‘Cumhuriyet döneminin endüstriyel mirası’ olan Beşiktaş’taki tütün deposu binası, yerine otel yapılmak için üç aşamada yok edildi. Bina için önce ‘restore edilsin’, sonra ‘iki cephesi korunsun’, ardından da ‘yıkılıp yeniden yapılsın’ denildi Dolmabahçe Sarayı ve Deniz Müzesi arasındaki eski tütün deposunun, Tanrıverdi Holding tarafından Koruma Kurulu kararıyla otel yapımı için yıkılması, Mimarlar Odası’nın tepkisini çekti. İstanbul Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Sekreter Yardımcısı Mücella Yapıcı, cumhuriyet döneminin endüstriyel mirası niteliğindeki tütün deposunun yıkılmasının çok yanlış olduğunu, üstelik yapılan otelin de bölgenin yoğun trafiğini daha da olumsuz etkileyeceğini söyledi. Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan ve uzun süre tütün deposu olarak kullanılan Beşiktaş sahilindeki bina, yıllardır terk edilmiş haldeydi. Önce Tekfen Grubu’na ait olan, daha sonra Tanrıverdi Grubu’na geçen binanın otel haline getirilmesi için 1990’lı yıllardan itibaren çeşitli girişimlerde bulunuldu. İlk karar restorasyon İstanbul 3 No’lu Tabiat ve Kültür Varlıkların Koruma Kurulu, başvurular üzerine 2005’de verdiği kararda, 1928-1930 yıllarında yapıldığı anlaşılan tütün deposunun endüstriyel miras kapsamında olduğunu, kültür varlığı olarak tesciline ve yapının yıkılmadan restore edilmesine karar verdi. Kurul, 2006’da tekrar yapılan başvuru üzerine, “Kentsel bellek bağlamında bu özelliği hatırlatıcı bilgilerin yer aldığı tütün ürünleri müzesi fonksiyonunun zemin katta restorasyon projesinde belirtilen noktada gerçekleştirilmesi” şartıyla restorasyon projesindeki fonksiyon değişikliğine karar verdi. Bu karar üzerine tütün deposunun, denize ve Dolmabahçe Sarayı’na bakan iki duvarı korunarak, otel yapılması için çalışmalara başlandı. Ancak daha sonra zeminde sorunlar çıktığı gerekçesiyle yeniden başvuru yapıldı ve bu kez binanın tamamen yıkılarak yeniden yapılmasına karar verildi. Sonunda tümden yıkıldı 3 No’lu Koruma Kurulu Başkanı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Can Binan, deponun çok üst düzeyde olmasa da endüstriyel miras niteliğinde olduğunu söyledi. Doç. Binan, kurulun verdiği iki duvarın korunarak otel inşaatının yapılması kararının ardından, zeminde çıkan problemler nedeniyle inşaat sahiplerinin yeniden uzman görüşü aldıklarını belirterek, deponun yıkılıp yeniden yapılmasına karar verilmesini şöyle açıkladı: “Önce iki dış cephenin tutulmasına karar verildi. Daha sonra işleme başladılar. Projede herhangi bir değişiklik olmadı ama zemin problemi çıkınca İTÜ’nden inşaat mühendisleri ve koruma uzmanı mimar hocalardan tekrar görüş aldılar. Bu cephelerin, hem zemin açısından, hem duvarların bozulmuş olması nedeniyle ayakta kalamayacağı için aynı malzeme ve teknik kullanılarak rekonstrüksiyon (yeniden yapım) yapmak istediklerini söylediler. Bunun üzerine ilgili yerine gittik, sahada tekrar inceledik. Bunun sonucunda da cephelerin aynı malzeme ve tekniklerle yapılmasına karar verdik.” Mimarlar Odası: Bilimsel akla sığmaz Mimarlar Odası İstanbul Şubesi ise projeye karşı çıkarak, hazırladıkları çekince raporunu, hem Koruma Kurulu’na hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilettiler. Oda’nın çekincelerine rağmen, kurulun deponun yıkılmasına karar verdiğini belirten Yapıcı, yıkım kararının teknik ve etik açıdan bilimsel akla uymadığını savundu. Endüstriyel miras niteliğindeki deponun, yıkılmasının kent suçu olduğunu belirten Yapıcı, otelin Beşiktaş’taki trafik yoğunluğunu da iyice içinden çıkılmaz hale getireceğini savundu. Kurul Başkanı Binan ise, otelde 4-5 katlı otopark yer alacağını, iddianın aksine trafiğe olumlu katkıda bulunabileceğini söyledi. Otel projesini yürüten yetkililer ise, her adımı kurul kararıyla yasal olarak attıklarını, inşaat alanındaki ağaçları da koruduklarını söylediler.