Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD'de Temsilciler Meclisi'nden geçen 11 Eylül Yasası'yla ilgili olarak "Suudi Arabistan'a dava açabilirler. Bu Pandora'nın kutusunu açmak demek" dedi. Kalın "Devlet hukukunu ihlal demektir bu. Suçun şahsiliği esastır, ve o vatandaşa dava açarsınız. O ülkeye dava açarsanız burada hukuklar savaşı başlar" diye konuştu.
Kalın, ABD ile Rusya arasında Suriye konusunda yaşananlara ilişkin olarak "Sayın Obama ile bir görüşme söz konusu. Sayın Putin'le 10'undan önce bir telefon görüşmesi ayarlamaya çalışıyoruz. Türkiye rol kapma derdinde değil" dedi.
Erken seçim ve kabinede revizyon iddiaları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kalın, Lozan tartışmalarını da yararlı gördüğünü söyledi. Kalın, "Bu tartışma bizi daha sağlıklı yere getirilecek. Yakın tarihe ilgili bir milletiz. Bunda çekinecek bir taraf yok" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Habertürk TV'de açıklama yaptı. Kalın'ın açıklamalarının satır başları şöyle:
"Muhataplarımızla yoğun bir koordinasyon içerisindeyiz. Çin'deki G20 zirvesinde yoğun bir temas yürütüldü. Ateşkes çok kısa sürdü ve tartışma süreci bu noktaya getirdi. Durum Halep'te ve diğer yerlerde çok kötüye gidiyor. Biz ateşkesin yeniden sağlanması için çaba harcıyoruz. Cumhurbaşkanımızın yeniden temasları olacak. Çatışmaların durdurulması ortamı durdurulamazsa çatışmalar daha kötü noktaya gidecek. 'Ateşkese muhalifler uymadı' iddiası doğru değil. Muhalifler bu ateşkese uydu, ateşkese uymayan rejimdir. Rejimin niyeti de açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Biz tekrar çatışmazlık ortamı sağlanır mı diye görüşmeler yürütüyoruz.
"Sayın Obama ile bir görüşme söz konusu. Sayın Putin'le 10'undan önce bir telefon görüşmesi ayarlamaya çalışıyoruz. Türkiye rol kapma derdinde değil. Suriye savaşı öyle bir savaş ki büyük güçleri vekalet savaşına, diğer güçlerin alan kazanma savaşına döndü. Ortada ideal bir durum yok. Biz girişimleri devam ettireceğiz.
"Biz uluslararası koalisyonla bu konuyu görüştük. Azez-Cerablus hattının terör örgütlerinden temizlenmesi için girişim yapıldı. Gaziantep'teki saldırıdan sonra 'Artık yeter' diyerek biz girdik. Operasyon gayet başarılı bir şekilde devam ediyor. Bu hat DAEŞ'ten temizlendi. Bu operasyonu Türkiye milli imkan ve kabiliyetiyle yaptı. İkincisi yerel güçlere destek verilince başarılabileceği ortaya çıktı. ABD'lilerin tezleri vardı, YPG. Fırat Kalkanı harekatı bu efsanenin çökmesine getirdi. Muhalifler desteklendiği zaman gerekli mücadeleyi verebiliyorlar.
"Şimdi hedef El Bab. Derinlik kazanması gerek ki güvenliğimizi sağlayalım. Bir alan temizliği yapılıyor. TSK ve istihbaratın yaptığı planlar çerçevesinde başarılı bir şekilde ilerliyor. Dabık'ın da kademeli kuşatma altına alınarak temizlenmesi düşünülüyor. Fırat Kalkanı operasyonuyla DAEŞ operasyonunda etkin bir noktaya geldi.
"DAEŞ'le mücadele kapsamında, Türkiye'ye 51 bin kişiye giriş yasağı konuldu, 3 bin 710 kişi sınırdışı edildi, 2 bin 200 kişinin ülkeye girişine yasak konuldu, 4 bin 152 kişi gözaltına alındı. Türkiye sınırının DAEŞ'ten temizlenmesi bakımından Türkiye ileri safta çarpışan bir ülkedir.
"DAEŞ'le mücadele bir bölgeyle sınırlandırılırsa bu da başarılı olmaz. Rakka'nın, Musul'un DAEŞ'ten kurtulması lazım. Biz Rakka konusunda tavrımızı açık koyduk, bunu birlikte uluslararası koalisyon, Arap unsurlarıyla yapalım. ABD'liler YPG'yle yapmaya hazırlanıyor. Biz de 'YPG varsa biz yokuz' dedik. Musul operasyonu planlanıyor. Baştan beri Musul'un DAEŞ'ten kurtarılması için elimizden geleni yapacağımızı ifade ettik. Başika Kampı bu nedenle kuruldu. Orada 5 bin kişi eğitildi. DAEŞ'in Başika Kampı'na saldırıları oldu. Cumhurbaşkanımız, 'Musul'un etnik ve sosyalojik yapısı dikkate alınarak bu operasyon yapılmalı' dedi. 'Musul, Musulluların, Telafer Telaferlilerindir' dedi. Cumhurbaşkanımız mezhep konusuna hiç girmedi. Oranın kendi sosyolojik dinamikleri göze alarak hareket edilmesini ifade etti. Biz Irak Merkezi Hükümeti'nden bunun takdir edilmesini bekleriz. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok.
"ABD kongresi bir yasa çıkardı ve 11 Eylül saldırılarında mağdur olanlar Suudi Arabistan'a dava açabilirler. Bu Pandora'nın kutusunu açmak demek. Devlet hukukunu ihlal demektir bu. Suçun şahsiliği esastır, ve o vatandaşa dava açarsınız. O ülkeye dava açarsanız burada hukuklar savaşı başlar. Bu ABD'deki seçim ortamında alınmış bir karar. Sonuçlarının iyi düşünülmediği ortada. Egemen dokunulmaz ilkesi ihlal edilirse devlet hukuku kalmaz ortada. Biz de bu yasaya karşı olduğumuzu söyledik. Biz Suudi Arabistan ile dayanışma içinde olacağız. Suudların da planları var. Ama bu kapı açıldı. Uluslararası hukuk açısından ortaya çok kötü bir emsal koydular. Biz Suudi Arabistan ile dayanışma içinde olacağız.
"Süreç devam ediyor. 20 milyon dolarlık tazminat yatırıldı. Takdir ailelerindir. Buradan çıkan sonuca göre süreç devam edecek. Bizim şartlarımız yerine geldi. Bu anlaşma neticesinde iki bayramda iki yardım gemisi gönderdik. Bundan sonra da göndermeye devam edeceğiz. Bizim Gazze'de yaptığımız 200 yataklı bir hastane var, inşaatı bitti tıbbi teçhizatı tamamlanıyor. Bu müzakere çerçevesinde, Gazze'nin su ve elektrik ihtiyacının karşılanması için incelenmeler yapıldı, adımlar atılacak. Gazze'nin temel ihtiyaçlarını karşılayacak adımlar atılmaya devam ediyor.
"İsrail ile Türkiye'nin ilişkilerinin normalleşmesi Filistin konusunda düşüncelerimizin değiştiği anlamına gelmiyor. Bizim pozisyonumuzda hiçbir değişiklik yok. Filistin meselesi bir işgal sorunudur. Filistin halkını yok sayarak, aşağılayarak, temel ihtiyaçlarını ortadan kaldırarak ne Filistin'de, ne Ortadoğu'da barış temin edemezsiniz.
"Büyükelçilerin atanması konusunda sona gelindi. İsimleri kesinleşince açıklarız.
"O konuda bizim 15 Temmuz soruşturmasıyla ilgili yürüyen bir dava var. Bunlar 15 Temmuz dosyasına girecek. ABD'lilere gönderilecek. Bize göre hem suçluların iadesi, hem de ortaya çıkan tablo bakımından Gülen'in iadesi şarttır. ABD yönetiminin hiçbir şey olmamış gibi, hala bu suç imparatorluğunu yönetmesine izin vermesi kabul edilemez. Böyle bir darbe girişimi ve onlarca suçun elebaşı olarak burada ABD yönetiminin tabloyu net görmesi lazım. Avrupalılar ve ABD'liler darbenin şiddetini, vahametini kavrayabildiler mi? Ne zaman kavrıyorlar Meclis'in bombalandığını gördüğü zaman, Gölbaşını gördükleri zaman, şehit yakınlarını dinledikleri zaman... Orada Batı medyasının bir sansürü var. Bütün çıplaklığıyla ve şiddetiyle yansıtmadılar. Alman basını ikinci gün darbe görüntülerini yayınlamamaya başladı. Bu bilinçli bir tercih. Niye yaptılar bunu? Çünkü darbe sonrası atılan adımları meşru göstermemek için böyle davrandılar.
"Lozan meselesi başka yere çekildi. Cumhurbaşkanımız orada Lozan'a kadar süren mücadele var. Yaklaşık 10 yıl süren bir mücadele ve masaya oturulmuş. Bunun tarihi gerçekler açısından tartışılmasından kaçınmamak gerek. Bu tartışma bizi daha sağlıklı yere getirilecek. Yakın tarihe ilgili bir milletiz. Bunda çekinecek bir taraf yok. Zafer mi, hezimet mi yeni bir tartışma değil. Bunu tarihi bir mesele olarak tartışmak var, bir de başka yere çekip Cumhurbaşkanımıza saldırı unsuru haline getirmek var.
"Ben bittiği kanısında değilim. Ana muhalefetten haksız, yersiz eleştiriler geliyor olabilir. Bizim Yenikapı ruhunu yaşatmaya ihtiyacımız var. Türkiye, üç terör örgütüne karşı mücadele eden tek NATO ülkesidir. Türkiye darbe girişimini yaşadıktan 5 gün sonra Fırat Kalkanı'nı başlatan ülke. Yine Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açtık. Başka bir ülkede olsa ekonomi çökerdi, toplum çökerdi, siyaset çökerdi. Başka ülkede belki beklenen olmadı.
"MİT ajanı olduğu iddiası yersiz. Bu kişinin darbe sürecinin kilit ismi olduğu konusunda tereddüt yok. Adil Öksüz'le ilgili soruşturma devam ediyor. Emniyet çalışmayı yoğun bir şekilde yürütüyor. 15 Temmuz darbe girişiminin ardında kimin olduğu konusunda şüphe yok. Biz hukukun içerisinde, adalet duygusuyla bu süreci sonuna kadar devam ettireceğiz.
"Kabine revizyonu Başbakan'ın tasarrufu ben de duyuyorum sağda solda.
"Bu hükümetin, Meclis'in takdiri, tasarrufu. Benim gördüğüm erken seçim ortamı yok. Güçlü bir hükümet var. OHAL sürüyor. Ekonomi iyi gidiyor. Fırat Kalkanı devam ediyor. Bizim normalleşme unsurunu güçlendirmemiz gerekiyor.
"Bunlar hükümetin titiz çalışmasıyla çıkan KHK'lar. Devletin içindeki reorganizasyonla ilgili bir konu. Temizlik yapılmasıyla ilgili en ufak teraddüt yok. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu birçok defa ifade etti. Alınan tedbirler yeterli olmamış ki biz 15 Temmuz'la karşı karşıya kaldık. Pensilvanya'daki adam söylemiyor mu onlarca, yüzlerce takipçim var diye. Elbette bunlara karşı tedbirler alınması lazım. Fransa'da Paris, Nice saldırıları oldu OHAL'i bir sene yaptılar. Kimseden eleştiri gelmiyor, kabul görüyor. Türkiye'deki ise devletin kendine çeki düzen vermesi için ilan edilen OHAL. OHAL vatandaşın etkinliğini sınırlayan bir karar değil.