2019 yılında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylığını açıklayan Tuna Bekleviç, “2017 referandum sonuçlarının tek adam rejiminin ilk turda kazanma ihtimalinin kalmadığını gösterdiğini” söyledi.
Tuna Bekleviç “100 günde 100 icraat” başlığı altında topladığı seçim vaadinde en dikkat çeken ‘Uzay Çiftçiliği ‘ ve uzay projelerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham alınarak oluşturulduğunu söyledi. Bekleviç, “Dünyada insan yapımı ilk uydu uzaya fırlatılmadan tam 21 yıl önce 1936 yılında Eskişehir Tayyare Alayı ziyaretinde Atatürk’ün, “Geleceğin en etkili silahı da, aracı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır. Bir gün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacaktır. Bu mucizenin tahakkuku için 2000 yılını beklemeye hacet kalmayacaktır” dediğini hatırlattı. Erkenden ilan ettiği adaylığı konusunda Bekleviç, “Bence tam zamanıdır. 2019 Başkanlık seçimine kadar partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parmağını kımıldatması bile seçimi kazanmak içindir. Tükendiğinin farkında ve ne pahasına olursa olsun bu seçimi almak zorunda olduğunu çok iyi biliyor” yanıtı verdi.
Tanıtım kampanyası için hazırladıkları mini kitapçıkta özgeçmişine yer veren iki çocuk babası Bekleviç, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden itibaren iş hayatıyla ilgili bilgiler verdi. Yurt içinde ve Ortadoğu’da birçok şirkete danışmanlık hizmeti verdiğini belirterek ailesi elde ettiği geliri tarım sektöründe değerlendirme kararı aldıklarını anlatan Bekleviç, ailesinin diğer ticari işleri yanı sıra Edirne’de çiftçilik yaptıklarını orta çaplı Elma ve Armut yetiştirdiklerini söyledi.
10 bin imza toplayan kişilerin Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasının ekonomik boyutuna da dikkat çeken Bekleviç “2015 Kasım Seçim Sonuçları ve Anayasa Değişikliği dikkate alındığında, son milletvekili seçiminde yüzde 5 oy almış olmak şartı nedeni ile Başkanlık Seçiminde aday gösterebilecek partiler sadece AKP, CHP, MHP ve HDP. Diğer partilerin hepsi bir araya gelseler bile son genel seçimde aldıkları oy toplamı yüzde olmadığından aday gösteremeyecek. Ancak 100,000 seçmenin başvurusu ile de aday gösterilebilecek. YSK muhtemelen bu başvurunun noter kanalı ile yapılmasını isteyecektir. Bu yolla yapılacak başvurunun sadece noter masrafları 10 milyon TL tutuyor” dedi.
Tuna Bekleviç’in T24’ün sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Neden aday oldunuz?
40 yaşımdayım. Kampanya lideri arkadaşlarımızın büyük bir bölümü de benim yaş grubumda... Herkesin tek adam rejimine karşı farklı nedenlerle endişe duyduğunu, tedirgin olduğunu biliyoruz; vatandaşlarımıza cesaret konusunda ilham vermemiz gerektiğine inanıyoruz. Bizler tek adam rejiminden korkmuyoruz. Tek adam rejimine karşı mücadele edecek cesaret, irade ve kararlılığa sahibiz. Geriye dönüp baktığımızda bu muhteşem ülkede farklılıklarını barıştıramayan partileri izlemekten çok yorulduğumuzu görüyoruz.
Yıllarımızı bu ihtiyar siyasetçilerin toplumsal barışı sağlayacakları umudu ile geçirdik. Partiler, vakıflar, dernekler... Kendimizi bildiğimizden bu yana uğraşıyoruz. Her yolu denedik. Hayır Partisi bizim için çok anlamlı bir girişim oldu. Elimizden geleni yaptık. 69 şehir 159 büyük ilçe ve 1.225 köy ziyareti gerçekleştirdik. Akıl almaz engellemelerle boğuştuk. AGİT raporunda bu engellemelere yer verildi. Tüm muhalefetin bana göre güzel bir mücadelesi sonucunda Hayır çıktığını çok iyi biliyoruz. Referandum bitmedi hala devam ediyor. Referandum sonuçları ilk yarıda ofsayttan atılan hileli bir gol gibidir. Bu mücadelenin ikinci yarısı da var. Adaylığımız da bu mücadelenin ikinci yarısını oluşturuyor. Özetle "Zor ama hakiki bir mücadele olacak."
100 bin imzayı bulabilecek misiniz?
Şuan Bağımsız adaylığın imza süreçlerini belirleyecek yasanın çıkmasını bekliyoruz. Seçim takviminin de ilan edilmesi akabinde resmi imzalarımızı toplayacağız. Tüm yaz boyunca imza vermesini beklediğimiz 113 bin kişiyi listeledik. 408 Kampanya Lideri arkadaşımız bu imzaları toplayacak. Eğer kampanyada 100 binin üzerinde imza toplanırsa tek adam rejimine karşı çıkarak oy alabilecek farklı bir bağımsız adaya da destek vereceğimizi beyan ediyoruz.
100 icraatı neye göre belirlediniz?
Tüm yaz boyunca bu metnin üzerinde çalıştık. Yüzlerce kişi katkı sağladı. Her başlık için internette açık forumlar oluşturduk. Ortaya 20 ana başlıkta binlerce madde çıktı. Sonra bunları önem sırasına göre sadeleştirmeye başladık. Kalan maddelerimizi http://www.tuna2019.com adresinde yayınladık. Uzay çiftçiliğinden Sanayii 4.0'a kadar daha önce siyasi parti programlarında kullanılmamış öğeler kadar temel hak özgürlükler, adalet talebi, farklılıklarımıza saygı gibi temel ihtiyaçlarımıza kadar 119 başlıkta ilkesel duruş belirledik.
Erdoğan, Akşener gibi arkalarında seçmen kitlesi olan isimlerle yarışacaksınız? Bir plânınız var mı?
Biz rakibimizden memnunuz. Hem kendisini çok iyi tanıyoruz. Hem de vaktini tamamlamış, tükenmiş ve bitik bir siyasetçi. Neye elini atsa bir krize sebep oluyor. İktidarını devam ettirebilmek için aşırı zorluyor. Her krizde Türkiye'nin farklı bir temel taşını devirerek gündem değiştirmeye gayret ediyor. Millet desteğini yitirdikçe hırçınlaşıyor. 2019'da kazanma şansı yok.
Meral Hanım'ın hareketini bizde ilgi ile takip ediyoruz. Bize göre görünürlüğü çok daha güçlü bir çalışma sergiliyorlar. Mesele sen, ben veya o değil. Hayır'da birleşen vicdan hareketini muhafaza edebilmeliyiz. Seçime kadar bizlerin dışında da farklı seslerin ve farklı renklerin de aday olmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Tek adam rejimine karşı her alanda direnişi kampanyamızın merkezine koyduğumuz için tek adam rejimine direnen tüm partileri ve bağımsız adayları açık ve net bir şekilde destekleyeceğiz.
Çatı aday fikrine karşısınız?
Çatı aday arayışına kesin bir şekilde karşıyız. 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimi çift turlu bir seçimdir. 2017 referandumu açık bir şekilde gösteriyor ki tek adam rejiminin ilk turda kazanma ihtimali kalmamıştır. Dolayısıyla ilk turun sonucu tek adam rejimine karşı "ortak adayı" ortaya çıkartacaktır. Genel Başkanların seçeceği çatı aday değil; milletin ilk turda belirleyeceği ortak aday bu onurlu milletin Cumhurbaşkanı adayıdır. Tek adam rejimine karşı hepimizin de milletin seçeceği o aday etrafında birleşmesi gerekir diye düşünüyoruz. Hayır vicdanı gücünü farklılıklarından almıştır. Şimdi bize düşen görev bu farklılıkları muhafaza edip cesurca bu dayanışmayı sürdürebilmektir.
Seçime iki yıl var. Erken değil mi?
Bence tam zamanıdır. 2019 Başkanlık seçimine kadar partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın parmağını kımıldatması bile seçimi kazanmak içindir. Tükendiğinin farkında ve ne pahasına olursa olsun bu seçimi almak zorunda olduğunu çok iyi biliyor. Bunun için de attığı her adımın tek bir amacı var: "ülkeyi her konuda karpuz gibi ikiye bölmek." Erdoğan'ın icraatlarını kıyasıya eleştirmek de desteklemek kadar onun Başkanlık kampanyası oyununa figüran olmaktan başka bir işe yaramıyor. Çünkü duymak istediği, "Allah seni başımızdan eksik etmesin" kadar "Laiklik elden gidiyor" sesleridir.
"Demokrasi" apartmanı yıkılmış; o bize odaların şeklini tartıştırıyor. Maalesef her kesimden bu gölge oyununa malzeme olanlar var. Erdoğan'da bu durumdan gayet memnun görünüyor. Erdoğan'ın arzu ettiği "gündelik tartışmalara" bizi çekmesine izin vermeyeceğiz. Bu tartışmalar yapaydır. Meselenin özünden koparmak için tuzaklardır. Bu kara günler geçince yapacağımız ilk iş bu enkazı kaldırmak ve her şeyi sil baştan inşa etmek olacak.
O gün en önemli referansımız evrensel insan hakları, herkes için hakiki adalet, toplumsal samimiyet ve farklılıklara olan saygının muhafaza edilmesi olacaktır. Bu zihniyet kendisini tüketti. Onlar gidenler biz gelenleriz. Onlar tükenenler biz ise geleceğiz. "Ben de Varım" diyen herkesi de bu mücadeleye davet ederiz.
Uzay Çiftliği fikri nereden doğdu?
Uzay Çiftçiliği 20 temel konudaki 119 maddemizden birisidir. Tarım alanında önemli bir tarihi birikimi olan Türkiye yer çekimsiz ortamda tarımsal ürün yetiştiriciliği alanında uzmanlaşmalıdır. Bir Trakya çiftçisi olarak ifade etmek isterim ki yer çekimsiz ortamda bitkilerin kök gelişimi mümkündür. Bu alanda yapılacak çalışmalar için ilk etapta Dünya’da sonrasında uzay laboratuvarında yer çekimsiz tarlalar oluşturulabilir; bazı üniversitelerimiz “Uzay Çiftçiliği” alanına yoğunlaşabilirler. Her önerimizin altında bir düşünce yatmaktadır. Uzak Çalışmaları ve Uzay çiftçiliği başlığımızın temelinde Mustafa Kemal Atatürk'ün gerçekleştirdiği konuşma yer almaktadır.
Dünya’da insan yapımı ilk uydu uzaya fırlatılmadan tam 21 yıl önce 1936’da Eskişehir Tayyare Alayı’nı ziyareti eden Mustafa Kemal Atatürk; “Geleceğin en etkili silahı da, aracı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır. Bir gün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacaktır. Bu mucizenin tahakkuku için 2000 yılını beklemeye hacet kalmayacaktır. Gelişen teknoloji bize daha şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir.’’ demiştir. Bu sözler nasihatte kalmış; ülkemiz bu yarışta oldukça geride kalmıştır. Türkiye’nin bu alanda daha fazla bekleyecek lüksü veya mazereti yoktur.
Türkiye yeni Dünya düzenindeki askeri ihtiyaçları, hayatı kolaylaştırmak ve pratikleştirmek için yaşamsal amaçları çerçevesinde uzay çalışmalarında güçlü bir şekilde yer almak zorundadır.