Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Rusya ile görüşmeleri devam eden S-400 füze savunma sistemiyle ilgili olarak, "Bu iş büyük oranda bitti, onu diyebiliriz çok rahatlıkla" dedi.
Kalın, Rusya'nın S-400'ler için 'Tamam' dediğini ifade ederken "Çok ciddi bir teknoloji transferinin ve dönüşümünün başlangıcı olacak" ifadelerini kullandı.
Kalın, Habertürk Televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmede bulundu.
Mescid-i Aksa ekseninde yaşanan gerilimle ilgili bir soru üzerine Kalın, dün gece ve bu sabah itibarıyla metal dedektörlerin kaldırıldığı haberinin geldiğini anımsatarak, "Bu olumlu, doğru yönde atılmış bir adım. Açıkçası burada bizim temel endişemiz şu, Mescid-i Aksa'nın mevcut statüsünün değiştirilmesine yönelik bir plan uygulanıyor" diye konuştu.
Mevcut statünün kağıt üzerinde korunup fiilen değiştirmeye kalkılması halinde ortaya yine gerilimin çıkacağını vurgulayan Kalın, şunları söyledi:
Netanyahu: Erdoğan, İsrail'e öğüt verebilecek en son kişi "Zamansal ve mekansal olarak Mescid-i Aksa'nın bölünmesi' demek bazı Yahudilerin iddiasına göre, burası aynı zamanda 'dağ tapınağı' diye bilinen bir yer. 'Bu bölgenin bir kısmının Yahudilere açılması gerektiği' şekilde birtakım iddialar hep gündeme geldi. Netanyahu hükümeti de biraz bunlara boyun eğerek, bunun yolunu yapmaya çalışıyor."
Kalın, Hz. Ömer Camii'nin bulunduğu kısımdaki kapının tekrar kapatıldığı haberinin geldiğini belirterek, "Bizim başkonsolosluğumuz da şu anda orayı çok yakın takip ediyor. İsrail'deki büyükelçimiz de Tel Aviv'de resmi makamlar nezdinde girişimler yapıyor. Bunun mutlaka sonlandırılması lazım. Eğer gerilim istenmiyorsa orada Mescid-i Aksa'nın mevcut statüsünün korunması lazım" dedi.
Kalın, açıklamalarına şöyle devam etti:
"İki gün önce İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından birtakım tweetler atıldı, sonra silindi, 'imparatorluk günleri geride kaldı' gibi direk Cumhurbaşkanımızı hedef alan birtakım açıklamalar yapıldı. Şimdi bu tiviti yazana ve silene şunları hatırlatmak lazım. Bakın biz o tarihimizle gurur duyuyoruz. O tarihte hem Osmanlı döneminden önce hem de Emeviler, Abbasiler döneminde orada bütün dinler tam bir özgürlük içerisinde dini ibadetlerini yerine getirdiler… Bizim tarihimize dil uzatmaya kalkanlar, biraz tarih okusunlar öncelikle.
Bugün hala Mescid-i Aksa ve civarında sokaklar, hangi bina hangi toplum ait, bunlar hala Osmanlı tapuları tarihi vesikalarına dayalı olarak yürütülüyor. Burada bir gerginlik politikası varsa birileri bununla ilgili gerekli cevabı alır. 'Ama gerginlik olmasın, orada bir sükunet hakim olsun' deniyorsa, İsrail'in mutlaka mevcut statüyü koruyacak adımlar atması, bunu bozacak adımlardan sarfınazar etmesi gerekir. Bizim beklentimiz de bu."
Mescid-i Aksa girişinde metal dedektörlerin kadırılmasına kararı verildiği ama yeni önlemlerin de alınabileceği söylentilerinin hatırlatılarak, "Genel itibarıyla ne olacak, bu durum Türkiye-İsrail ilişkilerini nasıl etkiler?" sorusuna Kalın, şu yanıtı verdi:
"Bunların hepsi gerginliğe yol açar. Sadece Türkiye-İsrail ilişkilerinde değil, İsrail'in bütün bölge ülkeleriyle bu gerilimler devam edecek. İsrailli yetkililerin bir kere bunu görmesi lazım. Orada hiçbir şey olmamış gibi ve bizden anlayış beklemeleri gerçekçi bir şey değil. Gerçeği görmemiz lazım. Filistin mücadelesi sadece bir toprak, din, etnik, millet meselesi değil, bir hak, hukuk ve adalet meselesidir. Burada Filistin halkı, Mescid-i Aksa, Kudüs yalnız değildir. Bu politikalar devam ettikçe İsrail, karşısında İslam dünyasının tamamını görür."
Sükunetin hakim olması temennisinde bulunan Kalın, "Umarım orada Filistinliler, Araplar, Müslümanlar emin bir şekilde, sükunet içerisinde cuma namazlarını ifa ederler. Aksi halde geçen hafta yaşanan hadiseler tekrar ederse bu olay daha da büyür" değerlendirmesinde bulundu.
Yayında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Körfez turuna da değinilerek, ziyaretin öncesi ve sonrasına ilişkin bir kıyas yapması istenen Kalın, şunları söyledi:
Katar Ekonomi Bakanı El Sani: Türkiye'ye müteşekkiriz "Haziran başına bakarak ifade etmek gerekirse, bugün biraz daha herkes sakinleşmiş durumda, tansiyonun biraz düştüğünü söyleyebiliriz ama 'krizin tamamen aşıldığını' söylemek için henüz erken. Bize, 'Türkiye burada bir tutum sergiledi, tavır aldı. Bu bazılarınca 'Katar yanlısı, Suud karşıtı' bir tavır gibi yansıtılmak istendi.' dendi. Biz de 'Hakk'ın hakkaniyetin yanında duruyoruz' dedik.
Katar'a karşı somut, delillere dayanmayan birtakım iddialar ortaya atıldı. Biz de haklı olarak 'bunun somut delillerini görün, böyle bir şey varsa, bunu Katar tarafına da iletelim, onlar da gerekli adımları atsınlar' dedik. Bu deliller gelmedi, deliller ortaya konmayınca özellikle Katar'ın insani noktada bir sıkıntı yaşamaması için Ekonomi Bakanlığımız büyük bir gayret gösterdi, şu an itibarıyla yanlış hatırlamıyorsam 216-217 uçak dolusu gıda gönderildi."