Erdoğan'dan kaymakamlara: Mevzuatı bir tarafa koyun, iradenizi ortaya koyup gerekeni yapın!

Erdoğan'dan kaymakamlara:  Mevzuatı bir tarafa koyun, iradenizi ortaya koyup gerekeni yapın!

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kaymakamlarla buluşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bazı muhtarlar kaymamakamları şikâyet ediyor, takip ediliyorsunuz ona göre" dedi. Erdoğan,  "Mevzuat şöyledir, böyledir. Mevzuatı koyun şöyle bir tarafa yeri geldiğinde, ben bunu bu şekilde yaparım deyin ve yapın. İşte bu iradeyi kullanmaktır" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güneydoğu'daki operasyonlara ilişkin olarak, "Gerekirse belediyelerin araç gereçlerine el koyarak, bölgede hayatı bir an önce normala döndürmemiz şarttır. Ayrıca terör örgütüne destek veren kamu görevlileri de belirlenip adalete teslim edilmelidir" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından her hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde biraraya geldiği ve 19’uncusunu geçtiğimiz günlerde yaptığı 400 kişilik gruplar halindeki muhtarlar toplantılarını düzenliyordu. Cumhurbaşkanı bu kez, yaklaşık 300 kaymakamla bir araya geldi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en üst temsil makamı olarak kendimiz titizlikle riayet ettiği bu ilkeye tüm kamu görevlilerinin uymasını bekliyoruz. Bizim sistemimizde kaymakamlarımız ilçelerimizdeki, valilerimiz de illerimizdeki en üst kamu oteriteliridir.

Sistemi çalıştıran insandır. Birikimli, çalışkan, azimli, dirayetli bir kaymakam aynı yetki ve imkanlarla ilçesinin çehresini değiştirirken, aynı hassasiyetleri olmayan bir başkası tam tersi sonuçlara yol açabilmektedir. Her iki örneğe dair pek çok anektod dinliyourz. Öyle ki 20 yıl önce gelip birkaç yıl görev yapmış kaymakamları bugün hala bir efsane gibi anlatıyorlar.

İşte bu hissayatı oluşturmak çok önemlidir. Kamu görevlileri yaptıkları işin karşılığında hayatlarını devam ettirmek için maaş alırlar. Ama kamu görevlilerin geniş bir sorumluluk alanına saihp kaymakamlarımıza asıl mükafat vatandaşların arkasından söyledikleridir.

"Bazı muhtarlar kaymamakamları şikâyet ediyor, takip ediliyorsunuz ona göre"

 

Yaptığınız işin manevi hazzını alamıyorsanız o iş size yüktür. Belki teknik işler bu şekilde yürüyebilir. İdarecilik gibi doğrudan insanın hayatına dokunan işlerde mesai yapmakla sadece rutini yürütmekle başarılı olunamaz. Hele hele siyasetçiler, kaymakamlar, emniyetçiler.. Onlar için saat kavramı olamaz.

Asıl işiniz, insanı ihmal etmemektir. Biliyorsunuz, burada muhtarlarla da toplantılar yapıyorum. Yaklaşık, 9 bine ulaştık. Sürekli bir grubu burada ağırlıyoruz, dertleşiyoruz. Muhtarlar, bir kısmı kaymakamdan memnuniyetini iletirken bir kısmı da şikayetini iletiyor. Bilgiler geliyor. Muhtarlar sizin eliniz ayağınız olmaldıır. Mesele insan insan. İnsan olmazsa bina nedir ki? Bu muhteşem külliye, içindeki insanıyla güçlüdür. İçindeki insanlar buraya bir güç katmıyorsa binanın anlamı yoktur. 

İnsan olmazsa araç gereç nedir ki? Teknoloji çöplüğüdür. İnsan olmazsa kamu görevlisi nedir ki? Niçin o makamlarda bulunduğumuzu bir an olsun aklımızdan çıkarmayacağız. Tüm kamu görevlileri için geçerli bu. “Balık baştan kokar” diye bir söz var, yönetici böyle hareket etmezse diğer personelin böyle hareket etmesini beklemek yanlış olur.

Türkiye, geçtiğimiz 13 yılda bu doğrultuda çok önemli mesafe kaydeetti. İnşallah 2023 hedeflerimizle birlikte insan odaklı bir anlayışı hakim kılacağımıza inanıyorum.

Türkiye, nevzuhur bir devlet değildir. Binlerce yıllık bir devlet geleneği vardır. Biz çok asil bir devletiz. Çok asil bir milletiz. Cumhurbaşkanlığı forsumuzda sembolik olarak temsil edilen 16 devlete ilave olarak geniş coğrafyada bulunmuş bir devletiz. Pek az devlete nasip olan bir zengiliktir bu. Kadim geleneğin gerisinde devletle millet arasındaki güçlü güven duygusu bulunuyor. Biz devletine güvenen insanların, evlerinde huzur içinde yaşadığı yönetim tarzını sürdürmek durumundayız.

Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Binlerce yıllık sorumluluklarımızdan bizi uzaklaştırımaz. Devlet ve yönetim geleneğimizi adalet, güvenlik ve refah temeli üzerinde daha yükseğe çıkartacağız. Bu ülkenin hiçbir meselesi bizi yormadı. Karşımıza çıkan mesleler daha çok çalışma azmi verir, vermelidir. 

Biz de millete hizmet aşkı ile çalıştığımız sürece yorulmayız. Yorulmamalıyız. Bu aziz ülkenin her toprağı şehitlerimizin kanıyla sulanarak vatanımız haline gelmiştir. Görevlerimizin hakkını vererek, ecdadımıza şehitlerimize layık olduğumuzu göstermeliyiz.

 

"Bedelini ödeyeceksiniz, ödüyorsunuz"

 

Birkaç gün önce şehit polisimizin abisi kendilerini aradığımda “Biz şehadete inanmışız, ben de polisim. Kardeşim şehit oldu. Ben de hazırım. Yeter ki sizler bizim arkamızda dimdik durun. Siz dimdik durdukça biz teröristlere mekan yer tanımayacağız” dedi.Mesele bu, yılmadan usanmadan çekinmeden, korkmadan bu işin de üzerine üzerine gideceğiz.

Bizim bir vatan arayışımız yok filan diyorlar, bunların dertlerini biz biliyoruz. Ben hangi haklara sahipsem sen de aynı haklara sahipsin. Parlamentoya girmekse giriyor musun? Giriyorsun. Daha ne istiyorsun ya? Dert başka. Dert, vatan topraklarımızı bölmek, parçalamak. Tarihi hesaplarını kendilerine göre yerine getirmek. Tek devlet. Bu devletin içinde başka bir devlet olamaz.

Birisi paralel diye çıkmış öbürü kendine göre başka bir devlet yapılanması anlayışıyla ortada dolaşıyor. Hiçbiriniz bu ülkede arayışınızın karşılığını bulamayacaksınız. Bedelini ödeyeceksiniz, ödüyorsunuz. Şehitlerimiz var, biz buna inanarak yola çıktık. Rabbimiz bize bunun müjdesini verdi. 

Hep söylüyorum; biz, tek milletiz. Çeşitli etnik unsurlar olabilir ama tek milletiz. Tek bayrağız. Bizim ülkemizde ikinci bir bayrak söz konusu değil. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. 

Kamu yönetimi reformları son 200 yıldır gündemimizden hiç düşmemiştir. Cumhuriyet döneminde de aynı arayış, kesintisiz şekilde devam etmiştir. Son 13 yıl bu bakımdan çok önemli bir dönem olmuştur. Bir gerçeği paylaşmak istiyorum. Sadece kanun çıkarmak, yönetmeliklerle uğraşmak sorunu çözmüyor. Mevzuattan önce zihniyeti değiştirmek gerekiyor. Zihniyet değişmeyince hangi kanunu çıkartırsanız çıkartın uygulama aynı kalıyor. Bu bakımdan Türkiye’nin sitem reformu gerçekleştirmesi lazım diyorum.

Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için idari reformlarını desteklemesi gerekiyor. Vizyon sahibi, yetişmiş, kendini sürekli bilgiyle besleyen liderlik vasıflarına sahip yöneticileri ne kadar çoğaltırsak, hedeflerimize daha kolay ulaşırız.

Statükonun gardiyanlığını yapan bir bürokrasi ülkeye patinaj yaptırır. Mevzuat şöyledir, böyledir. Mevzuatı koyun şöyle bir tarafa yeri geldiğinde, ben bunu bu şekilde yaparım deyin ve yapın. İşte bu iradeyi kullanmaktır. Kim için kullanıyorsunuz bunu? Vatandaş için. Hiç çekinmeyin kullanın.

 

"Gerekirse bölgedeki belediyelerin araçlarına el koyulur"

 

Çekinmeden çözüm üretin. Sorunlar karşısında yol bulan ya da yol açan idarecilerle birlikte yürümek istiyoruz. Türkiye’nin önündeki sıkıntılar ihtiyacı her geçen gün daha da arttırıyor. 

Örgütün güdümündeki partiye mensup belediyeler bunların kontrolü altına girmiş altında. Kimi kamu görevlileirn de gizli veya açık destek verdikleri anlaşılıyor. Güvenlik güçleri, teröristleri birer birer temizliyorlar. Bilhassa kaymakamlarımız, kanunların kendilerine verdiği yetkiyi en etkili şekilde kullanarak örgütün yaptığı tahribatı yapmak için elinden geleni yapmalıdır. Keisntilerin oluşmasına, mağdur edilmeye izin veremeyiz. Gerekirse beledileyerin araç gereçlerine el koyarak, bölgede hayatı bir an önce normala döndürmemiz şarttır. Ayrıca terör örgütüne destek veren kamu görevlileri de belirlenip adalete teslim edilmeldir.

Güvenliğin tesisinin ardından, zarar gören yerleşim yerleri hızla yeniden yapılandırılmaldır. Benzer sıkıntıların söz konusu olduğu yerlerde önelmler almaıyız. 

Bakın sizlere, sevgililer sevgilisinden bir talimat, “Müslüman aynı delikten ikinci defa ısırılmaz.” Isırılmayacağız, gereğini yapacağız. Terör örgütüne destek olan çevrelerin oyunlarını artık çözdük. Ne tuzaklanmış çukurlarla kapatılmış sokaklar, ne duvarları delinerek birbirleriyle bağlantılı hale getirilmiş evler görmeyeceğiz. Kaymakamlarımız, valilerimiz, bulundukları ilçe ve illeri avuçlarının içi gibi ezbere bilecekler. Her tehdidi bertaraf edecekler. Kardeşlerim, başarının ölçüsü budur benim için. 

 

"Paralel yapının verdiği zararı bize düşmanlık besleyen ülkeler bile başaramamıştır"

 

Terörle mücadelede de eksiğimiz kanun değil. Bunun için gerekli kanun da var yönetmleik de var. İhtiyacımız olan bunları kararlılıkla uygulayacak cesaretli yöneticilerdir. Unutmayınız, korkaklar hiçbir zaman zafer anıtı dikemezler. Aynı durum ülkemizin başka meselesi olan paralel devlet yapılanması için de geçerlidir. 

İçeride ve dışarıda bize verilen zararı en büyük düşmanlık besleyen ülkeler bile başaramamıştır. Bu yapı mensuplarını kamunun tüm kademelerinden süratle temizlemek mecburiyetindeyiz. Devletimiz, milletimiz aleyhine çalışan bir terör örgütü olarak tescil edildi bu yapı. 

Şu anda bana bğalı olarak çalışan devlet denetleme kurulunun en öncelikli görevi budur. Her kurumda bu tür kim varsa hemen yargıda süreci başlatacaksınız diye talimatımı verdim. Bu konu tamamen bir devlet meselesi, devletin güvenliği meselesidir. Herhangi bir yanlışı olan kim olursa olsun hak ettiği cezayı görecektir. Paralel devlet yapılanmasıyla ilgili yapılan çalışmaları, daha dikkatli bir şekilde yürütmenizi istiyorum.

Desteğim daima yanınızdadır. Özel kalemimi telefonla arayıp bu bilgileri verebilrisiniz. Bizzat takip ediyorum. Bu mücadelede herhangi bir engelle karşılaşan doğrudan bub ilgiyi bana aktarmalıdır.