Burcu Karakaş / DW Türkçe
Türkiye'de, Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olarak göreve başladığı 2014 yılından beri Türk Ceza Kanunu'nda yer alan "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla her yıl binlerce kişi yargılanıyor. "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla 2017 yılında başlatılan savcılık soruşturması 20 bin 539'u bulurken, ceza mahkemelerinde ise 6 bin 33 dava açıldı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Yaman Akdeniz, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra "Cumhurbaşkanına hakaret" soruşturma ve davalarında ciddi artış yaşandığını söylüyor. Kanundaki "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasının geçmişi, 1993 yılına dayanıyor. Suç tanımının yeni olmadığını vurgulayan Prof. Akdeniz, "Fakat çok fazla kullanılan bir suç değildi. Esas artış 2014 yılında yani Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasından sonra yaşandı" diyor.
Darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal döneminde Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden ihraç edilen akademisyen Cenk Yiğiter, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla ceza alan isimlerden biri… Eski bir öğrencisinin ihbarı üzerine hakkında dava açılan Yiğiter, 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkeme, Yiğiter'in "Eskiden reis deyince aklıma ilk Temel Reis gelirdi ama şimdi yavşağın biri geliyor" ifadesinin yer aldığı sosyal medya paylaşımını, "Cumhurbaşkanına hakaret" olarak değerlendirdi. Gerekçeli kararda, "Türk örf ve adetlerine göre hakaret ifadesi olarak kabul edilen 'yavşak' kelimesinin bulunduğu paylaşımla Cumhurbaşkanına karşı hakaret suçunun işlendiği" belirtildi. Karar onanırsa, ihraç edilen akademisyen cezaevine girecek.
Yiğiter'in avukatı Ayşen Akçam Senem, "Reis" kelimesinin Türkiye'de yaygın lakaplardan biri olduğunu dile getirerek, "Müvekkilimin bu suçlamayla yargılanması abesle iştigal. Paylaşımın hiçbir yerinde Cumhurbaşkanına yönelik bir ifade yok" diyor. Cenk Yiğiter ise mahkemenin kararında hükümet karşıtı olmasının etkili olduğunu düşünüyor:
"Paylaşımda Cumhurbaşkanını kastettiğimi gösteren delil yok. Hâkim bu sonuca nasıl vardı? Hukukta olmayan bir usulle: Niyet okuma."
Güvenlik nedeniyle ismini değiştirdiğimiz Ahmet'in evi, 2015 yılında "örgüt propagandası" yaptığı gerekçesiyle polis tarafından basıldı. Baskında, Erdoğan'ın da resminin bulunduğu "Parlamentarist Haydutlar" ile yine Erdoğan'ın resminin bulunduğu "God Save the Queer" (Tanrı Homoseksüelleri Korusun) yazılı posterlere el konuldu.
Hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasından dava açılan Ahmet'e, 10 ay hapis cezası verildi. Ahmet'in avukatı Davut Erkan, kararın hukuksuz olduğunu söylüyor:
"Hâkimler, Cumhurbaşkanına hakaret söz konusu olduğunda hukuktan uzak kararlar veriyorlar. Cumhurbaşkanının rahatsız olacağı bir beyan varsa mahkûmiyet kararı veriyorlar. Ayrıca, mesleki kariyerleri açısından tehlike gördükleri için Erdoğan aleyhine karar veremiyorlar."
"Cumhurbaşkanına hakaret" konulu davalarda, gazeteciler de yargılanıyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Örgütü'nün verilerine göre, bugüne kadar 53 gazeteci hakkında mahkûmiyet kararı verildi. RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, "Avrupa Birliği ve Venedik Komisyonu raporlarının 'Yürürlükten kaldırın' tavsiyelerine rağmen kaldırılmayan bu madde, Türkiye'de "otoriterliğin sembollerinden birisi" diyor.
Cumhurbaşkanına hakaret ettiği suçlamasıyla ceza alan gazetecilerden biri, Onur Erem… Erem'in, sol görüşlü BirGün gazetesinde 2015'te "Google da biliyor: Hırsız, katil AKP ve Erdoğan" başlığıyla bir haberi yayımlandı. Haberde, arama motoru Google'da "hırsız" ve "katil" kelimeleri aratıldığında otomatik tamamlama özelliği ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP'yi önerdiği yer alıyordu.
Gazeteci Erem, başlık ve haber içeriğinin hakaret kastı taşıdığı gerekçesiyle 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Erem'e verilen ceza daha sonra 10 bin 500 lira para cezasına çevrildi.
Siyasetçiler de sıklıkla "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlaması nedeniyle hâkim karşısına çıkıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsen en çok dava açtığı siyasetçilerden biri, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Lideri Kemal Kılıçdaroğlu… Erdoğan'ın ayrıca, halen tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında da kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle açtığı dava bulunuyor.
Peki Cumhurbaşkanına hakaret suçlamaları konusunda hukuk uzmanları ne diyor? DW Türkçe'ye konuşan hukukçu Kerem Altıparmak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadının şüpheye yer bırakmayacak kadar açık olduğunu söylüyor.
"İçtihada göre, devlet başkanını bile istisnai yasayla koruyamazsın" diyen Altıparmak, Türkiye'de mahkemelerin bu içtihadı dikkate almadığını ifade ediyor.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, "Cumhurbaşkanına hakaret" diye bir suç tanımının olmaması gerektiğini düşünüyor. Türkiye'de bu suçlama nedeniyle insanların tutuklandığını hatırlatan Gardner, devlet görevlilerinin eleştiriye açık olması gerektiğini söylüyor. "Avrupa'da benzer suç tanımları var ama hiçbir ülkede Türkiye'deki gibi kullanılmıyor. Burada absürt bir şekilde senede binlerce dava açılıyor" diyor.