Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 'Ankara ile Kahire arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, darbeyle görevinden uzaklaştırılan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile tüm darbe karşıtlarının serbest bırakılmasına bağlı' dedi.
Dubai merkezli Rotana Televizyonu'na konuşan Erdoğan, Ankara ile Kahire arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesinin, eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin ve tüm darbe karşıtlarının serbest bırakılmasına bağlı olduğunu söyledi, "Bu isimlerin serbest bırakılması durumunda ilişkilerin normalleştirilmesi süreci başlatılabilir" diye konuştu.
Türkiye ile Mısır arasındaki güçlü tarihi bağların olduğuna dikkati çekerek, Mısır ile ticari ilişkilerin geliştirilmesinin çok faydalı olacağını belirten Erdoğan, "Ancak şahsım düzeyinde bir temasın olmasını kabul etmiyorum. Bunu ahlaki bulmuyorum" dedi.
Erdoğan, Türkiye'de Gülen örgütüne yönelik tasfiyelerin, Mısır'da askeri darbenin ardından Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) üyelerine yapılan muameleye benzediği yönündeki iddialarla ilgili bir soruya ise şu yanıtı verdi:
"Mısır'daki durum, Türkiye'den tamamen farklı. Orada Savunma Bakanı Cumhurbaşkanını devirdi, ardından gerçekçi olmayan göstermelik seçimler yaptı ve bu koltuğa oturdu. Türkiye'de böyle bir durum yok. Vatandaşlara meydanlara çıkmaları çağrısı yaptığımda yüzbinlerce kişi sokaklara döküldü, F-16'lara meydan okudu. Halkımla gurur duyuyorum"
Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile ilgili, "Bu kişi, Mursi döneminde Savunma Bakanıydı. Düşünün bir ülkede Savunma Bakanı geliyor, Cumhurbaşkanını deviriyor. Bu kabul edilemez bir durum. Mısır'daki mevcut yönetim darbe yönetimidir. Demokratik yollardan gelen bir hükümet yok. Mısır'da meşruiyete darbe indirildi. Bu yanlışın düzeltilmesi, demokrasi yolunun açılması şart. Yüzde 52 ile seçilen Cumhurbaşkanı Mursi cezaevinde, bir çok yol arkadaşı cezaevinde. Kimisine idam cezası verildi. Bu sorunun çözülmesi gerekli." ifadesini kullandı.
"FETÖ Terör Örgütü'ne 'kanser hücresi' gibi muamele ediyoruz" diyen Erdoğan "Örgüt mensuplarını, devletin bekası için kamu kurum ve kuruluşlarından ihraç ediyoruz. Darbe yaparak devleti ele geçirmeyi planlayan bu örgüttür. Mensupları, 15 Temmuz'da aceleyle giriştikleri darbede kendi kendilerini deşifre etti" ifadesini kullandı.
"Bu yapıya bağlı kişileri tanıyorduk ancak hain olduklarını bilmiyorduk" diye konuşan Erdoğan, bu örgütün dini cemaat olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, terör örgütü olduğunu söyledi.
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde uçuşa yasak, güvenli bölge oluşturulması için 5 bin kilometre karelik alanın 'terör örgütlerinden temizlenmesini hedeflediğini' belirten Erdoğan, Suriyeli ılımlı muhaliflerle işbirliği içerisinde hareket ettiklerini, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında IŞİD'den temizlenen Cerablus'a 30 bin ila 40 bin arasında kişinin geri döndüğünü açıkladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Barack Obama ile Suriye'de yeniden ateşkesin sağlanması meselesini görüşeceğini söyleyen Erdoğan, "Suriye'de 600 bin vatandaşını öldüren Beşar Esed'in gitmesi gerektiğini, kalmasının mümkün olmadığını" ifade etti.
"ABD, terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı PYD ve YPG'ye uçak dolusu silah indirdi" diyen Erdoğan "Karşı karşıya geldiğimiz zaman diyorlar ki 'Bunlar (PYD ve YPG), DAEŞ'e karşı savaşıyor.' Birbirimizi kandırmanın gereği yok" diye konuştu.
Suriyeli sığınmacılar meselesi hakkındaki görüşlerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sığınmacı kardeşlerimiz için 12.5 milyar dolar harcama yaptık. Bu bizim insanlık vazifemiz. Öte yandan batı sorumluluktan kaçıyor. Uluslararası kuruluşlar ise sığınmacılar için yalnızca 520 milyon dolar harcama yaptı."
Erdoğan, Musul konusuna da değinerek, "Musul Musulluların, Telafer Telaferlilerindir. Hiç kimsenin buralara gelip girmeye hakkı yok. Musul'un DAEŞ'ten kurtarılmasından sonra da burada sadece Sünni Araplar, Türkmenler ve Sünni Kürtler kalmalıdır" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı, Suudi Arabistan'a 11 Eylül saldırılarından dolayı ABD'de dava açılmasına imkan tanıyan "Terörizmin Sponsorlarına Karşı Adalet Yasası"nın değerlendirilmesi için Suudi Arabistan'la hukuki açıdan işbirliği yapacaklarını söyledi.
"11 Eylül Yasa Tasarısı'nın kabul edilmesinden ötürü üzüntü duyduğumuzu ifade ettik. Bu konuda dönem başkanı olduğumuz İslam İşbirliği Teşkiatı (İİT) bünyesinde adım atacağız. Dışişleri ve Adalet bakanlarını bu büyük hatanın düzeltilmesi için Suudi Arabistan'ın yanında yer almaları konusunda yönlendirdim" diyen Erdoğan, Suudi Arabistan'la Yasa Tasarısı'nı hukuki açıdan inceleyeceklerini ve gerekli adımları atacaklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Nayif'in "Türkiye ve Suudi Arabistan hedef alınıyor, bu yüzden birbirimize muhtacız" yönündeki sözleriyle ilgili yöneltilen soruya, şu yanıtı verdi:
"İslam dünyası aleyhinde alçakça gelişmeler yaşanıyor. Türkiye ve Suudi Arabistan hedef alınıyor. Irak, Tunus, Suriye, Libya, Pakistan ve Afganistan'da yaşananlar birbirinden ayrı gelişmeler olarak görülemez. Tüm tuzak ve planların İslam dünyasına yöneltildiğini görüyoruz. Dolayısıyla İslam dünyası ülkeleri birbiriyle işbirliği ve dayanışma içinde olmalıdır."