili görüşmelerin ardından saat 16.20\'de başlayan zirveye Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Astana platformu ile BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura Vahdettin Köşkü katıldı. Toplantı  yaklaşık 3 saat sürdü. Zirvenin ardından liderler ortak basın toplantısı için kameralar karşısına geçti. 

Basın toplantısında bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, \"Bu önemli toplantı vesilesiyle dostlarımızı İstanbul\'da ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Suriye konusunda istişarelerde bulunmak üzere davetimize icabet eden Sayın Putin, Sayın Macron, Sayın Merkel\'e şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Toplantımızın ve aldığımız kararların Suriyeli kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum\" dedi. 

TOPLANTININ ÖNCELİKLİ HEDEFİCumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikli olarak hedefimiz sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ve hakim kılınması ile akan kanın bir an önce durdurulması. Ayrıca Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda bir siyasi çözüme ulaşılması, böylece ülkede istikrarın sağlanması noktasında neler yapılabilir, bunları etraflıca ele alma fırsatını bulduk\" diye konuştu. 

“ARTIK BU KAYITSIZLIĞA BİR SON VERİLMESİ GEREKİYOR\"Erdoğan, \"Öncelikle şu gerçeğin altını çizmekte fayda görüyorum. Suriye ihtilafının küresel bir sorun haline dönüşmesinin en önemli sebebi, uluslararası toplumun meseleyi yeterince sahiplenmemesidir. Maalesef çok uzun bir dönem Suriye krizinden kaynaklanan sıkıntıların yükünü, Suriyeli siviller ile komşu ülkeler çekmek zorunda kalmıştır. Birçok ülke durumun vahametini ancak krizin etkileri kendi sınırlarına ulaşınca idrak edebilmiştir. Artık bu kayıtsızlığa bir son verilmesi gerekiyor. İnsani, siyasi ve diplomatik olarak inisiyatif alınmadığı takdirde Suriye\'deki trajedi daha da kötüye gidecektir. Bugün bizleri İstanbul\'da bir araya getiren temel sebep işte budur. Astana formatında yürütülen iş birliği uluslararası topluma örnek olmuştur. Bugün, Fransa ve Almanya\'nın da katılımıyla Astana\'da yakalanan sinerjiyi daha ileriye taşıyabileceğimizi gördük. Bu olumlu iş birliğine ne kadar çok paydaş özellikle de paydaş ülke katkı sağlayabilirse kalıcı bir çözüme de o denli hızlı ulaşabileceğimize inanıyorum\" şeklinde konuştu.

“ASKERİ YÖNTEMLERLE ÇÖZÜM BULUNAMAYACAĞINA DAİR İNANCIMIZI TEYİT ETTİK\"Erdoğan, toplantının verimli olduğuna dikkat çekerek, “Suriye\'nin toprak bütünlüğü ile siyasi birliğine bağlılığımızı, ayrıca ihtilafa sadece askeri yöntemlerle çözüm bulunamayacağına dair inancımızı teyit ettik. Kalıcı çözüm yolunun, Suriye halkının öncülüğünde ve sahipliğinde Birleşmiş Milletler gözetiminde yürütülen müzakerelerden geçtiğini vurguladık\" dedi. 

“SİYASİ SÜREÇTE SOMUT ADIMLAR ATILMASI GEREKTİĞİNİN ALTINI ÇİZDİKöCumhurbaşkanı Erdoğan, “İdlib konusunda Putin\'in gayretleriyle imzalanan muhtıranın uygulanmasında sağlanan ilerleme teyit edildi. Muhtıraya riayet edilmesinin İdlib\'teki mevcut ateşkesin korunması ve yeni bir insani krize mahal verilmemesi için taşıdığı öneme özellikle işaret ettik. İdlib\'te sağlanan sükunetin tekrar yeşerttiği umuttan istifadeyle siyasi süreçte somut adımlar atılması gerektiğinin altını çizdik. Bu çerçevede anayasa komitesinin kuruluş sürecinin en kısa sürede şartları gözeterek, temennimiz odur ki yıl sonu itibarıyla tamamlanması çağrısında bulunduk\" diye konuştu. 

BÖLGENİN TERÖRDEN TEMİZLENMESİErdoğan, konuşmasında, toplantıda ele aldıkları bir diğer önemli konunun Suriye kaynaklı terör tehdidi olduğuna dikkat çekerek, “Bu hususta gerek dört ülke arasında gerekse uluslararası toplum düzeyinde iş birliğinin artırılması noktasında mutabık kaldık. Türkiye, 911 kilometrelik sınırı olması nedeniyle Suriye\'de yuvalanan terör örgütlerinden en fazla zarar gören ülkelerden biri. Bugüne kadar DEAŞ ve PYD tarafından gerçekleştirilen saldırılarda yüzlerce vatandaşımız ve güvenlik görevlimiz yaralandı, şehitler oldu. Her iki terör örgütünü de kaynağından bertaraf etmek amacıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının gerçekleştirdik. Toplamda da 7 bin 500 DEAŞ\'lı ve PYD\'li teröristi etkisiz hale getirerek 4 bin kilometrekarelik alanı terörden arındırarak önemli bir başarıya imza attık\" dedi. 

“ZİRVEDE SURİYE İTİLAFININ İNSANI BOYUTUNU DA KONUŞTUK\"Erdoğan, Türkiye\'nin güvenli hale getirdiği Afrin, Cerablus ve El Bab gibi Suriye şehirlerinde huzur, emniyet ve barış olduğunu belirterek, “Hatta 260 binin üzerinde Suriyeli bu bölgelere geri dönmüş durumdadır. Biz bu sayının zamanla artacağına inanıyoruz. Türkiye, ne sınırlarında ne de Suriye\'nin herhangi bir bölgesinde terör gruplarının palazlanmasına müsamaha göstermeyecektir. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni emrivakilerin dayatılmasını da asla kabul etmeyeceğiz. Fırat\'ın batısında olduğu gibi doğusunda da milli güvenliğimize yönelik tehditleri kaynağında bertaraf etmeyi sürdüreceğiz. Zirvede Suriye itilafının insanı boyutunu da konuştuk. Suriye halkına insani yardımın sürdürülmesi gerektiği konusunda mutabık kaldık. Bugün Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü konusunu da ele aldık. Geri dönüş sürecinin uluslararası hukuka uygun olarak gönüllülük esasına göre güvenli biçimde ve Birleşmiş Milletler ile eşgüdüm halinde yürütülmesi gerektiği hususunda fikir birliğine vardık\" diye konuştu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye\'nin 3.5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığına dikkat çekerek, “Suriyeli sığınmacılar için harcanan 33 milyar dolar Türkiye\'nin fedakarlığını açıkça göstermektedir. Adil yük paylaşımı hususunda Avrupa Biriliği\'nin verdiği taahhütlerin yerine getirilmesini bekliyoruz. Diğer ülkelerden de yaklaşan kış şartlarını düşünerek Suriye halkının ihtiyaçları için desteklerini artırmaları çağrısında bulunuyoruz\" dedi.

“DİĞER ÜLKELERİ DE BU GAYRETLERE DESTEK VERMEYE ÇAĞIRIYORUM\"Erdoğan, “Zirve katılımcıları olarak gerek sahadaki durumun iyileştirilmesine gerek siyasi süreçte ilerleme sağlanmasına yönelik çabalarımızı artıracağımıza inanıyorum. Diğer ülkeleri de bu gayretlere destek vermeye çağırıyorum. Türkiye olarak soruna çözüm bulmaya yönelik mücadelemizi hem Astana platformunda hem bugünkü gibi farklı ve daha geniş platformlarda sürdürmekte kararlıyız. Şüphesiz ki bu kararlılığımız aynı şekilde Astana sürecinin bir diğer üyesi konumunda olan İran\'ı da ilgilendirmektedir. Bu attığımız adımlar, yaptığımız görüşmelerden tabii ki İran\'ı da bilgilendireceğiz, haberdar edeceğiz ve bu sürecin çok daha olumlu şekilde devamını sağlamakta, bunu gerekli görüyoruz. Bu kararlılık Suriye halkıyla dayanışmamızın bir gereği, Suriyeli kardeşlerimize karşı boynumuzun borcudur\" şeklinde konuştu.