Cumhurbaşkanı Fuat Oktay, "Dünyadaki ürün tedarikinde bir kırılma yaşandı. Biz bunu Türkiye’de çok yaşamadık. Ürünlerdeki fiyatlardaki artışı gördük ama hamdolsun raflarımızı boşaltmadık, ürüne erişimde sıkıntı yaşatmadık. Türk Lirası’nın aşırı değersizleşmesi ile karşı karşıya kaldık. Bunu geçmişte de yaşadık. Türkiye’nin yıllara göre girdiği bir döngü. 20 yıl önce de var, 30 yıl önce de var. Gerekçeler farklı olabiliyor. Sonuca baktığınızda da döviz, faiz, enflasyon gibi böyle bir sarmalın içerisine giriyorsunuz." dedi.
TOGG ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Bu yılın sonu itibariyle tesisler tamamlanmış olacak. Boyahanesi kısmına başlandı. Yılın ikinci yarısında tesisi bitirmiş olacağız. Artık araç imalatında üretim kısmımız tamamlanmış olacak. 2023’ün ilk şeylerinde bu satışa da sunulmuş olacak, yollarda olacak" açıklamasını yaptı.
Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan ve çok sayıda Anadolu kanalının ortak canlı yayınıyla izleyicilerle buluşan “Anadolu Soruyor” programının konuğu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay oldu.
Koronavirüs salgınındaki çalışmalar hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Türkiye olarak bu süreci oldukça sağlıklı geçirdik ve sağlıkla geçiriyoruz. Hem Covid'le mücadele hem de Covid'le çatışmalar neticesinde Türkiye’nin rolü ile. İlk andan itibaren gerek sağlık, ekonomik, tedarik zinciri açısından her türlü tedbiri almıştık. Sağlık açısından hazırlıklı yakalandık. Çünkü çok güçlü sağlık altyapımız var. Şehir hastanelerinin ne kadar olduğunu bu kovid döneminde gördük. Vatandaşlarımız da bunu gördü. Tüm dünyanın gözü önünde sağlığa erişim açısından bunu devam ettirdik. Bu dönemde farklı şeyleri de beraberinde yaptık. Sanayinin çarklarını biz hiç durdurmadık. Tüm dünyada turizm durdu çünkü. Tedarik zinciri durmuştu. Çin’in tedarik zincirinin kırılacağına karar vermiştik ona göre önlem almıştık bunun sonucunu da 50 milyarlık ihracat artışıyla aldık. Aşı olmazsa olmaz bir stratejik konum kazandı. Türkiye olarak diğer sektörlerde yaptıklarımızı sağlıkta da yapmak istiyorduk. Salgın bize bu fırsatı oluşturdu. Bir ivme oluşturduk. Cumhurbaşkanımızın da çok net bir iradesi vardı. ‘Ya olacak, ya olacak’ şeklinde. Aşı çalışması yapan kurumlarımız vardı. Cumhurbaşkanımızın takibinde bu çalışmaları yapan ve belirli bir seviyeye gelen hocalarımızla görüşmeye başladık. Ve bunun sonucunu aldık. Dünyadaki ilk 9 ülke konumuna geldik. Etkililik olarak ilk etapta Sinowac aşısını kullandık, BionTech ile devam ettik ve şu anda da Türkovac ile yolumuza devam ediyoruz. Bu da Türkovac’ın güvenilir olduğunu gösteriyor. Öyle olmazsa hiç birimiz yaptırmayız. Yapılan çalışmalarımız uluslararası tüm onayları alarak geçmiş ve tüm dünyayla paylaşılmış şekilde devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Oktay, Türk Lirasının değer kaybı ve enflasyonla ilgili şöyle konuştu:
“Covid döneminin son derece uzamış olması dünyadaki bütün dengeleri alt üst etti. Bir çok sistemin can damarıyla oynamaya başladı. Tüm dünya bunu hissetmeye başladı. En büyük alanlardan bir tanesi de EMTİA alanında oldu. Bu da bize enflasyon olarak geri döndü. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda da aynısını görüyoruz. Dalgalanma diye ifade ettiğiniz enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar gerek bölgesel çatışmalardan, krizlerden kaynaklı, gerek Covid ve benzeri sebepler bizi buraya götürdü. Türkiye’nin de bu geminin içerisinde etkilenmemesi mümkün değildi. Dünyadaki ürün tedarikinde bir kırılma yaşandı. Biz bunu Türkiye’de çok yaşamadık. Ürünlerdeki fiyatlardaki artışı gördük ama hamdolsun raflarımızı boşaltmadık, ürüne erişimde sıkıntı yaşatmadık. Türk Lirası’nın aşırı değersizleşmesi ile karşı karşıya kaldık. Bunu geçmişte de yaşadık. Türkiye’nin yıllara göre girdiği bir döngü. 20 yıl önce de var, 30 yıl önce de var. Gerekçeler farklı olabiliyor. Sonuca baktığınızda da döviz, faiz, enflasyon gibi böyle bir sarmalın içerisine giriyorsunuz. Düzeliyor ama belirli bir süre sonra bu düzeliyor. Türkiye’nin başka ülke liderlerinin hedefi haline geldiği oldu. Onların tweetleriyle uyandığımızı hatırlıyoruz. 19-20 TL’ye kadar fiyatların çıktığı, davranış bozukluğu diye ifade edeceğimiz davranış bozukluğu olayını yaşadık. 20 Aralık’ta kabine sonrası bir paketi sunduk. Orada iş dünyamızın da bizden beklediği bir istikrar ortamının oluşması. O tedbirler buradaki aşırı hareketliliği durdurmayla ilgili bir başarıyı getirdi bize. Hemen arkasındaki düşüşü hatırlayın. Enflasyon aşırı derece ilerlemesinin sonucunda bastırıldı”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay savunma sanayisindeki yatırımlara da değindi:
"Yerlileşme ve millileşme hamlesinin bir parçası. Kendi sismik gemilerimizi aldık, yerlileşme ve millileşme konusundaki konusunda milletimizin desteği önemli. Savunma sanayimizle başladık biz. Gizli veya açık ambargolardan Türkiye kurtulabilmiş değil. Yani silah savunma sanayinin elinde tutan ülkelere baktığımızda bunu başka ülkelerin dış politikalarına hükmetme olarak kullanmışlardır. ‘Ben sana şu helikopteri, şu silahı veririm ama şurada şurada kullanamazsın’ derler. Ben onu sınırda kullanamazsam ne yapayım o silahı. En ihtiyacın olduğu zaman onun mühimmatını kestiği zaman yine bir işe yaramıyor. Türkiye olarak ilk İHA’larla ilgili İsrail’den aldık ama kullanamadık. Bakımını bile yaptıramadık. Bu bir ihtiyaca binaen doğmuştu. Ama Türkiye’de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir şey oldu. Gelişimin sağlanmasıyla birlikte dönüşümü beraberinde getirdik. Silahlı kuvvetler, emniyet birimleri, sahil güvenlik birimleri ve sivil birimler de bunun içerisine girmiştir. Bir ihtiyacımız vardı. Bununla ilgili gerekli tesislerimiz olması lazımdı. ROKETSAN gibi, ASELSAN gibi, THAİ gibi… bir çok firmalarımız da bu işin içerisindedir. Füze üretimine kadar artık özel sektörde, gruplar oluşmuştur, tedarik zincirleri oluşmuştur. Ekosistemin bir başka boyutunda finansman boyutunun oluştuğu, fonun olduğu bir başka boyut vardır. Siyasi irade vardır; Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki tüm birimlerin bulunduğu çok güçlü bir iradeyle de bunun takibi yapılınca adım adım gelişmeler sağlandı”
“Çok güçlü bir alt yapı sistemimiz oldu. Çok yoğun bir kara, deniz, hava de deniz altındaki gelişme savunma sanayinde devam ediyor. O öz güven oluştu. Üniversitelerimizde, gençlerimizde, kamu kurumlarımızda oluştu bu. S-400’lerdi, şuydu, buydu… bunları aştık. Kendi paranızla sizi perişan etmeye çalışan bir yapı vardı. F-35’ler mesela. Ortak olmuşuz, çalışmaya başlamışız; bir yere imza attığınızda sözün değeri vardır, bir de itibarı vardır. Ama burada geldiğimiz, gördüğümüz şuydu ki ‘bu imzaların uluslararası hukuku yok, ben istemezsem olmaz. Vermiyoruz’, ‘o zaman paramızı verin’ diyoruz ‘vermeyiz’ diyorlar. Bu tür şeyler bizi engellemez. Bu tür şeyler bizi ancak kamçılar. Artık savaş uçakları insanlı ve insansız savaş uçaklarımıza odaklandık”
TOGG ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “TOGG Cumhurbaşkanımızın ve bu ülkenin hayaliydi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birleşince iradenin net bir şekilde sahaya yansıtılması çok kolay oldu. Yerli ve milli bir şirket olarak TOGG ile Türkiye’de elde etmiş olduğumuz sistemler ve tecrübenin yapımıyla; şu anda yaptığımız elektrikli araç onun da anlamı şu; zaten otomobillerle alakalı dünya bir yere gelmiştir ve bir kırımı yaşamak üzeredir. Türkiye tam doğru zamanda yeni bir segmente giriyor. Elektrikli araçlarda bende varım dediği bir dönem. Ama aslında bu bir akıllı cihaz. Yeni özellikle geliyor. Sürekli gelişiyor. Bu yılın sonu itibariyle tesisler tamamlanmış olacak. Boyahanesi kısmına başlandı. Yılın ikinci yarısında tesisi bitirmiş olacağız. Artık araç imalatında üretim kısmımız tamamlanmış olacak. 2023’ün ilk şeylerinde bu satışa da sunulmuş olacak, yollarda olacak. Amerika’da Kaliforniya’da uluslararası bir fuara atıldı arkadaşlarımız. İlk 20 içerisinde bütün modellere bakıldığında da kendi alanında ilk 20’ye giren bu bir araç değil, akıllı bir cihaz. Sizin kullanımınızı kolaylaştıracak bir araçtan bahsediyoruz” diye ifade etti.
Ekonomideki dalgalanmalar ile ilgili konuşan Fuat Oktay, “Covid döneminin son derece uzamış olması dünyadaki bütün dengeleri alt üst etti. Bir çok sistemin can damarıyla oynamaya başladı. Tüm dünya bunu hissetmeye başladı. En büyük alanlardan bir tanesi de EMTİA alanında oldu. Bu da bize enflasyon olarak geri döndü. Gelişmekte olan ülkelere baktığımızda da aynısını görüyoruz. Dalgalanma diye ifade ettiğiniz enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar gerek bölgesel çatışmalardan, krizlerden kaynaklı, gerek Covid ve benzeri sebepler bizi buraya götürdü. Türkiye’nin de bu geminin içerisinde etkilenmemesi mümkün değildi. Dünyadaki ürün tedarikinde bir kırılma yaşandı. Biz bunu Türkiye’de çok yaşamadık. Ürünlerdeki fiyatlardaki artışı gördük ama hamdolsun raflarımızı boşaltmadık, ürüne erişimde sıkıntı yaşatmadık. Türk Lirası’nın aşırı değersizleşmesi ile karşı karşıya kaldık. Bunu geçmişte de yaşadık. Türkiye’nin yıllara göre girdiği bir döngü. 20 yıl önce de var, 30 yıl önce de var. Gerekçeler farklı olabiliyor. Sonuca baktığınızda da döviz, faiz, enflasyon gibi böyle bir sarmalın içerisine giriyorsunuz. Düzeliyor ama belirli bir süre sonra bu düzeliyor. Türkiye başka ülke liderlerinin hedefi haline geldiği oldu. Onların tweetleriyle uyandığımızı hatırlıyoruz. 19-20 TL’ye kadar fiyatların çıktığı, davranış bozukluğu diye ifade edeceğimiz davranış bozukluğu olayını yaşadık. 20 Aralık’ta kabine sonrası bir paketi sunduk. Orada iş dünyamızın da bizden beklediği bir istikrar ortamının oluşması. O tedbirler buradaki aşırı hareketliliği durdurmayla ilgili bir başarıyı getirdi bize. Hemen arkasındaki düşüşü hatırlayın. Enflasyon aşırı derece ilerlemesinin sonucunda bastırıldı” şeklinde ifade etti.
Kur korumalı mevduat ile ilgili bilgi veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “Türkiye kendi parasına sahip çıktıktan sonra önümüze koyacakları hiçbir engel bizi durduramaz. Bizim yapmaya çalıştığımız olay şuydu; Dolarda, Euroda farklı hesaplarda paranız mı var? Biz bunun garantisini veriyoruz. Türk Lirası’na dönüştürün, kur yükselirse gelin farkını alın. Altınınınız mı var? Evinde tuttuğunda, kolunda tuttuğunda kazancın var mı yok. Getir bunu bankada, kuyumcuda neredeyse oraya ver istediğin zamanda geri alabilirsen. Ben bunu ekonomiye kazandırayım ve bunun üzerindeki kazançtan da sana ilaveni vereyim. Burada bizim tam kapasiteye çalıştığımız yerde kapasitemizi arttırmamız gerekiyor, genişlemesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Enflasyon ile ilgili yeni paket açıklanacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “KGF paketi ile ilgili maliye bakanımız bir paket açıklayacak. Bu enflasyonla mücadeleye dayanan bir paketimiz olacak. Burada onun üzerinde bir mütabakat sağlayabilirsek çalışanlarımızla, vatandaşımızla biz kendi paramıza güveniyoruz dediğimiz andan itibaren ne enflasyon ne dövizdeki hareketlilik… bunları kırıp geçeriz. Benim Anadolu insanına söylemek istediğim; Cumhurbaşkanımıza hep denir ya ‘dik dur eğilme’ diye. Dik duralım. Gerisi gelecektir” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturalarını ödemeyin söylemleriyle ilgili açıklama yapan Oktay, “Kılıçdaroğlu’nun ne yaptığını bilmiyoruz, anlamıyoruz da. Muhalefetin başkanı değil de yeni kurulmuş bir derneğin başkanı gibi hareket etmeye başladı. Enerji de 19 dolarları varil başına düştüğünü gördük. Şimdi 90 dolarlarda. Elektrik üretiminde inanılmaz oran var. Yenilenebilir enerjiye yatırım yapıyoruz. Hidroelektrik santrallerimiz var ve bir de nükleer santraller var. Bu dört kaynak var. Bu dört kaynak haricinde dünyada farklı bir teknoloji yok. Olursa onda da yaparız. Doğalgazla alakalı enerji fiyatları arttıkça yereldeki fizibilite çalışmalarında uygun görülmeyen şeylerin uygun olduğunu görüyorsunuz. Türkiye bununla ilgili kuruluşundan itibaren yaptığı hiçbir sonuç alamadığı, Berat Bey’le başlayan, Fatih Bey’le devam eden bir süreç. Sismik ve kendi sondaj gemilerini aldığı bir yapıyla devam ediyor Türkiye. Filomuzu genişletiyoruz. 540 milyar metreküplük bir rezerv çıkmış oldu. Aynı bölgede sondaj çalışmaları devam ediyor. Karadeniz’in farklı yerlerinde sismik çalışmalar ve onların olduğu yerlerde sondaj çalışmaları genişleyecek. Çalışmalar tamamlanınca denizin altından boru çekilerek getireceğiz. Bunun en yakın yeri de Filyos limanı. Bizim planımız en yakın zamanda bunu vatandaşımızın hizmetine sunmak” diye ifade etti.
Elektrik ve doğalgaz ücretleriyle ilgili konuşan Fuat Oktay, “Cumhurbaşkanımızın en hassas olduğu konu şudur; benim vatandaşıma dokunmayın. ‘Benim vatandaşıma bunu yansıtmayacaksınız’ diye çok net durur. Tüm toplantılarda vatandaşımız adına oradadır Cumhurbaşkanımız. Elektriğin yüzde 50’sini biz devlet olarak sübvanse ediyoruz. Doğalgazda da yüzde 75’ini hükümet olarak biz sübvanse ediyoruz. Şu mesajı vermek istiyorum. Yapılabilecek bir şey varsa inanın bu yapılır. Elektrik konusunda da her konuda da Cumhurbaşkanımızın duruşu son derece nettir ve milletimizin yanındadır. Bize de daima talimatı bu yöndedir." sözlerini kaydetti.
Oktay, “Artık teröristlerin inlerine giriyoruz. Terörle mücadelede terörün gelip bizi vurmasını beklemeyeceğiz. Artık taarruzcu bir yaklaşım sergileyip bunu kurutacağız. Terörle mücadelemizi bu çerçevede devam ettiriyoruz. İlkeli bir yaklaşımımız var. ‘Bizim teröristimiz, senin teröristin, bizim teröristimiz’ gibi teröristi ayırt edici hiçbir yaklaşım sergilemeden terörün kökü kurutulmalı, terörist görüldüğü yerde etkisiz hale getirilmesi yaklaşımıyla hareket ettik. Yerlilikle terörle mücadelede çok ciddi bir güç kazandık. Bu silahlı kuvvetler sınır ötesi, içerde güvenli birimleri emniyet, jandarma, istihbarat birimleri… buradaki ihtiyaçlarla hepsinin koordineli çalışması gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte bu çok daha iyi hale getirildi. Tüm birimlerle sınır içi veya ötesi neresi olursa olsun bir koordinasyon sağlandı. Sonuç da aldık, alıyoruz. İçeriye baktığımızda Eren serisi operasyonlarında terör örgütlerine katılım artık düştü. Ayda 1 kişiyi bile alamayacak duruma geldiler. Gerek PKK ile gerek FETÖ ile gerek DHKPC gibi örgütlerle mücadelede Cumhurbaşkanımızın gerekirse ‘topunuz gelin’ dediği örgütlerle mücadelede çok önemli bir yere geldik. DEAŞ’ın yuvalarında girdik ve etkisiz hale getirdik. Terör ile mücadele etmek için başka devletler terörle iş birliği yapamazlar. Batı’da bir çok durumda müttefikimiz diye ifade ettiğimiz ülkeleri gördüğümüzde bu bizi üzüyor. Hemen Kuzey’imizdeki olay; Rusya Ukrayna olayı şu anda bütün dünyanın gündeminde olan bir olay. Batı’dan Doğu’ya transfer gibi bir şey yaşıyoruz. Fillerin çarpıştığı ortada, altta ezilen bölgeler de çimenler misali. Birçok bölgede farklı çatışmalar görüyoruz. Ama Ukrayna – Rusya krizine baktığımızda da bu farklı bir sonuç. Ukrayna’nın NATO’ya başvurması Rusya’yı rahatsız ediyor. Gelirse biz bunun gereğini yaparız diyor Rusya, Ukrayna ile ilgili” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’nin dış politikası terörle mücadeledeki politikanın aynısıdır. Bizim bir ilkemiz vardır Türkiye dış politikasında Türkiye eksenine hareket eder, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda hareket eder. Bir ayağı Anadolu’ya basar, bir ayağı dünyayı gezer. Bölgede Türkiye’nin olmadığı hiçbir birlikteliğin, hiçbir projenin hayatta kalma, yürütülme şansı olamaz. Hele hele bu Türkiye’ye karşı yapılıyorsa bu kesinlikle olamaz. Türkiye bölgedeki tüm ülkelere aynı şeyi ifade etmiştir. Türkiye’ye karşı yapılan çalışmalara son derece net tavrını koymuştur. Uluslararası ilişkilerde bir duruşunuz vardır. Ama mutlak negatif veya mutlak pozitif diye bir şey söz konusu değildir. Buradaki ülkelerin duruşu, yaklaşım tarzı değiştiğinde otomatik Türkiye’nin yaklaşım tarzı da değişecektir. Şu anda bölgemizde çok olumlu bir hava hakim. Birleşik Arap Emirliklerinde Türkiye’nin kazançlı olmadığını ifade ediyorduk geçmişte. Şimdi birleşik Arap Emirlikleri de bunu ifade ediyor. Gördük ki ortak çalışıldığında iki ülkenin kazançları farklı bir şekilde. Hem iki ülkenin halkları, vatandaşları açısından, devletler açısından olumlu bir gelişmeydi. Biz Suudi Arabistan’la da Mısır’la da aynı şekilde devam ediyoruz. Bizim İsrail ile Filistin sorununda bir fikir değişikliğimiz olmadı, duruşumuz oldu. Cumhurbaşkanımızın buradaki duruşunu herkes bilir. Bu sorunun giderilmesiyle alakalı hem de bölgesel iş birliğinin geliştirilmesiyle ilgili neler yapılabilir diye konu olmuştur. Karabağ’da, Azerbaycan’ın yüzde 100 yanında olduğumuz bir şey ve çok kısa sürede çözülen Azerbaycan topraklarının işgal edildiği bir ülke, sorun. Baktığınızda aynı zamanda Ermenistan halkına da sorun vardı. Buna Türkiye’nin göz yumması mümkün değildi. İlkeli duruyorduk. Oradaki sorunun çözülmesi Türkiye’nin de ciddi katkı vermesi ile birlikte tüm dünya görüyor ki aslında Ermeni halkının faydasına”
"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Akdeniz de boru hatları geçmiş durumda. Amerika’nın bu projeden desteğini çektiğini görüyoruz. Türkiye’nin enerji üssü olmasıyla alakalı çok ciddi bir potansiyeli vardır ve boru hatlarıyla bunu harekete geçirmiştir. Orada da neler yapılabilir onu göreceğiz. Bölgede Türkiye açısından pozitif rüzgarlar esmekte. Biz bu pozitif rüzgarları nasıl olumlu değerlendirebiliriz onu planlıyoruz” diye ifade etti.