Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen, 'proje okullar' kapsamında yapılan atamalara ve değişikliklere tepki göstererek, "Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından en tehlikeli örgütün Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu" öne sürdü.
Geçen yıl Kabataş Erkek Lisesi Müdür Yardımcılığına atanan Şakir Voyvot’un 2014'teki "Artık bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olması zamanı geldi" sözlerini hatırlatan Sirmen, "Bu sözler projenin gerçek amacını bütün açıklığıyla ortaya koyuyor: Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye" görüşünü savundu.
Sirmen'in "Cumhuriyet için en tehlikeli örgüt: MEB" başlığıyla yayımlanan (13 Ekim 2016) yazısı şöyle:
Yine ders yılı sancılı başladı, ülkenin dört bir yanındaki birçok okulun öğrencisi,“öğretmenime dokunma!” eylemi yaparken veliler de ayaktaydı. Bu hafta da sıra“proje okul” uygulaması çerçevesinde 71 öğretmeni başka okullara gönderilen Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencilerindeydi. Bilindiği gibi, Milli Eğitim Bakanlığı Nisan 2014’te 150 kadar okulu (üniversite yerleştirme sınavlarında en yüksek dereceleri tutturan en başarılı okullar) “projeokul” ilan etmişti. Türkiye’nin göz bebeği bu okullara yönetici tayini, o zamana kadar, hem bu okulların bağlantılı olduğu vakıfların görüşü alınarak, hem de atanacak yöneticiler bazı sınavlara tabi tutularak yapılmaktaydı. Oysa, proje okullarda, bu sistem değiştirilerek, iktidara yakın sendikaların üyesi olan kişiler yöneticilik deneyimi bile olmadan doğrudan bakan tarafından atanmaya başlandı. Ayrıca, 155 proje okulun 8 yılını doldurmuş öğretmenleri buradan alınarak yerlerine yenileri atanmaya başlandı. Bu yolla Vefa Lisesi’nin 40 öğretmeninden 20’ye yakını, Pertevniyal Anadolu Lisesi’nin 60 öğretmeninden 28’i, İstanbul Erkek Lisesi’nin 70 öğretmeninden 20’ye yakını, Kabataş Lisesi’nin 67 öğretmeninden 30’a yakını, Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi’nin 39 öğretmeninden 28’i değiştirildi. Bu girişimlere karşı ilk büyük protesto Haziran 2016’da Bakan Nabi Avcı tarafından İstanbul Lisesi Müdürlüğü’ne atanan Hikmet Konar’a yapıldı ve mezun öğrenciler bitirme töreninde müdür konuşurken arkalarını döndüler. O gün bugündür, protestolar sürüyor.
***
Proje okullar projesinin ne olduğunu ise geçen yıl Kabataş Erkek Lisesi Müdür Yardımcılına atanan Şakir Voyvot’un şu sözleri çok iyi açıklıyor: - Artık bütün okullarımızın imam hatip lisesi gibi olması zamanı geldi. Bu sözler projenin gerçek amacını bütün açıklığıyla ortaya koyuyor: Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye. Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli laik milli eğitime dayanır. Cumhuriyetini, “kiliseninyerine okul, papazın yerine öğretmen” ilkesine oturtmuş, Fransa’da olduğu gibi, okul ve öğretmen Cumhuriyet’in temel taşlarıdır. Cumhuriyet, ilk yıllarında bu alanda çok başarılı olmuş, efsanevi okullar kurmuş, parlak gençler yetiştirmiştir. New York ve Harvard üniversitelerinde öğretim üyeliği yapmış, birçok uluslararası kuruluşta bulunmuş, Dünya Bankası başkan yardımcılığı görevine kadar yükselmiş olan Atilla Karaosmanoğlu ( 1932 - 2013) her zaman iftiharla şunu söylerdi: - Bütün eğitimimi devletin kurumlarında gördüm. Cumhuriyet’in eğitimi dünyanın her yeri için yeterlidir. Atilla Karaosmanoğlu kendi dönemi için haklıydı. Ama Cumhuriyet karşıtları, daha sonra ona can damarından saldırmaya başladılar. Yokuş çıktığın vitesle inilir, ilkesi gereği, Cumhuriyet düşmanlarının da ilk hedefi bir zamanlar, laik eğitimin kalesi olan Cumhuriyet’in eğitim kurumları ve MEB oldu.
***
İlk darbe Köy Enstitülerine vuruldu. Onunla da yetinilmeyip laik eğitimin bütün kurumlarına saldırıldı. Cumhuriyet, gelişip kök saldığı yoldan tasfiye edilecekti. Bunun için Cumhuriyetin ilk yıllarında laik eğitimin kalesi olan MEB hedef seçildi, önce kuşatıldı, sonra fethedildi. Laik okulun yerine tarikatların medreseleri, Cumhuriyet öğretmeninin yerine tarikat imamları ikame edildiler. İşte proje okullar projesi bu bütün içinde ele alınması gereken, AKP’nin Cumhuriyeti tasfiye projesinin en can alıcı parçasıdır. Son zamanlarda, çok sorulan şu soru yine gündemde: - Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından en tehlikeli örgüt hangisidir? - PKK mi? - YPG mi? - IŞİD mi? Eğer yanıtınız bunlardan biriyse, bilin ki yanıldınız. Çünkü Cumhuriyet’in varlık ve bekası açısından en tehlikeli örgüt biliniz ki, artık MEB’dir (Milli Eğitim Bakanlığı).