MAHKEME BAŞKANI: İTHAM ETME SAVUNMANI YAPDuruşmada suikast timinde görev yapan MAK timi üyesi Yakup Özcan savunmasını yaptı. Kendisinden önceki MAK timi üyesi sanıklar gibi siyasi içerikli savunma yaptığı için sıkı sık Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ tarafından uyarıldı. Yakup Özcan, terör örgütü lideri almaya gittiklerini bildiklerini söyleyip \"Marmaris\'te kimseyi tehdit etmedim. Polislerin kullandığı 500\'ün üzerinde boş kovan bulundu. Bölgede araçlarda ve çevrede yaşanan zararların büyük çoğunluğu bize ait değil. Bizden önce yaşananlarla ilgilidir. Verilen zarar iddialarını kabul etmiyorum. Ateşe karşılık vermemizde kötü niyet yoktu. Ateşlerimizde tamamen kendimizi koruma vardı. Tanık ifadeleri de, kargaşa yaratanların bizler olmadığını gösterdi\" dedi. Yakup Özcan, kendisine yöneltilen suçlamaları, bu nedenle kabul etmediğini de ifade etti.MAHKEMEYE ADİL YARGILAMA SUÇLAMASIYakup Özcan\'dan sonra duruşmada yine MAK timi üyelerinden Astsubay Ömer Faruk Göçmen, savunmasını yaptı. Cezaevinde kendilerine yönelik kötü muameleyi eleştiren, bu konuda şikayette bulunup açıklamalar yapan Ömer Faruk Göçmen\'e müdahale eden Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, \"İnfaz hakimliğine başvur. İnfaz hakimliğine başvuru yeri burası değil. Sen esas hakkındaki savunmanı yap\" dedi. Darbeci sanık Ömer Faruk Göçmen\'in, dosyada 40 bin evrak olduğu için bunları incelemek üzere yeterli sürenin olmadığını, mahkemenin de bu yöndeki taleplerini kabul etmediğini söyleyip, \"Dosyaları incelemem için mahkeme 9 gün verdi. Ben bu nedenle savunmamı yeteri kadar hazırlayamadım. Ben şartlar bu şekilde olduğundan hükmün çok önceden verildiğini, yargılamanın şartlar yerine otursun diye yapıldığını düşünüyorum. İstediğimiz araştırmalar, davayı uzatmaya sebep vereceği için kabul edilmedi. Siz her ne kadar üzerinizde baskı olmadığını söyleseniz de ben buna inanmıyorum. Marmaris\'e varmamızdan önce başka bir timin ve helikopterlerin geldiği, ifadelere göre sabit olmasına rağmen görüntüler silinip delil karartılmaya çalışıldı\" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, bir kez daha sanığın sözünü sert bir şekilde kesip \"Mahkemeyi itham ediyorsun. Ben bunu kabul etmiyorum. Senin hakkında verilen hükmümüz yoktur. Kimse hakkında verilen hükmümüz de yoktur. İtham etmeden savunmamı yap\" dedi.\"FETÖCÜ DEĞİLİM ASKERİ OKULA ZORLA GİRDİM\"Cezaevi koşullarına ve mahkemeye yönelik söylemlerden sonra savunmasını yapmaya başlayan Ömer Faruk Göçmen, özgeçmişi hakkında bilgi verdi. Astsubaylık okuluna çok zorlu şartlardan geçtikten sonra girdiğini anlatan Ömer Faruk Göçmen, \"FETÖ\'nün en has elemanı olsam, bu kadar zorla okula girmezdim. Olmayan bir şeyi söylemekte zor\" dedi.15 Temmuz gecesine ilişkinde bilgi veren Ömer Faruk Göçmen, sözlerini şöyle sürdürdü:\"Öyle örgütün has elemanı falan değiliz ilk kez bir araya gelen birbirini tanımayan insanlarız. Gidilen görev yerini Marmaris sahile indiğimiz zaman anladım. Saat 03.20 sıralarında helikopterler Case De Maris oteli önünde denizin üzerinde durdular sonrasında bizim helikopterimiz boş araziye indi. Helikopterin tekerlekleri yere değdiği ondan sonra indik. İple iniş yapan kişilerin farklı olduğunu anlatmaya çalıyoruz. O ana kadar helikopterden ateş yapma imkanı zaten yok. Biz sivil halk zarar görmesin diye havaya ateş ettik. Ben de üç dört kez ateş ettiğimi hatırlıyorum. O zaman biz devletin görevini icra ediyoruz sandık. Gidilecek yeri daha sonra öğrendik. Cumhurbaşkanı\'nın kaldığından zaten haberimiz yok. Kameralarda da var tek sıra halinde kılavuz vatandaşın gösterdiği yerden Turban Otel\'e girdik. Otele girdiğimiz zaman sanki oraya bizden önce faaliyet yapılmış, sisler atılmış. Bizi adeta oraya çektiler zaten. Bize çatışacaksınız, öldüreceksiniz emri verilmedi. Bunlar tamamen meşru müdafa hakkı olan hareketler. Suikast, insanları öldürmek gibi görevimizde yok zaten. Bir şekilde otele girdik. Bir sürü ev var. Karşıdan bir müdahale olmasa orada dolanıp giderdik. Hedef belli değil zaten.\"\"ŞEHİT VE YARALI OLMAYACAKTI\"O akşam polisin kendilerine ateş etmemesi durumunda bunların yaşanmayacağını da ileri süren Ömer Faruk Göçmen, sözlerini şöyle tamamladı:\"Orada ses çıkartılmasa karşıdan ateş gelmese, oradaki tim hiç çatışmadan çıkacaktı. Şehit ve yaralı olmayacaktı. Asker, polis karşı karşıya gelmeyecekti. Böyle infial olmayacaktı. Bize öyle bir emir verilmediğini açıkça gösteriyor zaten. Silah sesi gelince hemen emniyete aldık. Çok kısa sürdü zaten. Bir iki dakika sürdü, sürmedi karşılıklı çatışma oldu. Neticesinde el bombası sesi duydum. Sonrasında içeriden polis çıkacağını bilmiyordum. Çıktıktan sonra \'ne oluyor\' dedim. O anda sorgulamaya başladım. Terörle alakalı olduğunu düşünüyordum. Turistik yer olması orada terör olmadığı anlamına gelmiyor. O anda \'biz polisiz\' demeleri bir şey ifade etmiyor. Bizi öldürmek için ateş ettiler. Onlar da bizim için artık şüphelidir. Cumhurbaşkanlığı koruması olduğunu nereden bilebilirdim. Gece şartları turistik yerdi. Madem polissiniz bırakalım diyemeyiz. İşin doğasına aykırı zaten. Biz bu ülkenin şerefli evlatları olarak verilen emri yerine getirmeye gittik. Biz harami miyiz? Hırsız mıyız? Cumhurbaşkanı\'nın evine niye girelim? Çatışmada zarar vermemek için orada gördüğümüze ateş etmedik. Gönül isterdi ki, keşke o şehitler olmasıydı.\"
Taylan YILDIRIM - Cavit AKGÜN / MUĞLA (DHA)
FOTOĞRAFLI