Gül: Türkiye'nin ajandası reform sürecini devam ettirmek olacak

Gül: Türkiye'nin ajandası reform sürecini devam ettirmek olacak

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, siyasi, ekonomik ve hukuk alanındaki gerçekleştirilen çok köklü reformlarla Türkiye'nin, içeriden ve dışarıdan gelen bir çok şoklara karşı kendisini koruyacak bir ülke haline geldiğini belirterek, "Bunların da test edildiğini görüyoruz" dedi.

Gül, Uluslararası Endüstri Mühendisleri Enstitüsü Konferansı'nda yaptığı konuşmada, kongrenin İstanbul'da yapılmasından memnuniyet duyduğunu söyledi.

Kongrenin ilk defa Amerika kıtası dışında yapılmasının da önemli olduğunu ifade eden Gül, kongreye katılanların İstanbul'u gezme fırsatını da bulmalarını ümit ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Gül, kendisinin de endüstri mühendisliği ile ilgisinin yıllar öncesine dayandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Endüstri mühendisliğinin önemi endüstri mühendisliğinin giderek daha çok etkin hale geldiğini biraz önce siz değerli profesörler ve Başbakan Yardımcımız anlattı. Ben burada şunlara değinmek istiyorum. Dünya değişiyor, hepimiz biliyoruz. Eski dünya değil, bunun hepimiz farkındayız. Her şey hızla değişmekte ve dönüşmekte.. Bilgi çok çabuk güncelliğini kaybetmekte. Artık hızlı düşünmek ve hızlı uygulama hayatın en önemli faktörlerinden birisi haline gelmiş vaziyette. Bu bağlamda uygulanması gereken yeni politikaları, yeni süreçleri akademik bir platformda tartışıyor olmak hepimiz için gerçekten çok önemli. O bakımdan bu toplantınıza gerçekten olağanüstü değer veriyorum, bunun bilinmesini isterim."

 

Disiplinlerarası koordinasyonun sağlanması

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, azalan kaynakların verimli kullanılması, alternatif üretim politikalarının uygulanması ve disiplinlerarası koordinasyonun sağlanmasında başarının, dünyanın gelişim hızına ayak uydurmaya bağlı olacağını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çok hızlı bir şekilde değişen dünyada disiplinlerarası işbirliğini bir bütüncül bakışla sağlayabilirsek, o zaman çok tabii ki faydalanacağız. Mühendisler genellikle belli alanlarda çok derinleşirler ama disiplinlerarası koordinasyonu sağlayan da endüstri mühendisleridir. Şunu yine hepimiz çok iyi biliyoruz ki, endüstri mühendisleri fen bilimlerini, matematik başta olmak üzere sosyal bilimleri diğer bütün bilimleri yukarı pencereden bakan insanlardır. Dolayısıyla çok geniş makro meseleleri değerlendirebilecek insanlardır. Endüstri mühendislerinin analiz yeteneği ve sorunlara çözüm bulma kabiliyeti sadece şirket bazında veyahutta sektör bazında değil, ülke meselelerinde söz konusudur. Bunu siyasi ve devlet hayatında doğrusu en iyi bilen kişilerden birisiyim."

Cumhurbaşkanı Gül, mühendislerin giderek ekonomi ve iktisada çok ilgi göstermekte olduklarını, hatta mühendislik tahsilinden sonra çok sağlam ekonomi bilgisi edinen mühendislerin ne kadar çok başarılı olduklarının herkes tarafından bilindiğini belirterek, Türkiye'de de bunun örneklerinin bulunduğunu dile getirdi.

 

Türkiye'nin ajandası reform sürecini devam ettirmek olacak

 

Türkiye'de bu konunun çok öne çıkmaya başladığına dikkati çeken Gül, şunları söyledi:

"Bilhassa son 10 sene içerisinde Türkiye ekonomisinin çok büyük performans göstermesinde de bunun çok açık katkısı vardır. Bu vesileyle şuna da değinmek istiyorum. Türkiye'de son 10 yıl içerisinde yakaladığımız siyasi istikrarla çok büyük hamleler yaptık, bu hamleler hem ekonomide hem siyasette hem hayatın bütün alanlarında gerçekleşti. Bunların hepsini 'reformlar' diye size belki özetleyebilirim. Türkiye'de siyasi reformlar, ekonomik reformlar hepsi elele adeta ilerleyerek, bugünkü Türkiye'yi ortaya çıkardı ve bugünkü Türkiye'nin cazibesini eminim ki sizler de takip ediyorsunuzdur.

Siyasi, ekonomik ve hukuk alanındaki gerçekleştirdiğimiz çok köklü reformlarla Türkiye, içeriden ve dışarıdan gelen bir çok şoklara karşı kendisini çok koruyacak bir ülke haline geldi. Bunların da test edildiğini görüyoruz. İçeride zaman zaman karşılaştığımız çalkantılar, Türk ekonomisine hiç bir şekilde zarar vermediği gibi çok daha global planda, çok daha büyük şekilde gelen dalgalar, hep beraber şahit olduğumuz dünya finans krizleri, bütün bunlar da Türk ekonomisine etki yapmadılar. Türk ekonomisinin herhangi bir sarsıntı geçirmesine neden olmadılar. Türkiye'nin önündeki ajandası, bu reform sürecini güçlü bir şekilde devam ettirmek olacaktır."

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin, AB ile müzakerelere başlarken bir taraftan siyasi kriterler olan Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirirken, diğer taraftan da başka bir şart olan, işleyen piyasa ekonomisinin bütün hukuki, ekonomik alt yapılarını yerine getirdiğini söyledi.

Bütün bunların Türkiye'nin bu başarısının altındaki çok önemli dinamikler olduğunu vurgulayan Gül, "Önümüzde daha yapacağımız çok iş var. Bugün Türkiye'nin milli gelirinin fert başına 10 bin doların üzerine çıkması tabii ki büyük bir başarıdır. Son 10 yıl içinde AB'nin büyümesinden 5 misli daha Türkiye'nin ekonomik büyümeyi gerçekleştirmesi muhakkak ki çok büyük bir başarıdır ama kendimizi hala gelişmiş demokratik kalkınmış ülkelerle mukayese ettiğimizde, Türkiye'nin hala yol alması gerektiğini de çok açık şekilde görüyoruz ve bunun da farkındayız" denildi.

 

En önemli avantaj, ülkedeki siyasi istikrar

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin reform süreçlerini devam ettireceğini kaydederek, Türkiye'nin en önemli avantajının ülkedeki siyasi istikrar olacağını belirtti. Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Siyasi istikrarın olması ve güçlü parlamentonun olması, doğru yasaların çıkartılması, doğru ekonomik politikaların uygulanması için de şüphesiz ki en büyük avantajdır. Bugün bir çok Avrupa ülkesinde yaşanan krizlerin altındaki esas nedenin, karar alamama olduğunu hepimiz biliyoruz. Yoksa doğru politikanın ne olduğunu eminim ki, nüfusu en küçük ülkede bile bilen çok sayıda uzman vardır. Ama önemli olan doğru politikaların uygulama kararlılığını gösterecek, güçlü yönetimlerin olup olmamasıdır."

Hedeflerinin kuruluşunun 100. yıl dönümünde Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler sınıfına taşımak olduğunu kaydeden Gül, "Bugün orta gelirli bir ülkeyiz. Hepimizin çok tartıştığı bir konu vardır, orta gelir tuzağı diye. Türkiye'nin bu tuzağa düşmemesi için Türkiye'yi büyütmeye devam etmemiz gerekir. Tabii ki orta gelirliler, yüksek gelirli bir ülke noktasına gelebilmenin çok önemli şartlarından birisi, o ülkenin hepimizin 'soft power' dediğimiz, Türkçede 'yumuşak güç' olarak adlandırdığımız bu tarafını, Türkiye'nin çok güçlü hale getirmektir" diye konuştu.

Türkiye'nin bugün bulunduğu konuma, siyasi ve ekonomik reformların birlikte yapılmasıyla gelindiğini vurgulayan Gül, şöyle devam etti:

"Hala bu konuda demokratik, ekonomik ve siyasi reformların ve hayatın diğer alanlarındaki değişimlerin güçlü bir şekilde devam ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunu yaptığımız süre içinde Türkiye'nin mevcut potansiyeli, mevcut gücü ve muhakkak ki cazibesi, Türkiye'yi çok daha yukarılara taşıyacaktır. Bütün bunları yaparken çok makro bir bakışı sağlıklı bir şekilde muhafaza etmemiz gerekmektedir. Burada şüphesiz ki bütün bilim insanları, başta olmak üzere özellikle meseleye makro açıdan bakabilen ve genel değerlendirme yapabilen bilim adamları başta olmak üzere siyasetçilerin çok büyük muhakkak rolü olacaktır."