HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir müddet sarayında dinlenmesi gerektiğini söyledi.
Demirtaş, İstanbul'da ilahiyatçı İhsan Eliaçık'ın da aralarında bulunduğu, yazarlar ve bazı dernek temsilcileriyle bir araya geldi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş bir gazetecinin, Bülent Arınç'ın "Lezbiyenler, biseksüeller, translar da dahil olmak üzere, Türkiye'de ben herhangi bir partide temsil imkanı bulamıyorum diyen farklı seçmen gruplarının oylarını da almıştır" sözlerini hatırlatması ve HDP'nin bir kimlik arayışı içinde olup olmadığı sorusu üzerine, şunları söyledi: "Bir kimlik arayışı değil, toplumda yeterince kimlik var. Herkes kendini bir kimlikle tanımlıyor, bizim insanlara yeniden kimlik yaratma, onlara kimlik verme gibi bir toplumsal mühendislik rolümüz yok. Tam tersine bu anlayışa karşı mücadele ediyoruz. Herkesin bir veya birden fazla kimliği zaten var. Temel problem bu kimliklerin kabul edilmiyor olmasıdır. Kendini toplumda, demokratik çerçevede ifade etmiyor, ettiremiyor olmasıdır, hakkının, hukukunun teslim edilmiyor olmasıdır. Biz yeni kimlik yaratma adına bu partiyi kurmadık. Cumhuriyet tarihi boyunda, 12 yıllık AKP iktidarı boyunca da bütün kimlikleri tekleştirmeye çalışan, aynı potada tekçi anlayışla, mezhepçi, ırkçı, cinsiyetçi anlayışla yok etmeye çalışan anlayışa sisteme karşı biz mücadele ettik. Bu kimlikleri hepsi var ve toplumun gerçeğidir. Her biri insan olmaktan kaynaklı, kimliğinde bağımsız yaşam tarzından, bağımsız, ideolojisinden, renginden bağımsız, insan onuruyla yaşamaya layık birer varlıktır. Eğer ki biz bunu temel referans alacaksak HDP hiç bir kimlik, inanç arasında ayrım yapmadan herkesin hakkının hukukunu elbette sonuna kadar savunacaktır."
Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrika seyahati öncesinde ki sözlerinin hatırlatılması üzerine , "Ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerine bu şekilde cevap veriyorsa, başkanlık sistemine erken bir geçiştir. Hükümet politikası ve pratiği orada eleştiriliyor. Hükümetin, yürütme kurulunun başı başbakandır. Biz bu şekilde cumhurbaşkanıyla siyasi partiler olarak polemiğe girmeyi doğru bulmuyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanının da bu tür mevzulara, muhalefet partilerini hedef alarak girmemesinde fayda görüyoruz. Yok eğer, 'ortada bir başbakan yok' diyorsa, 'başbakan da benim, cumhurbaşkanı da benim' diyorsa, önce Sayın Ahmet Davutoğlu'nun bu konuyu netleştirmesi lazım. Kendisi başbakan olmadığını kabul ediyorsa, biz de bunu bilelim ve buna göre hareket edelim. Sayın Cumhurbaşkanı artık muhalefet partilerine laf yetiştirmekten, muhalefet partilerini eleştirmekten vazgeçse iyi olur. Seçim dönemine giriyoruz özellikle. Bir müddet sarayında istirahate çekilmesinde fayda var. Seçim kampanyası sürdüreceğiz çünkü. Cumhurbaşkanının işi değildir seçim kampanyası yürütmek, sürdürmek" ifadelerini kullandı.