Cumhurbaşkanının konuşmaları mercek altında

Cumhurbaşkanının konuşmaları mercek altında

Yurtdışı gezilerinde yaptığı dış politik açıklamalarla dikkat çeken Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un yetki kapsamı mercek altında. Bild gazetesinin haberine göre Federal Meclis Bilimsel Hizmetler Dairesi, Cumhurbaşkanı'nın dış politik yetki alanlarının sınırlarını araştıran bir bilirkişi raporu hazırladı.

Raporun, Cumhurbaşkanı'nın her tür ‘tali' dış politikadan kaçınmakla yükümlü olduğu sonucuna vardığı belirtiliyor. Bild gazetesinin haberine göre raporda şu ifadeler yer alıyor: Cumhurbaşkanı, ifadelerinde tamamen özgür değildir. Farklı ağırlık noktaları münferit konularda mümkün olsa da Cumhurbaşkanı dış politikada farklı bir rota izleyemez.

Konuşmalar kontrolden mi geçecek?

Federal Meclis Bilimsel Hizmetler Dairesi'nin raporu, Cumhurbaşkanı'nın konuşma metinlerinin Federal Hükümet tarafından kontrol edilip edilemeyeceği konusunu da ele alıyor. Böyle bir kontrol mekanizmasının anayasa hukuku literatüründe ağırlıklı olarak reddedildiği, ancak münferit durumlarda federal hükümetle yakın mütalaa gerekliliği bulunduğu belirtiliyor.

Federal Meclis İdaresi, söz konusu bilirkişi raporunun varlığını doğruladı. 9 Ekim tarihli inceleme için hangi milletvekilinin başvurduğu ise belirtilmedi.

Anayasa açıklık getirmiyor

Cumhurbaşkanının dış politika alanındaki yetki kapsamı Anayasanın 59'uncu maddesinde çok açık bir şekilde düzenlenmiyor. Söz konusu madde, “Cumhurbaşkanı, federal devleti devletler hukuku açısından temsil eder. Federal devlet adına yabancı ülkelerle antlaşmalar imzalar” ifadesini içeriyor.

Gauck dış politik alandaki görüşleriyle sık sık tartışmalara neden olmuştu. Türkiye ziyareti sırasında hükümete yönelik eleştirileriyle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sert tepkisiyle karşılaşan Gauck, Polonya'nın Gdansk kentinde İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcı anma törenlerinde Rusya'ya yönelttiği sert eleştirilerle de dikkat çekmişti. Gauck'un Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada Almanya'nın uluslararası politikada daha aktif bir rol üstlenmesini talep etmesi de tartışmalara yol açmıştı.