Antalya'da düzenlenen G20 Zirvesi kapsamında düzenlenen İŞ20 ve EMEK20 oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Acaba dünya sermayesi veya finansal sektör kıskanç mıdır? Bunun üzerinde düşünmekte fayda var. Ve son terör eylemlerine baktığımız zaman acaba bu terör eylemlerinin temelinde veya sebepleri arasında bu kıskançlığın olması söz konusu mudur?" diye sordu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bu diyaloğun G20 çerçevesinde başarılmış olması memnuniyet vermiştir. Türkiye dönem başkanlığı olarak G20'nin temel hedefleri olan güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeye kapsayıcılığı da dahil ettik. Büyüme sadece rakamlardan ibaret değildir. Büyümenin kalitesi ve niteliği de önemlidir. Toplumdaki tüm kesimlerin refah artışından hak ettikleri payı almaları gerekiyor. Biz kapsayıcılığı daha fazla ve kaliteli sitiham oluşturulması eşitsizliklerin giderilmesi ve rehafın yaygınlaştırılması olarak görüyoruz.
Eylül ayında bir ortak bildiri kabule giderek G20 hükümetlerine çok önemli tavsiyelerde bulundunuz. Kapsayıcı büyümenin G20'nin kalıcı bir unsuru hale gelmesi konusunda İş20 ve Emek20'ye olan bu katkı birlikte çalışma anlayışı devam edecektir. Bu sene G20 dönem başkanlığı olarak öncelik verdiğimiz bir diğer konu ücretin milli gelir içerisinde azalması oldu.
Alın terini kutsal gören emeğin karşılğının tam ve zamanında verilmesini öngeren medeniyetin mensupları olarak çok önemli bu. Türkiye olarak başarılı sonuçlar elde ettik. Son yıllarda ekonomik büyüme içerisinde eşitsizlik anlayışı azalan bir gelişmeyle ne yazık ki kendini göstermiş bulunuyor.
Biz bu ülkelerden birsi olduk. Asgari ve ortalama ücretlerde ciddi artışlar kat ettik. Ekonomi ve sosyal politikaları bebraber gördük. Kadınların ve gençlerin çlaışma hayatına katılımı konusunda özen gösterdik.
Koobiler altyapı e –ticaret konusunda da önemli çalışmalar gerçekleştirdik.
Değerli katılımcılar Antalya zirvesinde büyüme ve istihdam başta olmak üzere önemli küresel hadiselerde beklentilerini ortaya koyacağız. İş20 ve Emek20’de bize sunduğunuz öneriler G20'de görüş alışverişinde bize yarımcı olacaktır.
Gençler, kadınlar, STK ve düşünce kurulşlarının bu süreci sahiplenmesi büyük önem taşıyor. Başarılarınız devamını diliyorum, teşekkür ediyorum.
Tabii, kuruculuktan öte özellikle bu tavsiyelere şöyle yaklaşımım olacak, acaba dünya sermayesi veya finansal sektör kıskanç mıdır?
Bunun üzerinde düşünmekte fayda var. Ve son terör eylemlerine baktığımız zaman acaba bu terör eylemlerinin temelinde veya sebepleri arasında bu kıskançlığın olması söz konusu mudur?
Fakirlik, acaba buralara dayanıyor mu? İşsizlik acaba buralara dayanıyor mu?
Dünyadaki işsiz gençler eğer müteşebbis olacaksa acaba finans dünyası bunlara gerekli desteği verebiliyor mu? Veya işsiz kadınlara acaba gerekli desteği veriyor mu verebiliyor mu?
Türkiye'de yeni bir adım atılıyor; mesela herhangi bir genç bir yatırım yapacak olursa devlet destekli bir yatırım söz konusu. Veya kadın bir yatırım yapacaksa ki ben bunları küçük orta boy işletmeler için özellike söylüyorum devlet kendisi onlara destek vermek suretiyle, onları da müteşebbis durumuna getirmeyi hedefliyor.
Ama özellikle dünyadaki iş veren çevrelerinin biraz daha ellerini açacaklarsa terörün belini dünyada kırabiliriz. Dünyadaki fakirliği beraber giderme imkanımız olabilir. Bu kıskançlığı ortadan kaldırma imkanımız olur diye düşünüyorum.
Ben tabii özellikle çok çok teşekkür ediyorum, burada bir konuyu arkadaşlarım yanlış rakamlar vermediyse şu anda Avrupa asgari ücretin 200 avro olduğu noktasında tespittir. Tabii bu aslında Avrupa için nerden nereye geldiği göstermesi bakımından çok önemli.
Türkiye'de konuşulan 1300 1500.. Buna baktığımız zaman Türkiye'deki konu çok çok farklı bir yere doğru gidiyor ve ben bu gelişmeden mutluyum. Asgari ücret bir taban belirlemedi. Herhangi bir işveren kalkıp da 3 bin lira maaş verdiği zaman kimse sen niye 3 bin veriyorsun demez. 4 bin verdiği zaman niye 4 bin veriyorsun demez. E nolur? Biraz az kazanmış olur. Ben de işverenlere tavsiye ediyorum, biraz az kazanın ve kazandığını dar gelirli olanlarla paylaşın bunu başarmamız lazım. Neden? Fakiri tahrik etmeyelim ve paylaşımcı anlayışı hayatımıza egemen kılalım. Burada bir şeyi özellikle vurgulamak isterim ölüp gidiyoruz, paraları götürüyor muyuz? Paralar bu dünyada kalıyor. Varisler paylaşacak. Gökkubede hoş bir seda bırak. Önemli olan bu. Öyle bir patromuz vardı ki işçisinin hakkını ciddi manada gözetir onun maaşını da iyi bir şekilde verirdi desinler. Aslolan burası. Bunu başarmamız vardı.
Bizim karşımıza ne getiriliyor?
Maliyetler konusu geliyor. Biz o maliyetleri çok farklı yerlerde aşağı düşürebiliriz. Bunu Türkiye'nin açığı olarak söylüyorum. Türkiye'de faiz oranları yüksek, Batı'da böyle değil. ABD'de Batı'da faiz oranları bizimki gibi değil. Yüzde 15'i bulan faiz oranları var. Bunlarla yatırım olur mu? Bu ülkede kobiler girişimci ruhunu kazanbilir mi? Hayır. Onun için bu defa bu arada paranın maliyetini düşürmek lazım. Paranın maliyeti arttıkça ne genç iş adamı ne iş kadını bulabiliriz. Onlar da çok kısa zamanda iflas ederler. Devlet de gelir onların iş yerine el koyma noktasına gelir. Bu konuyu iyi değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Özellikle dünyada işçi sendikalarının dayanışması byük önem arz ediyor.