Diyarbakır'da konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP'den bahsettiğinde kalabalıktan 'yuh' seslerinin yükselmesi üzerine "Bu yuhlar güzel de, demokraside bu yuhların asıl atılması yer belli değil mi?" diye sordu.
Erdoğan, kendisine "Kimin parasıyla meydanlara çıkıyorsun?" diye soran HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a da cevap vererek "Beyefendi, 'meydanlara kimin parasıyla çıkıyorsun?' diye soruyor. Devletin parasıyla çıkıyorum. Bu benim yasal hakkım. Cumhurun başı olarak buraya çıkıyorum. Yüzde 52’nin oyunu alarak buraya çıktım. Bu beyefendi de adaydı. Sen yüzde 52 alsaydım. Geçen gün baktık ki ağabeyi de dağlardaymış meğerse" diye konuştu.
Erdoğan, kendisini karşılamaya gelmeyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ı da eleştirerek, "Yüzde 52 oy almışsın. Belediye başkanı gelip karşılamaz mı? Meğerse bunlar Kandil’den talimat almışlar. Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirdi, onun için karşılamaya gitmeyeceksiniz" ifadelerini kullandı. Batman, Siirt ve Diyarbakır ziyaretlerinde belediye başkanlarının programa katılmama kararı alması nedeniyle Erdoğan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ziyaretini iptal etmişti.
Tarafsız cumhurbaşkanı tartışmalarına da değinen Erdoğan, "Ben her partiye eşit mesafedeyim. Gönlümde bir parti var, o ayrı. Ben tarafım, milletin tarafındayım. Tabii hanımefendi gelmeyince, belediyeyi ziyaret edemedim. Bunu bilmenizi istiyorum ki istismarı olmasın" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Batman ziyaretinin ardından Diyarbakır’da konuştu.
Erdoğan konuşmasından satırbaşları şöyle:
Sarıkamış'ta, Çanakkale'de bu ülkenin bütün evlatları hep birlikte mücadele verdi. Çanakkale'deki mezar taşlarına bakınca bunu görürsünüz. Cumhuriyet döneminde etle tırnak gibi iç içe geçmiş bu ülkenin her insanının kılık kıyafetinden, etnik kökeninden, inancından dolayı ayrımcılğa maruz kaldığı oldu. Terör örgütün vahşeti bölge insanını iki ateş arasında bıraktı. Şuna dikkatinizi çekmek istiyorum. Sizin Kürt oluşunuz, Zaza oluşunuz, Boşnak’ı ile, Gürcü’sü ile, Romanıyla vs… beni hiç biri ilgilendirmiyor. Yaratılan yaratandan ötürü sevdim.
Biri çıkmış “Kürtlerin yegane temsilcisi biziz” diyor. (Kalabalıktan gelen yuh sesleri üzerine - T24) Bu yuhlar güzel de, bu yuhların asıl atılması yer belli değil mi? Yıl 2001… Partimizi kuruyoruz, ben Anadolu’yu dolaşıyorum, Güneydoğu Anadolu… Buralara geldim. Şehrin bütün kanaat önderlerine şunu sordum, benden ne istiyorsunuz, bize dediler ki, OHAL’i kaldır bize yeter, dedim ki, inşallah ilk işimiz bu olacak.
Ne oldu, 2002’de seçim yapıldı. Abdullah Gül bey başbakan… İlk ay OHAL’i kaldırdık. Kim kaldırdı OHAL’i, biz kaldırdık… Yeter miydi, bize göre yetmezdi. Biz ne dedik? Eğitimde, sağlık, adalette, emniyette yükselen bir Türkiye. Batıda ne varsa, Diyarbakır’da da, Batman’da da o olacak dedi.
Şu anda eğitimde yavrularımız rahatlıkla okuluna gidebiliyor mu? Bütün kitaplarını bulabiliyor mu, akıllı tahtalar asılmaya başlandı mı, bilgisayarlar, tablet bilgisayarlar yavrularımıza verilmeye başlandı mı, başlandı.
Bitmedi… Bunlar yeterli değil. Dedik ki tüm Türkiye’de üniversite olacak. Şimdi soruyorum, “Biz Kürtlerin temsilcisiyiz” diyenler bu okulları siz mi kurdunuz, kitapları siz mi verdiniz?
(Sloganlar üzerine erkeklere seslenerek - T24) Bak hanımlar ne diyor. 'Allah’tan başkasından korkmayız' Bak şimdi burada dana gibi yürek var.
Neden işsizlik buralarda fazla. İşadamı buraya gelip yatırım yapamıyorum. Çekiniyor, korkuyor. Bunlarda insaf yok. Bunlar, okulları, kütüphaneleri, camileri yakıyorlar. Çıkmış Diyanet’i kaldıracağız diyor. Benim Kürt kardeşim, Zaza kardeşim dindardır, dindar.
Beyefendi, "meydanlara kimin parasıyla çıkıyorsun?" diye soruyor. Devletin parasıyla çıkıyorum. Bu benim yasal hakkım. Cumhurun başı olarak buraya çıkıyorum. Yüzde 52’nin oyunu alarak buraya çıktım. Bu beyefendi de adaydı. Sen yüzde 52 alsaydım. Geçen gün baktık ki ağabeyi de dağlardaymış meğerse.
Yüzde 52 oy almışsın. Belediye başkanı gelip karşılamaz mı? Meğerse bunlar Kandil’den talimat almışlar. Cumhurbaşkanı tarafsızlığını yitirdi, onun için karşılamaya gitmeyeceksiniz.
Ben her partiye eşit mesafedeyim. Gönlümde bir parti var, o ayrı. Ben tarafım, milletin tarafındayım. Tabii hanımefendi gelmeyince, belediyeyi ziyaret edemedim. Bunu bilmenizi istiyorum ki istismarı olmasın. Çanakkale Belediye Başkanı CHP’li, geldi karşıladı. Ben de belediyeyi ziyaret ettim, kendisinden brifing aldım.
Bu ülkede bu millet imam hatip okulları kurdu, sahip çıktı. Bir ara sayısını 60 bine indirdiler. Şuanda imam hatip okullarının sayısı 1 milyona ulaştı. Zorla mı, silahla tehdit edilerek mi ulaştı. Yok yok. Eğitim özgürlüğü bu. Ben dertliyim. Kızlarım imim hatipte, üniversitelerde başörtüsüyle okuyamadı. Ama şimdi bu dertler kalktı. Biz bunun gereğini yaptık. Bizi bölemeyecekler, ayıramayacaklar. Sizden ricam şu. Aman ha. Et ile tırnak gibi olmalısınız. Hiç ayrım yok. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bizim Rabia’mız da bu.
Nerede terör olayı olsa, altından bunlar çıkıyor. 1 Mayıs’ı tatil ilan eden biziz. Ana muhalefet yapmadı, ya biz yaptık ve bunu biz yaptığımız halde, Türkiye’de en büyük sendikalar farklı illerde kutlama yaptılar. Bunlar kalktılar, yine İstanbul’u karıştırmak istediler. Başaramadılar, ayrı mesele. Bazıları çıkıyor, aman yarabbi, “istediğimiz yerde yaparız”, yapamazsın, istediğin yerde yapamazsın. Bu ülke yol geçen hanı değildir. Yapamazsın diyorlarsa yapamazsın.
Billboardlara, raketlere bir şeyler ilave etmiş. Musluktan kan akıyor, kan. Aman yarabbi. Eyy o pankartlara, o raketlere o sloganları, o resmi asanlar… Bunun hesabını verecekler. Lamı cimi yok. Siz o musluklardan kan akıtabilirsiniz ama bizim musluklarımızdan bugüne kadar pırıl pırıl su akmıştır su.
Van'da 'kan akan musluklar' kaldırıldı
Seçim kampanyalarını yapıyorlar. Seçim kanuna göre herkes aldığı oya göre temsil edilecek veya meclis dışında kalacak. Cumhurbaşkanı olarak iki şeyi gözetmek zorundayım. Bir, seçimin her vatandaşımızın iradesinin sandığa özgürce yansıyacağı bir ortamda geçmesidir. Demokratik hakkınızı kullanın. Bu demokrasinin olmazsa olmazıdır. Tüm siyasi partilerimizden bu hususa hassasiyet göstermelerini istiyorum. Projeleriyle milletin gündemini fethedemeyenlerin milletin oylarını silahla gasp etmesine izin vermeyiniz. Silahların gölgesinde particilik oynayanların çözüm sürecini eleştirme hakkı yoktur. Artık silahları gömüp üstüne beton dökme vakti geldi. Bunları yapmayanların ne bize, ne millete, ne devlete söz etmeye hakkı yoktur.
İkinci olarak tüm siyasi partilerimizden ülkenin geleceğine yönelik projeler üretmelerini istiyorum. 400 milletvekilini kim alırsa alsın, bir adım atalım. 400… Ben her partiye eşit mesafedeyim. Doğrudan milletin oylarıyla işbaşına gelmiş bir Cumhurbaşkanı olarak benim de görüşlerimin, tekliflerimin olması tabiidir. Burada Diyarbakır’da bir sesleneyim, yeni Türkiye’ye evet mi. Yetmez, yeni anayasaya evet mi… Bununla beraber başkanlık sistemine evet mi… Maşallah, maşallah…