Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal saat ile görüşme kararı aldı.
Çankaya'daki Dışişleri Bakanlığı konutunda gerçekleşen görüşme yaklaşık iki saat sürdü.
CNN Türk canlı yayınına telefonla bağlanan Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, söz konusu görüşme kararında talebin Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldiğini açıkladı.
Murat Yetkin'in aktardığı bilgilere göre, Erdoğan'ın görüşme talebi üzerine Baykal, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü ve onayını aldı.
Görüşmenin ardından Baykal, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile bir araya gelecek.
Baykal, "en yaşlı TBMM üyesi" sıfatıyla, TBMM'nin açılışını da yapacak.
CNN Türk canlı yayınında konuşan Murat Yetkin görüşmeyle ilgili şunları söyledi:
"Bu görüşmede tabi meclisin açılışına dair konular değil, onun daha ötesine geçmesi de beklenebilir. Bu talebin dün Davutoğlu’nun istifasını verdiği AKP'nin meclis çoğunluğunu kaybetmesi doğrultusunda, sonraki saatlerde yapılmış olması da önemli. Yani siyaset ayrı mecralarda ısınmaya başlıyor. Sayın Davutoğlu, henüz hükümeti kurma görüşmelerine başlamış değil. Kendi önceliğinin dışardan destekli azınlık hükümeti olduğu biliniyor. Bu desteği kimin vereceği belli değil.
İkinci tercih tabii koalisyon görüşmeleri olabilir. Bir başka parti ile koalisyon olabilir. Burada AKP Genel Merkezi'ndeki ağırlıktaki havanın MHP ile koalisyona girmek olduğu anlaşılıyor. Fakta burada da MHP'nin Kürt meselesinde çok kesin bir tutumu var. Bahçeli tarafından bu kırmızı çizgi olarak adlandırılıyor. Hem Erdoğan hem Davutoğlu, seçim kampanyalarında çözüm sürecinin devam edeceğini söylemişlerdi. Bu sözü vermişlerdi.
2002-2003 görüşmeleri vardı, o siyasetin seyrini değiştirmişti. O zaman meclis dışındaydı Erdoğan, Meclis'e girebilmiş ve başbakan olabilmişti.
Bu görüşme de siyasetteki düğümü çözebilecek bir görüşme olacak mı olmayacak mı ileriki saatlerde anlaşılacak. Seçimlerden sonra yaptığı ilk siyasi hamle diyebiliriz buna. Yeni Melis’in en kıdemli üyesi sayın Baykal ile görüşmeyi tercih etmiş. İlginç bir görüşme olacak. Siyasetin akış yönünü değiştirecek bir görüşme olabilir Erdoğan-Baykal görüşmesi. Bu ilk defa olan bir şey. Çünkü şu ana kadar cumhurbaşkanlarının koalisyon süreçlerine müdahil olduğu görülmüş bir şey değildir.
Erdoğan, söz verdiği üzere 'ben farklı bir cumhurbaşkanı olacağım' sözünü dayanak alarak hep aktif pozisyon alıyor. Burada sayın Davutoğlu'nun görüşmeye başlamasından önce, Baykal da CHP'nin genel başkanı değil. O da Kılıçdaroğlu'ndan onay alarak bu görüşmeyi kabul etmiş ama, ne Erdoğan ne Baykal ne AKP'yi ne CHP'yi resmi olarak temsil niteliğinde değil.
Eğer Sayın Baykal, meclis başkanı seçilirse, aday olup olmayacağını da bu görüşmeden sonra anlayacağız. Bu kıdemli üye sıfatıyla Meclis'i açması tabi meclis başkanı seçilene kadar olan bir süreç. Meclis başkanı seçilişi zaten bir nevi koalisyon görüşmelerinin modellemesi, sınavı olarak adlandırılmıştı. Bu daha önce örneği görülmemiş önemli bir gelişmedir, siyasetin akışını değiştirebilir."
Erdoğan-Baykal görüşmesini değerlendiren CHP’li Engin Altay şunları söyledi:
Bendeki bilgi davetin saradan geldiği şeklinde. Sayın Baykal parti disiplini çok yüksek birisidir. Şüphesiz genel başkana bilgi vermiş olabilir. Sanıyorum Erdoğan, anayasadaki cumhurbaşkanı çerçevesinde kalabilirim mesajı verebilir.
Bu seçimin bir tek kaybedeni var o da Erdoğan'dır. Şimdi kendine yeni bir rol çıkarmak, üstlenmek istiyor olabilir. Niçin sayın Baykal derseniz, Meclis'i sayın Baykal açacak, meclis başkanı seçilene kadar tahminen 10 günlük süreçtir, Baykal bir görev icra edecek.
O sebeple Erdoğan da belki kurulacak hükümet modelleri, alternatifleri de oraya masaya yatırılabilir yatırmaz bilemiyorum. Hep beraber bekliyoruz ne çıkacak.
Görünen şu, ama AKP'nin meclis başkanı çıkarma ihtimalini az görüyorum. Üçüncü turda meclis başkanı seçilmiyorsa, anlayın ki milletvekilleri kendi iradelerine hakim ve sahip demektir. Sayın Baykal'a meclis başkanlığı şüphesiz yakışır. O kendi takdiridir aday olup olmaması. Ama bugünkü görüşmeyi ona bağlamamak lazım.
Bu sorunun cevabını bilmiyorum. Genel başkanın kendisine asla saraya gitme diyeceğini zannetmiyorum. Sayın Baykal da Çankaya Köşkü'nün Türkiye'nin kalbi olduğu anlayışıyla böyle bir hassasiyeti göstermesi olabilir.
İkisi ayrı iş olarak da düşünülebilir. Örneğin bir parti Ak Parti ile hükümet olur ama, meclis soruşturma komisyonuna kabul oyu verebilir. O iş mutlaka olmalı. Olmuş bitmiş denmemeli.
25'nci dönem parlamentosu bu yolsuzlukların üzerinde oturmamalıdır. 24'ncü dönem çamaşır makinesi gibi çalıştı yolsuzlukların aklanması için.
Deniz Baykal ve Tayyip Erdoğan 2003 yılında Beylerbeyi'nde gizli bir görüşme gerçekleştirmiş ve o görüşmede siyasi yasağının kaldırılması karşısında Erdoğan'ın Baykal'a cumhurbaşkanı olması yolunda bir söz verdiği iddia edilmişti.
Söz konusu görüşmede geçen pazarlık iddiasının artık bir efsane haline geldiğini söyleyen Baykal, görüşmede "1 Mart Tezkeresi’nin konuşulduğunu" öne sürmüştü.