Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, son dönemde Suriye sınırında yaşanan hareketliliğe ilişkin açıklamalarda bulunarak, "Güney sınırımızda yeni bir Kandil'in oluşmasına asla izin vermeyeceğiz" dedi. "Hani koalisyon güçleri birlikte hareket edecekti?" diye soran Erdoğan, "PYD ve YPG'ye top atışlarını durdurun diyorlar. Kusura bakmayın bizim böyle bir düşüncemiz yok. Türkiye'ye kim bir havan mermisi atarsa kat be kat fazlasıyla karşılık verilecektir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kaymakamlarla ikinci toplantısını gerçekleştiren Erdoğan, "YPG'ye desteğimiz sürecek diyen ABD'yi anlamakta zorlanıyorum" ifadelerini kullandı. ABD'ye hitaben "Dostum YPG’ye silah yardımı yapıyoruz de. O zaman biz de bu meseleleri sizinle konuşmayalım" diyen Erdoğan, "Dost, dostluğun gereğini yapmalıdır" şeklinde konuştu. Erdoğan, PYD'yi terör örgütü olarak görmediğini açıklayan ABD'ye hitaben de "Ey Amerika, senin dostun biz miyiz, PYD mi; bizi dost olarak görmeyenler açık ve net söylesin" dedi.
"Uluslararası toplumun rejimin ve Rusya'nın saldırılarına karşı seslerini yükseltmesi şarttır" diyen Erdoğan, "Türkiye'nin sabrının sınırlarını denemek gibi bir niyet varsa o sınırların sonuna gelindiğini de bilsinler" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Cumhurbaşkanı külliyesi devletin sadece protokol yüzü değildir, olmayacaktır. Bu mekan elbette devlet işlerinin en üst düzeyde görüldüğü yerdir ama aynı zamanda devletle milletle birlikteliğinin de sembolüdür. Sizler kaymakamlar olarak vatandaşlarımızla doğrudan ve en etkin ilişki içerisinde bulunan, devletin adeta ete kemiğe bürünmüş, somutlaşmış timsali durumundasınız. Devletin imkânları ile vatandaşların hassasiyetlerini en üst düzeyde birleştirebilen başarılı bir kaymakamdır.
Elbette hukuktan, meşruiyetten ödün vermeyeceksiniz. Ama önünüze çıkan zorluklar ve sorunlar karşısında eliniz kolunuz bağlı oturmayacaksınız. Ya bir yol bulacaksınız ya da yol yapacaksınız.
Kendini mevzuat hazretlerine mürit olan kaymakamların belki başı ağrımaz ama bir iş de yapamaz. Marifet iltifata tabidir diye güzel bir sözümüz vardır. Başarılı olan kaymakamlarımızı takdir etmek buna karşılık aynı çabayı göstermeyenleri de tespit etmek durumundayız.
Türkiye zalim ile mazlumu savunanların ayrıldığı, maskelerin düştüğü bu süreçte küresel vicdanın sesi olmuştur. Türkiye tüm algı operasyonlarına rağmen Suriyeli kardeşlerine din, dil, mezhep ve etnik köken ayrımı yapmadan sahip çıkarak, tüm dünyaya insanlık dersi vermiştir.
Sayıları 3 milyonu bulan sığınmacılara yıllardır ev sahipliği yapan Türkiye tarihi bir sınav veriyor.
Tarihimizin bize mirası olan medeniyet değerlerimizi yaşattığımızı şu son 5 yılda tüm dünyaya gösterdik. Türkiye küresel vicdanın sesi olmuştur.
Suriyeli kardeşlerine din, dil, etnik ayrımı yapmadan sahip çıkarak tüm dünyaya insanlık dersi vermiştir. Biz bu süreçte iki yüzlülüğe hatta çok yüzlülüğe sahip olduk.
Şu ana kadar yapmış olduğumuz ödeme 10 milyar dolara ulaştı. STK'ların yaptıkları harcamalardan söz etmiyorum."
Rusya şu anda katil, zalim Esad’ın yanında yer almak suretiyle kendi kimliğini ortaya koymuştur. BM savaş suçu için kanıt gerekiyor diyor. İşte buyurun hastaneler bombalanıyor. Küvezlerdeki fotoğrafları görmediniz mi?
Ve, şu anda PYD’ye, YPG’ye hala terör örgütü diyemeyen veya demeyen YPG’ye desteğimiz sürecektir diyen Amerika’yı anlamakta zorlanıyorum. Terör örgütü PKK’nın bütün kayıtlarında PYD’nin kurucusunun kim olduğu bellidir. YPG’nin kurucusunun kim olduğu bellidir. Biz Amerika’yla NATO’da beraber değil miyiz? Senin dostun biz miyiz, yoksa PYD mi, YPG mi? Bunu da bilmek istiyoruz. O zaman çık, bunu da açıkla. Dostum YPG’ye silah yardımı yapıyoruz de. O zaman biz de bu meseleleri sizinle konuşmayalım. Dost, dostluğun gereğini yapmalıdır. Biz dostluğun gereğini yaparız. Ama biz dost olarak görmeyenler açık, net söylemelidir. Bu bilgileri sen bizden alacaksın ya. Bu tip insanlara, teröristlere bu sorulur mu? Suriye’de dün de, bugün de demokrasiyi ve meşruiyeti savunuyoruz.
Ey Amerika, sen uçuşa yasak bölgeye evet demedin ama bak orada Rus uçakları cirit atıyor ve binlerce on binlerce mazlum insan ölüyor.
Hani koalisyon güçleri birlikte hareket edecekti. PYD ve YPG'ye top atışlarını durdurun diyorlar. Kusura bakmayın bizim böyle bir düşüncemiz yok. Türkiye'ye kim bir havan mermisi atarsa kat be kat fazlasıyla karşılık verilecektir. Bu uluslararası angajman kurallarının işletilmesi demektir. Bunu yapıyoruz, yapacağız. Doğu ve Güneydoğu’da güvenlik güçlerimize karşı kullanılan silahların ve militanların Suriye kaynaklı olduklarını biliyoruz.
Kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yok, Suriye'deki fotoğraf gayet net. Rusya'nın DAİŞ ile mücadele gibi bir niyeti yok.
PYD ile PKK’yı farklı saymak körlük değilse ülkemize karşı hasmane bir tutumdur. DAEŞ’e karşı operasyon bahanesiyle Suriye’de palazlanan hiçbir ülkenin gayreti yoktur. Sadece Suriye’nin komşusu olan Türkiye, Lübnan, Ürdün gibi ülkeler can acıtıcı sonuçları bünyesinde hissetmektedir. Diğerlerinin canı acımıyor. Avrupa ülkelerinin nasıl bağırıp çağırdığı ortada.
Suriye'deki fotoğraf çok açık ve nettir. DAİŞ'e karşı savaştığını iddia eden hiçkimsenin terörle mücadele gibi bir niyeti yoktur. Türkiye'nin sığınmacı akını yanında daha başka sıkıntıları da bulunuyor. Bölge üstünde oynana oyunlar doğrudan Türkiye'yi etkiliyor. Rejimi desteklemek için harekete geçen kimi ülkelerin çeşitli örgütlerin Suriye'de gerçekleştirdikleri insanlık dışı uygulamaları çok iyi biliyoruz.
Türkiye, Suriye konusunda nefsi müdaha konumundadır. Yaptığımız her şeyin ve attığımız her adımın bir meşruiyeti vardır. Bu milletin bekası söz konusu olduğunda neler yapabileceğini görmek isteyenler açsınlar tarih kitaplarını okusunlar. Güney sınırımızda yeni bir Kandil'in oluşmasına asla izin vermeyeceğiz.
Uluslararası toplumun rejimin ve Rusya'nın saldırılarına karşı seslerini yükseltmesi şarttır. Amacımız asla ülkemizi ve milletimizi altından kalkamayacağı bir yükün altına sürüklemek değildir. Bu yapılanların gerisinde Türkiye'nin sabrının sınırlarını denemek gibi bir niyet varsa o sınırların sonuna gelindiğinin de bilsinler.
Ülkemizde kamplarda ve şehirlerde yüzbinlerce Suriyeli Kürt kardeşimiz de hayatını sürdürmeye devam ediyor. PKK'nın ülkemizde uygulamaya çalıştığı projeyi PYD Suriye'de uygulamaya çalışıyor. Biran önce Suriye'deki meselenin çözümü konusunda bir konsensüs sağlanmalıdır. Biz Suriye halkının en kısa sürede barışa, huzura ve güvenliğine kavuşmasını, kendi geleceğini kendi belirleme özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz. Macera peşinde değiliz, kimsenin de maceraya atılmasını istemiyoruz.
Darbe ile yapılan yasaların değiştirilmesi bahanesiyle masadan kalkılmaz. Darbeyle yapılan o anayasadaki yasaların tümünün değiştirilmesi, ancak onlar değişecek ki anayasa çalışmasına başlayalım. Nereden bakarsan bak 2000-2500 madde, bunların hepsi 2-3 yıl alır. Sonra anayasaya başlanacak. Böyle bir mantık olur mu, böyle bir yaklaşım tarzı olur mu? Ben başbakanlığım zamanında bunları böyle gördüm. Bunların iş yapmak gibi bir derdi yok. İpe un sermek. Öyle ya da böyle, aklıselimin galip geleceğini düşünüyorum. Masadan kalkanlara hayırlı olsun demekten başka seçenek yok. Masada kalanlar bu işi kararlı bir şekilde sürdürmelidir. Yazık olur, milletimize de yazık olur.
Eyy parlamentodaki saygın üyeler, gelin bir karar alın, deyin ki biz millete gideceğiz. Millete gidin, bakın bakalım millet size ne diyor. Hazırlayın, sunun millete. Millet evet diyorsa, egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Siz Atatürkçü değil miydiniz. Haydi millete gidelim, millet bu kararı versin diyelim, karara da uyalım. Bunun başka çıkış yolu olmaz. Bu parlamentoya saygısızdır.
Türkiye mutlaka ama mutlaka yeni anayasasına kavuşacaktır. Yeni anayasa konusu şu parti bu parti meselesi olmaktan çıkarak milletin meselesi olmuştur. Kim burada engelleyici konumunda olursa millete hesabını verir. Destek olanlarda millet tarafından mükafatlandırılır. Türkiye'nin değişime ihtiyacı olduğuna inanıyorum."