Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde düzenlenen "bağımsızlık referandumu"na ilişkin olarak Türkiyeli yetkililerden gelen "ambargo" açıklamalarını eleştirdi. Zeybekci, söz konusu açıklamaların "tehlikeli bir söylem" olduğunu belirterek “Ticaretle, ekonomiyle ilgili faaliyetlerimizi devam ettireceğiz" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, referandum sonrası yaptığı açıklamada şunları kaydetmişti:
"Biz yaptık, oldu ile olacağını zannediyorlar, olmayacak ya, olamayacak zaten. Yaptırımları uygulamaya başladığımızda ortada kalacaksın. Vanayı kapadığımızda iş bitti. Tırlar Kuzey Irak'a çalışmadığı anda bunlar yiyecek bulamayacaklar. Mecburuz, yaptırım. Bunlara İsrail neyi, nereden, nasıl gönderecek?"
"Mısır'la da ticaret sürdü"
Kuzey Irak'ta ekonomiyle ilgili önlemler alınıp alınmayacağı sorusuna yanıt veren Zeybekci, Rusya ile yaşanan krizi anımsattı. Rusya'nın ilk ticarete dokunduğunu ve Türkiye'ye ticaretle ders vermeye çalıştığını ifade eden Zeybekci şöyle devam etti:
"Bu son derece yanlıştı. Kuzey Irak konusunda aynı yanlışı yapmamızı pek uygun görmüyorum. Hükümet olarak, ülke olarak, benim devletimin menfaatleri farklı bir şey dediği zaman, o karar net olarak alınır. Biz de Ekonomi Bakanlığı olarak onu emir telakki eder, öyle hareket ederiz. Ama şu anda bakanlık olarak refleksimiz, normal seyrinde devam etmesi. İsrail'le de çok şeyler yaşadık ama ticaretin devam etmesinden yana oldum. Mısır'da da böyle oldu. Kuzey Irak'ta da, devlet olarak ekonomiyle ilgili kararlar alınmadıkça, böyle olmalı."
Kuzey Irak'ta Türk şirketlerinin alacaklarının 1.9 milyar dolar olduğunu söyleyen Zeybekci, "Bu konuda Bakanlar Kurulu'nda iki ayrı görüş mü var?" sorusuna da yanıt verdi.
"İki ayrı değil, çok daha fazla görüş vardır. Herkesin farklı bir yaklaşımı var" diyen Zeybekci, "25 bakan varsa, o kadar çok görüş var demektir. Bu noktada Ekonomi Bakanlığı ‘duygusuz, kapitalist bakanlık' olarak algılanabiliyor. Ama Ekonomi Bakanlığı olarak bizim görüşümüz sadece ve sadece Türkiye'nin menfaati. Ekonomik ambargo tehlikeli bir söylem. Ambargo koyduğunuzda satışlarınız duruyor. Diyebilirsiniz ki, ‘Musul-Kerkük kutsal davamız, sen hala ticaret' diyorsun. Ama benim işim ticaret. Ben Ekonomi Bakanı'yım. 8-9 milyar dolarlık bir ticaretten, Türkiye'nin menfaatinden bahsediyoruz" diye konuştu.
Zeybekci, koşulların değişmesi durumunda merkezi Irak'a yapılan sevkiyatın sürmesi için İran üzerinden iki ayrı kapı üzerinden güzergahın kullanılabileceğini de sözlerine ekledi. Bunların şahsi görüşü olduğunu söyleyen Zeybekci, "Ama Rusya da doğalgaz hatlarını kapatmadı. Hatta Ukrayna'ya karşı bile kapatmadı" dedi.
Almanya'da seçim kampanyasının sonucu olarak ırkçı kesimlere yönelişin olduğunu söyleyen Zeybekci, bundan sonraki dönemde ise Almanya'yla kötüye gidişin duracağına inandığını söyledi. İki ülke arasında yatırım yapan şirketlerin toplamıyla birlikte 100 milyar dolarlık bir potansiyelin olduğunu ifade eden Zeybekci, "Sepete tekme attığınızda sepet dolu. Ayaklarınız acır. İki taraf için de geçerli. Bence bundan sonra kendileri olmaya doğru döneceklerdir ve ırkçı partilerin yükselmesine kadim Avrupa izin vermeyecektir" diye konuştu.
Ekonomi için OHAL'in kalkması gerektiği görüşününü yineleyen Zeybekci, OHAL'in gerekçelerinin tam olarak ortadan kalkmaması nedeniyle de bir ara formül bulunabileceğini söyledi. 15 Temmuz'un korkunç bir ihanet olduğunu ve bunu yaşamış biri olarak tüm bunlara karşın, ülkenin menfaati için OHAL'den ilk fırsatta çıkarılması gerektiğini kayededen Zeybekci şöyle devam etti:
"Ama gerekçeleri tamamen kalkmadığı için de, geçici olarak da olsa Adalet ve İçişleri Bakanlıklarımıza ihtiyaç duydukları kanuni düzenlemelerin yapılması yetkisi verilebilir. İçişleri Bakanlığı'na, devletin içindeki ihanet şebekelerinin temizlenmesiyle ilgili düzenlemeler için, yetkiyi 1 yıl gibi geçici bir süre için verebiliriz. Adalet Bakanlığı'na da gözaltı ve tutukluluk süreleriyle ilgili geçici olarak bu yetki verilebilir. Bu benim şahsi görüşüm. Bakanlar Kurulu'nda görüşmedik. Adalet Bakanımızla böyle bir sohbetimiz var. Evet ekonomiyle ilgili hiçbir pürüz olmaması için en üstün gayreti gösteriyoruz. Ama sonuçta OHAL. ‘Ne kadar güvenli bir ülke OHAL'i de var' demiyorlar."