Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Tekirdağ'daki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada Ak Saray'ın 1 milyar dolar maliyeti olduğunu söyledi. CHP'nin seçim vaatlerine kaynak olarak Ak Saray'ın masraflarının gösterilmesini eleştiren Erdoğan, "Saray oldu bitti. Sen her yıl bu sarayları her yıl nereden bulacaksın" ifadesini kullandı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, sarayın maliyetinin 1 milyar 370 milyon lira olduğunu açıklamıştı.
Erdoğan, Güneydoğu mitinglerine Kur'ân-ı Kerim ile çıkmasına dair yapılan eleştirenlere de "Kuran üzerinde böyle bir telaşa girmeye gerek yok" dedi ve Kılıçdaroğlu'na "Sen de gel, sahip çık" çağrısı yaptı.
Erdoğan, "paralel yapı"nın PKK ve CHP'nin koalisyon yaptığını iddia ederek, "Eski Türkiye koalisyonu dedik, şimdi bunu biraz açmamız lazım. Ana muhalefet var. Arkasında da iki örgüt var. Biri bölücü örgüt, diğeri paralel örgüt. İş bölümü yapmışlar. Biri batıdaki, güneydeki vatandaşlarımızı yaşam biçimi üzerinden oylarına ipotek koyuyor. Diğeri Doğu ve Güneydoğu’daki örgüt tehditle oy alıyor. Paralel örgüt de buna akıl hocalığı yapıp lojistik destek sağlıyor. Bir yanda Pensilvanya, bir yanda Kandil önlerinde de ana muhalefet. Bu koalisyondan Tekirdağ’ın, Türkiye’nin yararına bir şey çıkması mümkün mü?" diye konuştu.
Erdoğan, Tekirdağ'daki toplu açılış törenindeki konuşmasından satırbaşları şöyle:
Trakya'nın bereketli şehri Tekirdağ sizler vasıtasıyla köylerinde ilçelerinde bulunan tüm Tekirdağlı kardeşlerim için şükranlarımı sunuyorum.
Bu yatırımların resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Tam 42 eserin ve hizmetlerin, Tekirdağ’a, Tekirdağlı kardeşlerime ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen hükümetimizi, bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, yüklenici firmaları, bürokrat, mimar, işçi, hepsini kutluyorum, tebrik ediyorum.
Biz 81 vilayetimizin hepsine, 78 milyon insanımızın hepsine aynı nazarla bakıyoruz. Zira biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz. Ve biz, bu milletin hizmetkarıyız. Geçtiğimiz 12 yılda bu anlayışla, doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkemizin her karış toprağına emek verdik, yatırım yaptık. Kimsenin kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine bakmadığımız gibi hayat tarzına da karışmadık.
Sadece Türkiye’yi büyütmenin, kalkındırmanın, zenginleştirmenin peşinde olduk. 12 yıl öncesine gittiğimizde, bu güzergahtaki yollarımızın halini biliyorsunuz. Kardeşlerim, 12 yılda yaptığımız toplam yatırım eski rakamla yaklaşık 9,5 katrilyon. Başbakanlığım döneminde yaptık.
Namık Kemal Üniversitesi’ni Tekirdağ’a biz kazandırdık. Bugün üniversitemizin 26 binin üzerinde öğrencisi var. 2002’de Tekirdağ’da ne kadar bölünmüş yol vardı biliyor musunuz, 79 senede 87 kilometreydi. 12 yılda 230 km bölünmüş yol inşa ettik. Halep oradaysa arşın Tekirdağ’da…
Marmaray, dikkat edin, Asya’yı Avrupa’ya bağlıyoruz. Birileri laf yapar, biz iş yaparız dedik. Çünkü biz evladı fatihanız. Çünkü biz kadırgaları karadan yürüten Fatih’in torunları olarak dedik ki, “dedemiz Fatih kadırgaları karadan yürüttü, öyleyse biz de metroyu denizin altından yürüteceğiz” dedik ve bunu başardık. Şu ana kadar milyonlarca insanımız o metrodan istifade etti ama bitmedi.
İnşallah, şu anda üniversitemizin hastanesi ve bir de bu ay içinde adımı atılacak olan şehir hastanesi hayata geçtiği anda Tekirdağ merkez 850 yatağa daha kavuşuyor. Bu şehir hastanesi çok önemli, 450 yataklı şehir hastanesiyle inşallah Tekirdağımız çok farklı bir yerde olacak.
Cumhurbaşkanı seçilirken milletime verdiğim bir söz vardı. “Ben anlaşıldığı gibi tarafsız bir cumhurbaşkanı olmayacağım” demiştim ve ardından da tarafımı ilan etmiştim. “Ben daima milletimin tarafında olacağım” demiştim. Şimdi de milletin tarafında bir cumhurbaşkanı olarak tüm gelişmeleri bu yaklaşımla, değerlendirmeyle bakıyorum. Dikkatimi çeken bazı hususlar var.
Birincisi muhalefet partilerinin benzer vaatler, benzer projeler ifade etmeleri. Anladığım kadarıyla 10 Ağustos’ta yaptıkları ittifakın etkisinden çıkamamışlar. Karşıma 14 parti koalisyonuyla çıkmışlardı. Anlaşılan mesajı da alamadılar, dersi de… Şimdi eski Türkiye koalisyonu kurmaya çalışıyorlar.
Hastalandığınızda ne yapıyorlardı biliyor musunuz? İzlediniz mi televizyonlarda? Ama şimdi aile doktorunuza gidiyorsunuz. O gidilen hastanelerin hali, şurada Kırklareli’nde bir anne babayı izledim. Yavrusuna maalesef serumu yanlış taktılar, o kızımızın kolunu kesmek durumunda kaldılar. Ve o zamanın SSK Genel Müdürü de malum, şu anda muhalefetin başında. Değerli kardeşlerim, hastaneler rezalet, hijyen diye bir şey yok. Bir tanesini yerde benzetiyorlardı. O hale düşürdüler.
2002 yılında ihracatımız 36 milyar dolardı. Şimdi 158 milyar dolar… Sanayinin, tarımın, ticaretin şehri Tekirdağ, bunun ne anlama geldiğini çok iyi bilir. Hemen bir adım ötede kim var? Yunanistan. Kardeşlerim, Yunanistan şehirleriyle arasında adeta asırlık var. Şimdi Tekirdağ’ın, Edirne’nin, Kırklareli’nin Çanakkale’nin, Balıkesir’in eksiği olmadığı gibi fazlası var.
Şimdi asgari ücrette bir açık artırma başladı. Birisi 1,400, birisi 1,500, birisi 1,800 birisi de çıkmış 5 bin diyor. Herhalde oyları 5 bin diyen alacaktır. Siyaset dürüstlük ister. Asgari ücretin ne anlama geldiğini bilmiyorlar. Asgari ücret, devletin bir koruma anlaşmasıdır. Siz o ücretin altında işçi çalıştıramazsınız. Bu demektir. O asgari ücret üzerinden primleri oradan ödersiniz. Bunun ucu açıktır, ister 1,500, 2000, 5000…. Ama onun altına inemezsin. Bu bakımdan asgari ücreti bu şekilde belirlerken bunun getirisi – götürüsü var. Kalkar da 1,500 – 2,000 şeklinde ortaya koyarsanız, istihdamda bu ne getirir, ne götürür iyi bilmeniz lazım.
Ben şu anda Anadolu’yu dolaşıyorum, açılışlar yapıyorum ve gittiğim yerlerde de söylüyorum. Diyorum ki, belediyeleri ziyaret benim nezaket kuralımdır, yapmam gerekir. Bu parti, şu parti diye de ayırt etmiyorum. Karabük’te gittim, MHP belediyesi. Çanakkale’de aynı şekilde CHP’li belediye. Bugün Tekirdağ da aynı şekilde… Son Siirt, Mardin, Diyarbakır, Batman buraları ziyaret ettim. Herhalde Kandil’den talimat almışlar gelemediler. Böyle olunca, dedim ki “onlar bu nezaketi göstermezse, milletin verdiği yetkiye ihanet edemem ve gidemem” dedim.
Bunun için yeni anayasa diyorum, başkanlık sistemi diyorum. Tüm Tekirdağlı kardeşlerime soruyorum, Tekirdağ yeni Türkiye’ye hazır mı? Tekirdağ yeni anayasayı istiyor mu? Tekirdağ başkanlık sistemini destekliyor mu? Maşallah. Ne Tekirdağ bizden vazgeçer, ne de biz Tekirdağ’dan vazgeçeriz. Biz Tekirdağ’a meftunuz. Biz bu millete meftunuz. Biz bu milletin dertlisiyiz. Bu sevginin önünde kimse duramaz. Allah birliğimizi, beraberliğimizi daim kılsın. ,
Eski Türkiye koalisyonu dedik, şimdi bunu biraz açmamız lazım. Ana muhalefet var. Arkasında da iki örgüt var. Biri bölücü örgüt, diğeri paralel örgüt. İş bölümü yapmışlar. Biri batıdaki, güneydeki vatandaşlarımızı yaşam biçimi üzerinden oylarına ipotek koyuyor. Diğeri Doğu ve Güneydoğu’daki örgüt tehditle oy alıyor. Paralel örgüt de buna akıl hocalığı yapıp lojistik destek sağlıyor. Bir yanda Pensilvanya, bir yanda Kandil önlerinde de ana muhalefet. Bu koalisyondan Tekirdağ’ın, Türkiye’nin yararına bir şey çıkması mümkün mü?
Ne diyor ana muhalefetin başı? 1+8+4. Bu ne demek biliyor musunuz, İmam hatiplerin, meslek liselerinin orta kısmını tekrar kapatmak. Sıkışınca böyle demedim dedi. Zaten biz seni tanıyoruz, akşam başka konuşursun, sabah başka. Kayıtlarda var. Bunlar orta kısmı kapattılar ve imam hatiplerin öğrenci sayısı 600 binden 60 bine düştü. Şimdi ne oldu, açılınca, üniversitelere giriş serbest hale gelince 1 milyona çıktı. Bu bunları rahatsız ediyor. Sen benim eğitim, öğretim özgürlüğüme neden müdahale ediyorsun? Buna senin karışmaya hakkın yok. Cevap ne, Türkiye’nin bu kadar imama ihtiyacı yok. Mesele imam müezzin meselesi değil, mesele istiyor ki anne baba benim oğlu imam hatip okuluna giderse hem Kuran-ı Kerim’ini öğrensin, sevgili peygamberimizi öğrensin, hadis öğrensin, fıkıh öğrensin, bunun yanında matematik, kimya, edebiyat, Türkçe de öğrensin. Bundan niye rahatsız oluyorsun. Hazmedemiyorlar, sıkıntı burada. Değerli kardeşlerim, çeşitlendirilme eğitimde bu ülkede bir zenginliktir.
“Biz olduğumuz sürece başkan olamazsın” diyor. Ben sistemi konuşuyorum, şahsımı konuşmuyorum. Siz muhalefet Çankaya’nın yokuşuna çıkamaz diyordunuz. Ne oldu, bu arada Beştepe bitti, biz de Beştepe’ye gittik.
Kaynak nerede diye soruyorlar ana muhalefetin başındaki zata, “kaynak saray” diyor. Çıkarıyor rakamı, 50 milyar dolar. Ben biraz üst tonda atayım, 1 milyar dolar olsun saray. Saray oldu bitti. Sen her yıl bu sarayları her yıl nereden bulacaksın? Bu yatırım anlık değil, kalıcı yatırım.
Aslan yattığı yerden belli olur. Biz faniyiz, kalıcı olan Allah'tır.
Bizim Kabemiz Taksim’dir diyor bir tanesi. Terör örgütünün arkasında olduğu parti var ya. Kabeleri Taksim’miş. Bunu birileri söylüyordu, bu da çıkmış “Kabe Arap’ın olsun, bize Taksim yeter” diyor.
Kılıçdaroğlu diyor ki, ben Kuran-ı Kerim’i istismar ediyormuşum. Güneydoğu’da Kürtçe Kuran mealini gösterdim. Bunu diyor ki istismar. Ben burada tabii Diyanet İşleri Başkanlığı’mızı övüyorum. Her farklı dilde Kuran meali yayımlaması Diyanet’in başarısıdır. Sayın Kılıçdaroğlu, önce istismar kelimesinin ne anlama geldiğini öğren. İstismar, yaşamadığınız bir şeyi yaşar gibi göstermektir. Hamdolsun Kuran’la büyüdüm, bugüne geldim ve yaşıyorum ama senin ne tür bir yaşam içinde olduğunu bilemem.
Bugün de bir tane gazete maalesef bu noktadan hareketle, bunu bir mezhep mensuplarına karşı saygısızlık olarak, o mealde bir şeyler söylemiş. Bunların işi gücü bu. Acaba bir yerden ne çıkartabiliriz? Biz bu noktada eğer samimiysek, dürüstsek, gelelim, Kuran üzerinde böyle bir telaşa girmeye gerek yok. Kılıçdaroğlu, sen de gel sahip çık, saygılı ol. İstismarını yapma, biz yaşarız farkımız bu.
Öteki vaatlerini ciddiye almıyorum. Bekara karı boşamak kolay gibi bol keseden atıyorlar. Memleketimizin hayrı için bir araya gelmeyenler can ciğer kuzu sarması olmuşlar. Türkiye’nin milli gelirini 800 milyardan daha yukarı taşımak için proje var mı? Yok.
Bunlar daha dün yolda birbirlerini görse selam vermezlerdi. Şimdi yoldaş olmuşlar, gidiyorlar. Ama bu yol, yol değil. Benim milletim bu oyuna gelmez. Yeni Türkiye’nin önündeki engelleri hep birlikte aşacağız. 40 yıldır siyasetin içinde olan bir kardeşinizim.
Bu ülkede 12 yıl başbakanlık yaptım. Söylediklerim de yaptıklarım da ortada. Tekirdağ’da ne diyorsam, Van’da aynısını söylüyorum. Trabzon’da da Mersin’de de aynı. Gönlümüzde ne varsa dilimizde de o var.
İnşallah eski Türkiye anlayışını aşacağız. Bir defa şunu çok iyi bilmemiz lazım. Cumartesi, pazar dolaştığım bu yerlerde, yine aynı şeyi söylüyorum. Bilmiyorum, hazır mısınız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Muhalefet partilerinin liderlerinden böyle bir samimiyet gördünüz mü, duydunuz mu? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.
Ey benim Kürt kardeşim. Bunların toplantılarında bir tane Türk bayrağı göremezsin. Çünkü bunlar bayrağımızın karşısındaki ihanet şebekeleridir. Bu kadar açık konuşuyorum. Aynı şeyi maalesef ana muhalefetin Hakkari ziyaretinde de görmüştük.
Onların musluklarından kan akıyor, bizimkinden pırıl pırıl su. O Van ki, oraya suyu ben getirdim. Aynı şeyi Van depreminde de yaptılar. Kayboldular ortadan. 1,5 yılda hamdolsun, Van’ı bugünkü haline getirdik.
Her türlüğü hırsızlığı, hukuksuzluğu yapıp “haram yemedik” diyenler var. Bu milletin 28 Şubatçıların tehditlerine dönüp bakmadı. Aynı şekilde çift anahtar gösterenlere, onlara ne veriyorsa benden 5 fazlası diyenlere dönüp bakmadı. Pop star edasıyla meydanlarda dolaşanlara itibar etmedi. Ben milletimize güveniyorum inanıyorum. Sizden bir şey istiyorum. Bir olacağız, kardeş olacağız, diri olacağız kardeş olacağız ve birbirimizi seveceğiz.