Erdoğan'dan 1128 akademisyene: Bunlar akademik terörün aktörleri

Erdoğan'dan 1128 akademisyene: Bunlar akademik terörün aktörleri

Diyarbakır'da bir ortaokula yapılan ses bombalı saldırı yapılmasını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Ey akademisyenler, siz öğrenci yetiştirmiyor musunuz? Bu ufacık yavrularımızın karne aldığı günde el bombası atacak kadar hainleşen bu alçakların yanında nasıl duruyorsunuz ya, siz nasıl akademisyensiniz? Aslında bunlar bir akademik terörün aktörleridir" dedi.

Başkanlık sistemi tartışmalarına değinen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Dikkat ediniz, yeni anayasa tartışmasında olumsuz tavır alan herkesin milletten, milli iradeden çekiniyor olmaları çok açık. Çok korkuyorlar. Başkanlık sisteminden bundan dolayı, milli iradeden bundan dolayı çekiniyorlar. Millete güvenenler bundan niye korksunlar" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kayseri Ticaret Odası 120'nci Onur Yılı programında konuştu.

Erdoğan'ın konuşması özetle şöyle:

12 Eylül darbesi, 24 Ocak kararlarının asıl hedeflerini destekleyen değil, geciktiren ve zayıflatan bir görev edinmiştir. Benzer ekonomi politikalarını uygulamaya başlayan ülkeler ileri doğru atılırken, biz 12 Eylül’ün uzun süren etkilerinden dolayı geride kaldık. istikrar arayışı içinde olmamız 12 Eylül’ün vesayetçi yapısı sebebiyledir.

Bunun için her fırsatta yeni anayasa diyoruz, her fırsatta başkanlık sistemi diyoruz. Dikkat ediniz, yeni anayasa tartışmasında olumsuz tavır alan herkesin milletten, milli iradeden çekiniyor olmaları çok açık. Çok korkuyorlar. Başkanlık sisteminden bundan dolayı, milli iradeden bundan dolayı çekiniyorlar. Millete güvenenler bundan niye korksunlar. Önümüzdeki dönem bu meselelerin çözüldüğü bir dönem olacak. 

 

"Nereden nereye..."

 

Değerli arkadaşlarım, milli birliğin, beraberliğin, istikrarın, güvenliğin değerini Kayserili kardeşlerim çok iyi bilir. Bugün Kayseri sanayide, ticarette, üretimde, ihracatta ve eğitimde ve daha pek çok alanda dünyada, ülkemizin önde gelen merkezi haline gelmişse, arkasında değerlerine bağlılığı var. Kayseri halkı, Anadolu’nun ortasında başarı hikayesine imza atmıştır. Kayseri’nin örnek gösterilen bir model halini almasından memnuniyet duyuyoruz. Kayseri’nin potansiyelini hayata geçirmesi için her türlü desteği verdik, veriyoruz. ulaştırma projelerimizin merkezine Kayseri’yi yerleştirdik. 79 yılda 83 km bölünmüş yol yapılmışken, dikkat edelin 434 km daha ilave ettik. Nereden nereye...

 

"Elinize dizinize dursun"

 

Birileri çıkıyor, ne diyor; “Şu anda devlet Kürtleri öldürüyor.” Elinize dizinize dursun, bizim Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok, biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Bunu diyenler kimdir? O 1128 tane sözde akademisyen. Bunlar diyor. Hayatta o bölgelere gidip o bölge halkıyla aynı sofrayı paylaşmaları mümkün değil, ama biz onları çok yaptık. Doğu'nun, Güneydoğu'nun en ücra köşelerine kadar gittik biz. Biz, bu hayatı yaşadık. Bizim oradaki mücadelemiz asla Kürt kardeşlerimizde değil, teröristlerle, terör örgütüyledir.

Ülkemize başta Güneydoğu- Doğu bölgelerimiz olmak üzere huzuru refahı mutluluğu getirdiğimiz ana kadar bu mücadele devam edecektir. Asla durmak yok. çünkü biz bu yola çıkarken bir şey söyledik: "Kefenimizi giydik bu yola öyle çıktık.”

 

"Şehit eşi, annesi, babası iftihar meselesidir"

 

Bugün bir üsteğmenimizi ebediyete uğurladık. O, peygamberlerden sonraki en yüce makama yürüdü. Tabii ilk değil şehitlerimiz, şehitlerimizin sonu da yok değil mi. Ah, nerelerden nerelere... Biz bundan sonrasını da göremeyeceğiz onun için de şehidin makamını da ilahi kitabımız Kuran’da bize haber veriyor. "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz onlar diridirler, siz bilemezsiniz" diyor. O halde şehit eşi, şehit annesi, şehit babası olmak biz iftihar meselesidir. 

Bir şey söyledik dedik ki tek millet, bu ülkede bölücülük, ayrımcılık yok, Türkmüş, Kürtmüş, Lazmış, Romanmış. Asla ayrımcılık olmayacak, ne kadar etnik varsa ülkemizde sevgili kardeşlerim biz tek milletimiz, tek bayrağımız var. Asla başka bayrak düşünemeyiz.

 

"Kendine yer arayanlar nereye çıkıp gidecekse gitsinler, bulsunlar"

 

Kimse bu vatan toprakları üzerinde değerli kardeşlerim operasyon yapamaz. yaparsa bu milletin kendisi karşısındadır. Ve dördüncüsü de tek devlet, devlet içinde devlet, yok paralelmiş kabul edemeyiz. Bunun için mücadeleyi sonuna kadar verdik, devam edeceğiz. Ve kendilerine yer arayanlar nereye çıkıp gideceklerse gitsinler bulsunlar. Burası hukuk devletidir, yasalara uymadıkları takdirde bedelini ödemeye mahkumdurlar. 

 

"Bunlar akademik terörün aktörleri"

 

Bu açık gerçeğe rağmen terör örgütüne destek olan kişiler elbette var. Vatandaşlarımız HDP'yle arasına ciddi bir mesafe koymuştur. Ana muhalefet bile bugünlerde bunlara destek veriyor. Geçen cuma yaşanan hadiseyi gördük. Diyarbakır’da öğrencilerin karne aldıkları günde el yapımı bomba atıyorlar ya. Ey akademisyenler, siz öğrenci yetiştirmiyor musunuz? Bu ufacık yavrularımızın karne aldığı günde el bombası atacak kadar hainleşen bu alçakların yanında nasıl duruyorsunuz ya, siz nasıl akademisyensiniz? Aslında bunlar bir akademik terörün aktörleridir. Onun için duruşumuz, milletçe elele olacak, omuz omuza olacak. Bunlara asla bu fırsatı vermeyeceğiz. Bu milleti parçalamaya, bu bayrağa gölge düşürmeye, bu vatanı parçalamaya, bu devlet içinde nifak tohumları ekmeye bu noktada atabileceği adım olamaz.

 

"Ana muhalefetin başını gördünüz"

 

Evlere, okullara, camilere,  kamu binalarına yönelik birçok saldırılar yaşadık, yaşıyoruz. Bütün bunlar kalbinde Allah korkusu da, insan sevgisi de olmayan insanların yapacağız. Zaten anamuhalefetin başı da Allah korkusundan bahsetti. “Biz Allah’tan korkmuyoruz” dedi. O beyefendi bu gafları çok sık yapıyor. Onun soyadını gaf koymak lazım.

 

"Güvenlik güçleri özenle hareket ediyor"

 

Türkiye, terörle, terör örgütüyle mücadelesinde hasımların hakkını dahi teslim etmek zorunda kaldığı özenle hareket etmektedir. Güvenlik güçlerimiz, kendi canları pahasına hiçbir sivilin zarar görmemesi için büyük bir hassasiyet gösteriyor. Güvenlik güçlerimiz sivillere kendilerini siper ederek tarih yazıyorlar. Ama bazılarının gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, kalpleri var hissetmiyor. İşte bu gafiller güya akademisyen olup bildiri yayımlayarak, kimi zaman siyasetçi olup terör örgütü diliyle konuşarak karşımıza çıkıyor. Maalesef aynı aymazlığa uluslararası toplumun da düştüğünü görüyoruz. ortağımız dediğimiz ülkeler ısrarla terör örgütünün gerçek yüzünü görmek istemiyor. Hem de baş başa  konuştuğumuzda, ne zaman konuşsak “Bu bir terör örgütüdür” diyor. Madem öyle çık tavrını koy. Terör örgütünün hiçbir ahlaki ve insani ölçüye uymayan eylemleri karşısında, sessizliği, destek mahiyetindeki tavırları bizi gerçekten üzüyor. Bugüne kadar yaşananlar göstermiştir ki terör karşısında ilkeli duruş göstermezseniz gelir sizi zehirler. Kurbağa ve akrebin hikayesinde olduğu gibi, fırsatını yakaladığı anda gelir sizi akrep gibi sokar.

 

“O ne diyor, bu ne diyor’ diye tereddüt etmeyiz”

 

Bu mesele devlet olarak temel meselemiz. O ne diyor, bu ne diyor diye tereddüt gösteremeyiz. Ne yapmamız gerekiyorsa onu yapacağız. Bedel ödenecekse öderiz. Biz, ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendiğimiz günden bu yana asla mevcudu muhafaza gibi bir anlayışla hareket etmedik. Demokraside, ekonomide, dış politikada Türkiye’yi ileri götürmenin çabası içinde olduk. Gerek terörle mücadele, gerekse bölgedeki gelişmeler bizi asla 2023 hedeflerimizden, 2053, 2071 vizyonundan vazgeçirmedi. Onun için Batı Türkiye’nin bu çıkışına “Türkiye bir sessiz devrim gerçekleştiriyor” demiştir.

 

“Sen bir defa benim rakibim değilsin”

 

Adını zikretmekten hicap duyduğum zat, anamuhalefet başkanına gereken cevabı vermiştim. Şimdi diyor ki “Benim karın ağrım nedir diye açıkla.” Ben hicap duyuyorum. Senin partin içindeki karın ağrıları. Senin için sorun olmayabilir, bizim ahlaki sorumluluğumuz var. Bulunduğum makam buna pek de isabet etmiyor. Salı gününe kadar süre tanımış. Sen bir defa benim rakibim olamazsın, sen öyle bir yerde değilsin. Cumhurbaşkanlığı seçiminde 13-14 parti bir araya geldiniz, sen niye kendin çıkmadın, diğeri neden çıkmadı? Kendisiyle böyle bir şeye girmem mümkün değil. Ne yapacakmış, elindeki belgeleri açıklayacakmış. Sen ortaya çıktığından beri belge yayımlıyorsun. Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın. Bugüne kadar söylediğin her şey yalan çıktı, yanlış çıktı.

 

“Partim yüzde 40 alamazsa giderim’ diyen bu değil mi?”

 

Eline mikrofonu aldığı her yerde eline tutuşturulan kağıtları okuyor, hepsinde de rezil oluyor. 1 Kasım seçimleri öncesinde bir şahıs silahla havaya ateş açmıştı.  Bu zatın arkasında Kayseri Büyükşehir  Belediye Başkanımızla ilgili söylenenlerin kaynağı olan kişi varmış. Verilen sözler tutulmayınca böyle bir yola başvurmuş.

Hadi bunu da geçtik, her seçim öncesinde bakın burası çok önemli. “Partim yüzde 40 olmazsa, 35 olmazsa burada durmam”  diyen bu zat değil mi? Partisi bu kadar oy alabildi mi? Hayır. Sözünü tuttu mu? Hayır. Bu iki olay bile bırakın başkanlık koltuğunda oturmaya devam etmeyi, sokağa çıkmaya utanır hale getirir. Ona sadece Allah ıslah etsin, Allah müstahakkını versin diyorum. Fazlası israfa gider. İsraf da bizim inancımızda haramdır.