Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi muhalefeti vurdu: 1500’den fazla kanun teklifi komisyon raflarında

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi muhalefeti vurdu: 1500’den fazla kanun teklifi komisyon raflarında

Hülya Karabağlı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Meclis’i kanun çıkarma konusunda tek merci yapıyoruz. Tek kanun çıkarma yetkisi meclisindir” sözleri ve ‘etkin ve güçlü Meclis’ vurgularıyla 27. yasama döneminde uygulamaya konulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi muhalefet partilerini işlevsiz kıldı.

8 Mart 2019 tarihi itibariyle, çoğunluk partisi AKP tarafından bir kısmı uluslararası anlaşma olan 21 adet kanun teklifi yasalaşırken, grubu olmayan partiler Saadet Partisi (SP), Büyük Birlik Partisi (BBP) ile grubu olan CHP, MHP, HDP ve İyi Parti’nin toplamda 1500’den fazla konuda verdikleri kanun teklifleri komisyonlarda tıkanıp kaldı. MHP’nin ittifak ortağı AKP’den yeterli destek bulamayan infaz sürelerinde indirim öngören af teklifi, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) gibi kanun teklifleri de komisyon kapısından içeri adım atamadı.

Meclis İç Tüzüğü'ne göre, komisyon gündemini başkan belirliyor. Bu nedenle gündemde yer alan teklifin görüşülüp görüşülmeyeceğine dair inisiyatif, kaç tane teklif olursa olsun komisyon başkanında bulunuyor. İç tüzük, komisyon üyelerinin üçte biri tarafından toplantı çağrısı yapılabileceğini hükme bağlıyor. Ancak, MHP’nin böyle bir çağrıda AKP’nin yanında yer alabileceği nedeniyle çoğunluk bulunamayacağı için diğer muhalefet partileri tarafından bu yöntem kullanılmıyor. CHP, HDP ve İYİ Parti tekliflerin komisyonda görüşülmesi için yol ve yöntem arayışında.

“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Meclis’te çöktü”

TBMM Başkanvekili CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, 24 Haziran seçiminden sonra görev yapan Meclis’teki uygulamaların, “Milletvekilleri teklif verecek, bunlar görüşülecek. Meclis daha güçlenecek” gibi parlak sözlerle yapılan vaatlerin “çöktüğünü”, çünkü sadece “Cumhurbaşkanı’nın izin verdiği kanunların görüşülebildiğini” belirtti.

T24’e konuşan Gök, halen TBMM komisyonlarında bulunan 1581 kanun teklifi içinde bu dönemde sadece AKP milletvekilleri adına verilen tekliflerin görüşülebildiğini, muhalefetin teklif ve önerilerinin hiç dikkate alınmadığını belirterek, TBMM Başkanı’na, “Sadece AKP milletvekillerinin teklifleri görüşülecekse, bu anayasa değişikliğini niye yaptınız?” sözleriyle eleştirilerini dile getirdiğini ifade etti.

Gök,  bir kanun teklifinin komisyon gündemine, komisyon başkanı tarafından alındığını, ancak anayasa değiştirilirken getirilen, ”Kanun teklifleri milletvekilleri tarafından verilecek kuralının işlemediğini” söyledi. Meclis’te sadece AKP milletvekilleri tarafından getirilen tekliflerin görüşüldüğünü  belirterek, bunların nerede ve kimler tarafından hazırlandığını soran Gök şu değerlendirmeyi yaptı:

“Meclis daha güçlenecek sözünün son derece yersiz  olduğunu gösteriyor.  Bu tablo Cumhurbaşkanı’nın izin verdiği kanun tekliflerinin tartışıldığı bir Meclis şu anda. Şu ana kadar görüşülen kanun tekliflerini veren AKP’li milletvekillerinin tekliflerini kim hazırlıyor, nerede hazırlanıyor? Doğal olarak bu parlak sözlerle söylenen kural ve söylem, çökmüştür. Parlamenter sistemde kanunları milletvekilleri hazırlıyor, bakanlar kurulundan da tasarı geliyordu. Tasarılar da pek çok yerde danışılarak, konuşularak hazırlanıyor ve Meclis’te tartışılıyordu. Şimdi bu işi kim yapıyor? Şu anki tablo, anayasa değişikliğinin çok parlak sözlerle söylenen çöküşünü ve işlemediğini gösteriyor. “

Özel: Partimizin kanun tekliflerinin bir tanesi bile ihtisas komisyonlarında görüşülememiştir

“Adalet ve Kalkınma Partisi, her ne kadar propaganda döneminde 'Güçlü Meclis' tezini işlemiş ve yasama faaliyetlerinin yalnızca milletvekilleri tarafından yapılacağı iddiasını dile getirmiş olsa da gerçek bununla taban tabana zıttır” diyen CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de “Anayasaya karşı muvazaa yapılarak saray danışmanları ya da bakanlık bürokrasisinden gelen kanuni düzenlemeler, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bazı milletvekillerine imzalattırılarak sanki kanun teklifleri milletvekillerince hazırlanıyormuş gibi gösterilmek istenmektedir” diye konuştu. Özel’in T24’e değerlendirmeleri şöyle:

“Bugüne kadar Bütçe Kanunu ve Kesin Hesap Kanunu dışında 21 kanun çıkarılmış, uluslararası antlaşma ve OHAL KHK’sı dışındaki 17 kanunun tamamı temel kanun olarak görüşülmüş, 14’ü ise torba kanun niteliğinde TBMM’ye sevk edilmiştir. Torba kanun yönteminin önemli bir sakıncası, ihtisas komisyonlarını dışlıyor olmasıdır. Plan ve Bütçe Komisyonu fiilen bir alt Meclis gibi çalışmakta ve kaliteli yasamaya katkısı şeklen olmaktadır. Torba ve temel kanunlar birlikte değerlendirildiğinde, müzakeresiz ve kalitesiz bir yasama süreci anlamına gelmektedir.

"Partimizin milletvekillerince TBMM Başkanlığı’na sunulan kanun tekliflerinin bir tanesi bile ihtisas komisyonlarında görüşülememiştir, oysa İçtüzük’ün 37’nci maddesi komisyonlara sevk edilen kanun tekliflerinin 45 gün içinde görüşülmesi gerektiğini hükmetmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 24 Haziran sürecinde seçim vaadi olarak sunduğu çok sayıda kanun teklifi de bu süreçte milletvekillerimiz ve grup başkanvekillerimiz tarafından TBMM Başkanlığı’na sunulmuştur. Ancak komisyon, bu kanun teklifleri için çağrı yapmamaktadır. Aralarında emeklilikte yaşa takılanlar, ek gösterge bekleyen kamu personelinin sorunlarını tamamen çözecek, şeker fabrikalarını yeniden kamulaştıracak, askeri fabrikaların özelleştirilmesini engelleyecek, sağlıkta şiddet sorununu tamamen ortadan kaldıracak tekliflerimiz Adalet ve Kalkınma Partisi’ne takılmaktadır. Bu da geniş halk kitlelerinin sorunlarını çözebilme konusunda Parlamento’nun yetersiz kalmasına neden olmaktadır. Bu, Parlamento’nun gündeminin de doğrudan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı’nca belirlendiği, yürütme organının yargı gibi yasamaya tahakküm ettiği bir düzen kurduklarının en net göstergesidir.

"Biz CHP olarak nitelikli yasama yapılabilmesi amacıyla; torba ve temel kanun yöntemlerinin derhal terk edilmesini, ihtisas komisyonlarının işlevli hale getirilmesi önünde bulunan tüm engellerin kaldırılmasını, TBMM İçtüzüğü’nde katılımı ve söz hakkını kısıtlayan düzenlemelerin gözden geçirilerek değiştirilmesini, grubu bulunmayan siyasi partilerin görüşlerini daha fazla duyurabilmesinin zemininin sağlanmasını talep ediyoruz."