Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, gazetenin Internet Sitesi Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven ile diğer tutukluklulara ilişkin açıklamalarda bulundu. "Godot’u bekler gibi hukukun gelmesini bekliyoruz. Adaletin geldiği yer ortada" diyen Erinç, "bir kez daha Türkiye’nin 12 Eylül döneminden bile daha ağır günlerden geçtiğini" belirtti. Erinç, "Buna rağmen karamsar olma hakkımız ve lüksümüz yok. Buradan bir çıkış yolunu bulacağız" dedi.
BirGün gazetesinden Erk Acarer'in haberine göre, gazetenin avukatı Tora Pekin de şunları söyledi:
"Durum ortada. Asıl hedefin gazeteyi kapatmak ya da dizayn etmek olduğu artık tamamen anlaşılıyor. Sanki savcılara, ‘Gazeteyi bitirene ödül veririz’ diyorlar. Anlaşılan hepsine talimat vermişler."
Pekin, Oğuz Güven ve Cumhuriyet gazetesinin diğer tutuklularına vurgu yaparak, gazetenin durumunu değerlendirirken, "Türkiye’nin, bir yol ayrımında olduğunu" belirtti:
"Temmuz ayındaki mahkemede tutukluluk sürecinin bitmesi muhtemel. Ancak bu arada olan gazeteye olacak. Avrupa insan Hakları Mahkemesi (AİHM), tutukluluk başvurularını değerlendirip büyük ihtimalle sert yaptırımların kararını alacak. Bu noktada Türkiye’nin önünde iki seçenek kalıyor. ‘Avrupa Birliği (AB) ile yeniden görüşmelere başlamak istiyoruz’ diyen AKP iktidarı, ya olumlu adımlar atacak ya da tamamen demokrasiyi bir kenara bırakacak."
Cumhuriyet gazetesi Yazı İşleri Müdürü Bülent Özdoğan da şu ifadeleri kullandı: "Güven’in tutuklanması aynı operasyonun bir parçası. Hep benzer adımlar atılıyor. Önce hedef gösteriliyoruz, sonra savcılar hedef gösterenlerin ifadelerini bire bir alıp ‘kopyala-yapıştır’ yaparak dosya hazırlıyor. Kurgu değişmiyor. Yani tam bir kuşatılmışlık hali yaşıyoruz."
Özdoğan, "çıkış yolları" konusunda atılması gereken adımlardan şu şekilde söz etti:
"Yargıdan bir şey bekleme şansımız kalmadı. Toplumsal tepkinin büyümesi ve birliktelik ruhunun artması şart. Öte yandan AKP’nin bir karar vermesi gerekiyor; böyle devam edecekler mi yoksa demokratik süreçleri işletecekler mi? Gazeteciler hakkında AİHM, Türkiye’ye müeyyide uygulayacak. Demokratik süreçler izlenmezse, ‘hukuk devletinin bittiği’ dünyaya ilan edilmiş olacak. İktidar bunu ‘demokrasi’ isteyen kendi kitlesine de zor anlatır. Bizler ise işimizi yapmaya devam edeceğiz. Gazetecilik sürecek!"
Güven’in tutuklanmasına avukatları Tora Pekin ve Abbas Yalçın tarafından itiraz edildi. Pekin ve Yalçın tarafından üst mahkemeye gönderilmek üzere İstanbul 2’nci Sulh Ceza Hakimliği’ne sunulan dilekçede, Güven’in başsavcılığın soruşturmasında "hukuka aykırı, gerçeklikle bağdaşmayan ve tamamen hayal gücüyle yaratılan niyet okumayla" şüpheli yapıldığı belirtildi.
Dilekçede, “Asıl bu karar gazeteciler üzerinde algı yaratılarak niyetlerin okunması suretiyle caydırıcılık yaratmanın ve basın özgürlüğünü yok etmenin niyetidir” dendi.