Mülteci krizine değinen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bugün Çanakkale'de meydana gelen ve 14 kişinin hayatını kaybettiği göçmen faciasına ilişkin olarak AB ülkelerine tepki gösterirken verdiği örnekte dili sürçtü. Bodrum'daki faciada kıyıya vuran bedeniyle tüm dünyada infiale yol açan Aylan Kurdi'nin ismini anmak isteyen Erdoğan, "Bu faciaların önüne geçebilmek için illa Aylin mi olması gerekiyor?" dedi.
DEİK İş Konseyi Toplantısı'nda konuşan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Dönem başkanlığımzda G-20 çalışmalarına yeni bir vizyon kazandırdık. Küresel büyümenin motor gücü yatırımlardır. Ticaretin artırılması ve altyapı yatırımlarındaki eksikliklerin giderilmesi yönünde ortak adımların atılmasına ihtiyaç vardır. Yüzde 2'lik global büyüme hedefinin yakalanması için tüm ülkelerin yapması gerekenleri takip ediyoruz. Dünyada gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin 70 ila 90 trilyon arasında altyapı yatırımına ihtiyacı olduğu hesaplanıyor, 2030 yılına kadar. Bu altyapı yatırımlarının gerçekleştirilmes için kamu-özel ortaklığı gereklidir.
Gelişme sorunu olan ülkelerinin sorunlarının da çözümü olarak ortak gayret sarf etmek gerekiyor. Kapsayıcılık başlığı altında Antalya zirvesinde gündeme getiriyoruz. En önemli ihtiyaçlardan birisinin de hayata geçmesi ve takip sağlanması. Acemlerin güzel bir ifadesi vardır "oturdular, konuştular, dağıldılar." Bizler de oturup konşup dağılacaksak bundan hiçbir netice çıkmaz. Önemli olan oturup konuşacağız ve netilecelendireceğiz. Eğer bunu uluslararası toplantılarda yapabiliyorsak takip debiliyorsak dünya hep birlikte kalkınmayı yakalayabilir.
Bilhassa yüzde 2'lik büyüme hedefine ulaşılması için tüm ülkelerin yapması gereken çalışmaları takip ettik. 2015 yılının bu konuda çok önemli mesafeler katedilen dönem olduğuna inanıyorum. Küresel büyümenin motor gücü yatırımlardır. Ticaretin artırılması ve alt yapı eksiklerinin giderilmesi konusunda ortak adımlar atılması konusunda ihtiyaç vardır.
Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin 70 ila 90 trilyon dolar arasında altyapı yatırım ihityacı vardır, 2030 yılına kadar. Eğer siz altyapı ihityacını gerçekleştiremiyorsanız yatrırım gerçekleştirilmesi mümkün değil.
Bu yatırımlar nasıl hallolacak? Esasen bunun için dünyada yeterince finas imkanı var. Bütün yaptığımız gezilerde yerinde tespit ediyoruz. Ancak burada kıskançlığın bir kenara konulması bu imkanın harekete geçirilmesi için tüm devletlerin somut kapsamlı yatırım stratejileri geliştirmeleri gerekiyor.
İslami finans gibi şeyler de devreye alınmalıdır. Antalya zirvesi bunların konuşulacağı ve değerlendirileceği bir toplantı olacaktır.
G20'nin gücü üye ülkeler tarafından gerçekleştirilmesi imkânı bulunmasından dolayı bulunuyor. Ekonominin siyasetten sosyal gelişmelerden özellikle de güvenlikten ayrı düşünülmesi mümkün değildir.
Güneydoğu ve Doğu bugün yatırım alamıyorsa terördendir. Güvenik sorunu olmazsa yerli ve küresel sermaya yatırım yapacaktır buraya. Her türlü teşviğe rağmen bu bölgeler yatırım almıyorsa özellikle terördür. Ukrayna krizinin yol açtığı siyasi ve diplomatyik krizlerin çok önemli sonuçları oldu. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşnana güvenlik sorunları böyle şeylere yol açmıştır.
Suriye terör boyutunun yanı sıra ekomik boyutlar da doğuruyor
G20’ye Suriye ve Irak’ı da dahil etmemiz platforma aykırı değildir.
Artık dünya birinci dünya savaşının şartlarını yaşamıyor ve dünyada 200'ü bulan ülkelerin veya bu 5 ülkeden bir tanesinin dudakları arasında mahkum edilemez.
Bu 5 ülkede bakıyorsunuz 3 tane Avrupa ülkesi 1 tane Asya 1 tane de malum ABD. Peki dünyadaki diğer kıtaları hangi ülekler temsil ediyor?
İnanç grupları olarak baktığımızda dünyadaki tüm inanç grupları temsil edilmiyor, bu bir adaletsizliği getriliyor.
Dünya adalet üzerine tesis edilmezse dünyada gelişimi beklemek mümkün değil. Bunu suriyede görüyoruz.
4,5 yıl oldu bu süre içerisinde Türkiye 2,5 milyon mülteci kabul etti. Suriye'de 370 bin insan en alçak şekilde katledilirken harekete geçmeyen ülkelerin insanlığın vicdanında ibra olabilmesi mümkün değil. Bizzati insan hayatını öncelik olarak almayan kuruluşlar belki hukuki statüye sahip olabilirler ama meşruiyet sorunları asla açamazlar. Suriye'de ölen her masumun canı bu acıyı önleyebilme gücüne sahip olduğu sürece şu veya bu sebeple yapmayan ülkelerin eline bulaşmıştır.
İşte bu sabah 14 tane botla kaçarken ölen mülteciler. Yaklaşık 20 kadar kurtarılabildi. Diğerleri ne yazık ki azgın dalgalar arasında boğulup gitti.
İlla Aylin mi olması lazım? Hepsi orada maalesef boğulup gidiyorlar. Olmaz böyle şey.
Burada insan hakları evrensel beyanneması, yazılmış olmakla mı kalacak yoksa bizim yapmamız gereken nedir? Biz ne yapmamız lazım ki buişi çözelim.
Bunların bir kısmı konteynır kentler de bir kısmı modern çadır kentlerde alınıyor. Bi bunun karşısında 3 tane madde getiriyoruz. Gelin terörden arındırılmış bögleyi ilan edelim, gelin uçuşa yasak bölge ilan edelim.
Bütün bu olanlar karşısında ben Türkiye’nin bir evladı olarak bakın Cumhurbaşkanı olarak değil, dertliyim, ama halkımın da çok dertli odluğunu biliyorum. Çünkü bizim genlerimizde bu var, bizim yapımızda bu var, ama diğerlerinin de bu işe el atmasını davet ediyorum.
Türkiye’de sadece 280 bin misafir için 8,5 milyar para harcadı. 500 bine yakın mülteci var İstanbul’da çeşitli şehirlerde imkanlarımızda Türkiye'nin yaptığı yardımı maddi olarak ifade edebilmek dorğu değil. Şunu çok açık söylüroum biz bu talimat alarak, birilerinin bize tavsiyesiyle bu adımları atmadık.s ınırlarımıza dayandılar, varil bomblaarından kaçan insanları sınırlarımızı açtık ve kabul ettik. Türkiye'deki sığınmacılar için kaynak tartışması yapılırken, bir defa bu hususu göz önünde bulundurmadık.
Biz bundan sonra da kardeş olarak kabul ettiğimiz Suriyeli Iraklı misafirlere sahip çıkmayı sürdürüz. Uluslararası yardımlar sadece işimizi kolaylaştırır. Oradan gelecek parayı kasamıza atmak için değil, nasıl daha kaliteli yardım ederiz onun için kullanırız.
Suriye ateşine odun taşıyan herkes kendini aynı ateşin içinde bulacaktır. Bu samimiyetle ifade edimiş dostça bir ikazdır. Sürekli uyarımızı yaptık, uzun bir geçmişze sahip olduğumuz bölge insanlarıyla ilişkimizi sürdüreceğiz. Önümüzdeki süreçte hedeflerimiz 2023 hedeflerimizdir.
Bu hedeflere ulaşmakta kararlıyız. Bunun için hala devam eden yatırımlarımızda kararlıyız.
İstanbulda yeni havalimanı, 3. Köprü, İzmit Körfez Geçiti köprüsü, İstanbul İzmir Otoyolu, hızlı tren hatları, tüneller, nükleeer santralleri, limanlar, Kanal İstanbul, Çanakkale boğazları hedeflerimizi birer birer hayata geçireceğiz. Eğitimde Sağlıkta sosyal yardımlarda tüm alanlarda yakaladığımız yardımları ileri taşıyacağız.
Demokraside özgürlüklerde insanb haklarında hukukta tr dünyada örnek gösterilen bir ülke olacak. İsktiarar ve güven ortamıyla devam edecek ülke 2023 yılına 10 ekomoiden birisi olarak girecek. Siz iş adamlarımız aoık önemli görevler düşüyor.
Dünyanın dört bir yanındaki dostlarıyla gerçekleştireceğiz. Kamu yatırımları önem arz ediyor. Biz sadece kendimiz değil beraber kazanalım diyoruz. Asya, Avrupa, Rusya, ABD, diğer tüm ülkelere aynı teklifi yapıyoruz, gelin birlikte kazanalım. Önce insan diyerek adaleti ahlakı vicdanı öne alarak kazanalım.
Bizim 13 yıldır ülke yönetiminde kendimize rehber ettiğimiz bir şey var insanı yaşat ki devlet yaşasın.
Aynı ilkeyi dünya ülkelerine de tavsiye ediyoruz. İnsanı yaşatın kazancınız devam etsin, insanı yaşatın ki daha huzurlu bir gelecek ümidi taşıyın. Buna katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.