Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 1 Mayıs'ta Taksim'in kutlamalara yasaklanmasına gönderme olarak yaptığı "Taksim işçilerin Kâbesi hükmündedir" yolundaki beyanını eleştirerek, "Çıkmış ne diyor, Taksim bizim kabemiz diyor. Bizim Kabemiz bellidir. Bir zamanlar CHP ne diyordu? Kabe Arabın olsun, bize Çankaya yeter diyordu. Şimdi bunlar da aynı şekilde. Kabe Arabın olsun, bize Taksim yeter diyor" dedi. "Bunlara 7 Haziran’da bir ders vermek gerekmiyor mu?" diyen Erdoğan, "Millet neredeyse oradayım. Her partiye de eşit mesafedeyim" ifadesini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Cumhurbaşkanı Evren gibi Kur'an'ın istismarını yapıyor" sözlerini de ağır bir dille eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu ben Kur'an'la büyüdüm ve Kur'an'la yaşıyorum. Sen onu kendine söyle. Kendi şahsında Kur'an'ın yerinin ne olduğu malûm" diye konuştu.
Siirt'te halka hitap eden Erdoğan burada, eşi Emine Erdoğan'ın da memleketi olması münasebetiyle özel teşekkür etti.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Biz sizlerle gurur duyuyoruz. Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Eniştenize sahip çıktığınız için her birinize teşekkür ediyorum. Bir dönem milletvekilliğini de yaptığım Siirt'le sadece kucaklaşmakla kalmadık, aynı zamanda hizmetlerin de açılışını yaptık. Bugün burada 162 trilyon lira yatırım bedeli olan eserin açılışını yapıyoruz. Bu yatırımların şehrimize kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Benim siyasi hayatımda Siirt'in ayrı bir anlamı var. Siirt benim siyasi hayatımda 2 defa dönüm noktası oldu. Birincisi bir şiirle başlayan ve cezaevinde sonuçlanan bir süreçtir. Bu şiiri bir kez daha okuyabilir miyiz? Özgürlük neymiş bunu bir kez daha hatırlayalım. "Minareler süngü, kubbeler miğfer Camiler kışlamız, mü'minler asker" Bu yolda böyle yürüdük. Buralara böyle geldik. 1912 yılında yazılmış bu şiiri okuduğumuz için 1999 yılında Pınarhisar mezarının yolunu tuttuk.
Ana muhalefin başındaki zat diyor ki, Cumhurbaşkanı Evren gibi Kur'an'ın istismarını yapıyor diyor. Sayın Kılıçdaroğlu ben Kur'an'la büyüdüm. Sen onu kendine söyle. Kendi şahsında Kur'an'ın nerede olduğu malum. Kürtçe Kur'an yayınladı dememden beyefendi rahatsız olmuş.
Terörün beslediği parti diyor ki, Diyanet'i kapatacağım. Bunlar maalesef, cami duvarına pislemeye başladılar. Bir Cumhurbaşkanı olarak bana yanlışları düzeltmek gerek. Bu parlamentodan 12 yıllık eğitim geçti, barajlar kaldırıldı, siz orta kısmı kapattınız, imam hatiplerin sayısı 1 milyona çıkınca rahatsız oldular.
Ben buradan inançlı inançsız Kürt kardeşlerime sesleniyorum. 7 Haziran'da bozun bu oyunu. Taksim bizim Kabemizdir diyor. Bizim Kabemiz bellidir. Bir zamanlar bu CHP'liler Kabe Arap'ın olsun bize Çankaya yeter diyordu. Şimdi de bunlar Kabe Arap'ın olsun bize Taksim yeter diyorlar.
Zihniyet aynı, bunlar aynı faşist kafanın farklı tezahürleri. Tek parti CHP'si bu milleti inancından kopartıp kendi saplantılarına uygun yeni bir toplum inşa etmeye çalışıyordu, onun taklidi parti de benim Kürt kardeşlerimi esiri haline dönüştürmek istiyor.
Onların inançlara saygısı sadece kendi ideolojilere karşı. Geçenlerde bir muhtarımızı öldürdüler değil mi? Şu anda her şey tespit edilmiş vaziyette. Hani sen Kürttün niye bir Kürt muhtar kardeşimizi öldürüyorsun?
Şu mübarek günlerde TRT Kürdi kanalından Kürtçe mevlit okunabiliyor.
Siz Selahattin Eyyubi'nin torunlarısınız. Şu karşıda bir pankart var. 3 dilli kardeş şiiri. Ne demek bu? Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla Siirt birdir.
İlim irfan yuvaları bölücü örgütün baskıları sonucu birer birer kapanmaya başladı. Bugün Türkiye'de Boko Haram gibi örgütler varlık gösteremiyorsa bunda en büyük pay Diyanet İşleri Başkanlığımızındır. Bütün bunlarla berabe bugün atmamız gereken en önemli adım, Siirt bunun işaret fişeği olmalıdır.
Ne diyor *Siirtli İbrahim Hakkı Hazretleri;
"Hak şerleri hayreyler,
Arif anı seyreyler.
Zannetmeki gayreyler.
Meylam görelim neyler,
Neylerse güzel eyler."
Hep beraber çalışmamız gerekiyor. Koalisyon peşinde koşanlara fırsat vermememiz gerekiyor.
*İbrahim Hakkı Hazretleri Miladi 1703 yılında Erzurum’a bağlı Hasankale İlçesi’nde doğmuştur. Babası Molla Osman, bir mürşit aramak maksadıyla Tillo’ya (Siirt) gelmiş, burada İsmail Fakirullah Hz.’ni bularak hizmetine girmiştir.