Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç'ın “KHK uygulamaları bir facia” sözlerini yorumladı. KHK’ların olağanüstü şartlarda çıkarıldığına değinen Kalın “Bir faciadır dediğinizde, 15 Temmuz faciasını gölgeleyen bir tutum gibi algılanır” ifadesini kullandı. Kalın, Arınç’ın sözlerinin şahsi fikri olduğunu Yüksek İstişare Kurulu'nu bağlamayacağını vurguladı
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda gerçekleştirilen kabine toplantısının ardından bir açıklama yapan Kalın konuya ilişkin şunları söyledi:
“Bülent Bey'in açıklamaları kendi şahsi görüşleridir Yüksek İstişare Kurulu'nun görüşleri değildir. KHK'lar zorunluluk hale gelmiş, o günün olağanüstü şartları çerçevesinde hayata geçirilmiş bir uygulamadır. KHK'lar durup dururken gündeme alınmış değildir. O gece ve sonrasında yaşadıklarımızı hepimiz biliyoruz. Cumhurbaşkanımız ve ailesini öldürmeye kasıt niyetiyle yola çıkanların Cumhurbaşkanımızın dirayeti ve milletimizin desteğiyle boşa çıkardığını gördük. Bir terör örgütüne karşı hiçbir şey yapmayalım hiçbir devlet diyemezdi elbette. Süreç içerisinde KHK'nın aldığı kararlar çerçevesinde mağdur olanlar varsa bununla ilgili mekanizmalar kurulmuştur, bunlarla ilgili neticeler alınmıştır, göreve iade edilenler olmuştur, edilmeyenler olmuştur. KHK ile hukuk zemininde neler yapılabilir bunun üzerinde durulmuştur. Burada her bir vakanın nevi şahsına münhasır olduğunu akılda tutmak gerek. Bir faciadır dediğinizde, 15 Temmuz faciasını gölgeleyen bir tutum gibi algılanır.”
Gazeteci Kemal Öztürk’ün sorularını cevaplayan Bülent Arınç, “KHK bir faciadır. Katıldığım televizyon programlarında KHK'ya dikkat çekmek için Yüksek İstişare Kurulu (YİK) maaşımın yarısını öğrencilere burs olarak, yarısını da KHK mağdurlarına vereceğimi söylemiştim. Çok eleştirildim fakat ben sadece KHK faciasına dikkat çekmek istedim” demişti.
Arınç, '“Bu felaketi yaşayan insanlara acıyorum ve onlara merhamet ediyorum ve onlardan özür diliyorum. Evime temizlik yapmaya gelen, daire başkanlığından ihraç edilen bir kadını gördükçe, eşi polis ihraç edilmiş başka bir kadını gördükçe ben yerin dibine geçiyorum. Kırıkkale’den yumurta getirip kapı kapı dolaştıran bir genel müdür yardımcısı gördükçe ben felaket görüyorum. Bir benzinliğe gittiğim zaman bir Danıştay üyesinin pompa tuttuğunu gördüğümde acı duyuyorum” sözlerini kaydetmişti. Arınç sözlerinin devamında şunları söylemişti:
“Burada şu yapılabilirdi; ben sizi ‘gri liste’ye aldım. Ne olduğunuzu da çok bilmiyorum. Sizinle çalışmak istemiyorum. Fakat bu güne kadarki bütün yasal haklarınızı size geri veriyorum. Siz kamuda çalışmayın, gidin nerede çalışıyorsanız çalışın. Fakat böyle ihraç edilince insanlar yurt dışına çıkamıyor. Özel sektörde de iş bulamıyor, ‘vay terörist sen mi geldin' deniyor. Pazarda limon satamıyor, ‘terörist gelmiş’ diyor tezgahı başına geçiriyorlar. Sonunda OHAL süresince yargı yoluna da gidemiyor.”