Cumhuriyet yazarı ve çevirmen Ahmet Cemal, 75 yaşında hayatını kaybetti. Cemal'in cenazesi, yarın (2 Ağustos 2017) Moda Camisi'nde kılınacak ikindi namazının ardından toprağa verilecek.
T24'e konuşan yazar Selim İleri, çok üzgün olduğunu ifade ederek "Benim çok aziz dostumdu, çok sevdiğim bir insandı" dedi. İleri, sözlerinin devamında şunları kaydetti:
"İlkelerine kim bilir ne pahasına bağlı kaldı. Şahane bir insandı, ne diyebilirim ki. Çeviri hayatına çok büyük katkıları oldu. Anıları kalacak artık bizimle."
Ahmet Cemal Haziran ayında yayımlanan son yazısında "Bu yıl ölümün kıyılarına yaptığım üçüncü yolculuk. Ve bir geri dönüş daha" diyerek sağlık durumunu anlatmıştı.
Enver ve Talat paşalar ile birlikte II. Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin üç liderinden biri olan Cemal Paşa'nın oğlu mütercim Necdet Cemal ile öğretmen Mebrure Cemal'in oğlu olan Ahmet Cemal, 5 Mart 1942 tarihinde İzmir'de doğdu. İstanbul'da, Moda İlkokulu'ndan sonra Sankt Georg Avusturya Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Aynı fakültede bir süre asistanlık yaptı.Uzun süre İstanbul, Avusturya Kültür Ataşeliği'nde basın danışmanı olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okulu Almanca Bölümü'nde ve Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümü'nde çeviri dersleri verdi. “Yeni Ufuklar”, “Varlık”, “Yazko Edebiyat”, “Gergedan”, “Argos” ve “Milliyet Sanat” dergilerinde yazdı. Memet Fuat ve Mustafa Kemal Ağaoğlu'nun davetleri üzerine "Yazko" çeviri dergisini kurdu ve yönetti. Ayrıca Yazko'da genel yayın koordinatörü olarak çalıştı. Anadolu Üniversitesi'nde 19 yıl süreyle, lisans ve lisansüstü düzeyinde olmak üzere, İletişim Bilimleri Fakültesinde Sanat Tarihi, Estetik, Kültür Tarihi, Metin Yazımı ve Metin Çözümleme; Güzel Sanatlar Fakültesinde, Temel Sanat Kavramları; Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nde Dünya Tiyatro Tarihi, Çağdaş Tiyatro ve Tiyatro Estetiği dersleri verdi. İstanbul Üniversitesi ile Mimar Sinan Üniversitesi tiyatro bölümlerinde Dünya Tiyatro Tarihi ve Tiyatro Edebiyatı derslerini üstlendi. Bahçeşehir Üniversitesi'nde 4 yıl boyunca Antik Çağdan günümüze Eleştirel Düşüncenin Tarihi, Estetik ve Genel Sanat Kavramları derslerini verdi.
Ingeborg Bachmann, Walter Benjamin, Bertolt Brecht, Hermann Broch, Elias Canetti, Paul Celan, Ernst Fischer, J.W.v. Goethe, E.H. Gombrich, Friedrich Hölderlin, Franz Kafka, Heinrich von Kleist, Georg Lukacs, Robert Musil, Friedrich Nietzsche, Novalis, Erich Maria Remerque, Rainer Maria Rilke, Friedrich Schiller, Anna Seghers, Manes Sperber, Georg Trakl ve Stefan Zweig'ın çeşitli eserlerini Türkçeye çevirdi.Deneme ve makaleleri “Odak Noktasında Yaşananlar”, “Yaşamdan Çevirdiklerim”, “Şeref Bey Artık Burada Yaşamıyor”, “Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler”, “Aradığımız Tiyatro”, “Oynamak Varken”, “Sanat Üzerine Denemeler”, “İnsana dönmek”, “Giderayak”, “Lanetlenmiş Ağustosböcekleri”, “Okuyan Gençliğe Mektuplar” başlıklarıyla kitaplaştı. Şiirleri “Geçmiş Bir Dua Kitabından” adıyla çıktı. “Kıyıda Yaşamak” adlı bir romanı ve “Dokunmak” adlı bir öykü kitabı, “Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken” ve “Deliliğe Övgüye Methiye” adlı oyunları var.
Müteveffa Onur Bayraktar tarafından kurulan Stüdyo Drama tiyatro topluluğunda sanat danışmanı ve Prof. Dr. İsmail Ersevim ile birlikte araştırma birimi yöneticisi olarak çalıştı. “Ben, Nazım, Yaşarken ve Ölürken” adlı oyunu aynı topluluk tarafından sergilendi. Dünyaca ünlü tiyatrocu Mehmet Ulusoy'un isteği üzerine kaleme aldığı “Deliliğe Övgü'ye Methiye” İstanbul Devlet Tiyatrosu repertuarına alındı ve provalara başlandı, ancak Mehmet Ulusoy'un ölümü nedeniyle sahnelenemedi. Bu oyun daha sonra Kocaeli Büyükşehir Belediye Tiyatroları Tiyatro Okulu öğrencileri tarafından Ufuk Aşarı rejisi ile, İzmit'te Süleyman Demirel Kültür Merkezi salonunda sahnelendi.
Mehmet Cemal ile birlikte Cemal Paşa'nın hayattaki iki torunundan biri olan T24 yazarı Hasan Cemal, kuzeni Ahmet Cemal'in vefatı üzerine Twitter'da şu mesajı paylaştı: "Sevgili kuzenim Ahmet Cemal'in ölüm haberini uzaklarda aldım, hepimizin, sevenlerinin başı sağolsun, toprağı bol olsun, hayat böyle işte."