Cumhuriyet yazarı Bursalı: Ülke tarihinin en büyük gerici cephesinin inşasını seyrediyoruz

Cumhuriyet yazarı Bursalı: Ülke tarihinin en büyük gerici cephesinin inşasını seyrediyoruz

Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, "İstanbul Sözleşmesi’ne dokunmasalar kendilerine bir yararı olmayacak ama sözleşmeyi kaldırarak büyük bir gerici dinci kadın düşmanı, erkeksi bir gerilim cephesi inşa edebilirler. Sözleşmenin feshinden bir kayıpları olmayacağını görüyorlar ama kazançlarını hesap ediyorlar. Ben buna muhafazakârlığın inşası demeyeceğim, ülke tarihinin en büyük gerici cephesinin inşasını seyrediyoruz. Cumhuriyet düşmanlığı, Atatürk düşmanlığı, kuruluş ve Kurtuluş Savaşı düşmanlarıyla kol kolalık, aslında kendilerinin de varoluşu anlamına gelecek laiklik düşmanlığı..." düşüncesini dile getirdi.

Bursalı yazısında, "Bu kirli cephede her şey var. Cinayet işleyecek, işleyebilecek, kadınları ezen tüm erkekler, kadınları sonsuz yararlanma nesnesi olarak gören ve kabul eden tüm dinci yapılar da bu cephenin doğal müttefikleri. Demirel’in MHP ile Milliyetçi Cephe’sine rahmet okutabilir bu cephe! Saadet Partisi’nin yapısı da aslında bu cephenin bir parçası. Feshetme, ortalama yüzde 1.2 oyu olan bu partiyi de en büyük gerici ittifakın bir parçası haline getiriyor. Zaten ayağa gidilerek yapılan görüşmelerin temelini bu sözleşmenin feshi oluşturuyordu. İşlem tamam. Saadet, Millet İttifakı’nın yanında kalırsa, gerici cephenin ideolojik temel taşları ve kurulmak istenen cephe inandırıcılık açısından da eksik kalacaktı. Türkiye ve gelecek açısından kötü olan her şeyin bir arada olması gerekir. Şimdi en büyük adım atıldı, aynı zamanda Saadet diye bir partinin yok oluşuna doğru da." görüşünü savundu. 

Bursalı şunları kaydetti:

"Bundan sonra izleyeceğimiz, bu büyük gerici cepheyi güçlendirecek ve toplumu iyice gerecek politikaların birbiri ardına gelmesidir. İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, şüphesiz ki gerici cephenin çimentosudur.Bundan sonraki adımlar daha sert, daha kamplaştırıcı, daha ötekileştirici olacak.  Bu adımları belirleyecek olan, “iktidarı asla kaybetmemek, vermemek” stratejisidir. Bu amaçla, ne gerekirse göze alınacağını bilmem söylemeye gerek var mı? Önümüzdeki iki yıl bunları yaşayarak göreceğiz. Hayallerinizi serbest bırakın! İktidar için her şey mubah dönemine giriyoruz. "