Abdullah Gül: Mağlup olmadan önce Hitler de Stalin de güçtü

Abdullah Gül: Mağlup olmadan önce Hitler de Stalin de güçtü

AKP'nin, HSYK başta olmak üzere, yüksek yargı organlarının yapısını değiştirmek için TBMM'ye yasa teklifi vermesinden bir gün sonra, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den "kuvvetler ayrılığı" uyarısı geldi. Gül yaptığı açıklamada, "kuvvetler ayrılığı demokratik hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır" dedi. Gül ayrıca açıklamalarında Hitler ve Mussolini'ye gönderme yaparak, "Mağlup olmadan önce Hitler de Stalin de güçtü. Yüzbinlerce tankı, orduyu yürütüyorlardı. Ama orada yüzbinlerce insan kırılırken, sağa sola talimat veriyorlardı. Yani güç ne için kullanılıyor, bu, çok önemli. Onun için gücün Erdemli olması, Erdemli Güce sahip olmak onurlu olur ve bu sürekli olur" dedi.

Gül, Harp Okulu ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, kuvvetler ayrılığı ilkesinden hem Türkçe, hem de İngilizce adı olan "checks and balances"* ifadesiyle bahsederek, "kuvvetler ayrılığı demokratik hukuk devletinin ayrılmaz parçasıdır" mesajı verdi.

"Demokratik hukuk devleti' dediğimizde; çok partili sistem, adil, serbest, düzgün seçimler ve kuvvetler ayrılığı prensibi çerçevesinde herkesin yetki ve sorumluluklarının belli olması ve bu düzen içerisinde 'check-balans' dediğimiz denge sistemlerinin olup, bunların bir ahenk içerisinde yönetilmesidir'' diyen Cumhurbaşkanı şöyle konuştu:

 

'Erdemli Güce sahip olmak onurlu olur'

 

Savunma ve güvenlik dünyasında "akıllı güç", "yumuşak güç" ve "sert güç" tanımları yapıldığının hatırlatılması ve "Siz bu kavramlara 'Erdemli güç'ü de kattınız. 'Erdemli güç'ü biraz  daha açar mısınız?" diye sorulması üzerine Gül, Erdemli güçten kastının bunların hepsinin toplamı ve gücün iyi bir şekilde kullanılması olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, "Güç tek başına bir şey ifade etmez. Hitler de Stalin de güçtü. Mağlup olmadan önce. Yüzbinlerce tankı yürütüyorlardı. Yüzbinlerce orduyu yürütüyorlardı. Ama orada yüzbinlerce insan kırılırken, sağa sola talimat veriyorlardı. Yani güç ne için kullanılıyor, bu çok önemli. Onun için gücün Erdemli olması, Erdemli Güce sahip olmak onurlu olur ve bu sürekli olur" dedi.

Gücün Erdemli hale gelmesi için bir taraftan çok sert, her türlü donanımlı, en iyi şekilde eğitimli askeri personele sahipken bile insanların kalbinin ve gönlünün kazanılması gerektiğini anlatan Gül, "Ona diplomaside, her ne kadar kariyer diplomat olmasam da 5 seneye yakın Hariciyenin başında oldum. Onlardan öğrendiğim çok şey vardır. İnsanların gönlünü ve kalbini kazanmak diye tarif ederiz. Elinde en güçlü silahı olan insanın, yeri geldiğinde en yumuşak bir insan gibi karşısındakine saygı duyması, hürmet etmesi, önünde selam vermesi onun kalbini ve gönlünü kazanmaktır. Silahla kazanamadığını kalbinle, gönlünü kazanarak kazanabilirsin" değerlendirmesinde bulundu.

 

 

'Meşruiyet çok önemli'  

Gül, bir ülkede meşru ülke yönetiminin "demokrasi" olduğunu vurgulayarak, "Gerçek anlamda bölgesel ve küresel barış, her bir ülkede meşruiyet temelli düzenlerin teşkilinden geçmektedir. 'Meşruiyet temeli nedir?' diye sorduğunuzda, yani 'Bir ülkenin meşru bir şekilde yönetimi nasıl olur?' dediğinizde bugünkü çağda ona vereceğimiz cevap demokrasidir" dedi.

  'Demokrasi eşittir milli irade'

 

Abdullah Gül, demokrasinin "milli irade" anlamına geldiğini de belirterek, "Meşruiyetin temeli bugün demokrasiden geçmektedir. Demokrasi dediğimiz de aslında milli iradedir. Bunu biraz daha genişletecek olursak, demokratik hukuk devletlerinin kurulmasıdır" dedi. Ortadoğu'da yaşanan çatışmalara ve istikrarsızlığa da değinen Cumhurbaşkanı Gül, demokrasi dışı rejimlerinde de "eninde sonunda, ya acı çekerek ya da tecrübeli liderlerin inisiyatifinde demokrasiye geçeceklerini" söyledi. Gül, "Arap baharında yaşadığımız budur. Daha önce başka ülkelerde yaşanan budur. Aslında Avrupa 2. Dünya Harbinde 50 milyon insanı öldürdükten sonra, bakmaya kıyamadığınız binaları, şehirleri yakıp yıktıktan sonra dersini almıştır. Daha önceki otoriter, faşizm, komünizm gibi rejimlerden vazgeçip demokratik hukuk devletine geçmiştir" ifadesini kullandı.

 

Dış politika mesajı  

Öğrencilere hitabında, bir ülkenin dış politikasının nasıl belirlenmesi gerektiğini de anlatan Cumhurbaşkanı, "Dış politika ve milli güvenlik politikaları başta olmak üzere, her türlü siyaset; öncelikle stratejik gerçekler dikkate alınarak yürütülür. Stratejik gerçekler yerine temennileri esas alan, konjonktürü vizyonun önüne koyan bir siyaset daima başarısızlığa mahkumdur. Bu nedenle, Türkiye'nin ulusal güvenliğini ve savunma stratejisini belirlerken küresel sistemi, bölgesel dinamikleri, yeni güvenlik konseptini ve Türkiye'nin uluslararası düzendeki konumunu iyi değerlendirmek gerekir" dedi.

Gül, dünyadaki ekonomik güç merkezinin de Trans-Atlantik dünyadan Asya'ya doğru kaydığını, bunu siyasi güç merkezi kaymasının da izlemesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

*: Checks and balances ifadesi, tüm dünyaya demokrasilerdeki yasama, yürütme ve yargı kuvvetler ayrılığını vurgulayan deyim olarak kullanılıyor.