Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarlarına yönelik olarak düzenlenen operasyona ilişkin yayımladığı yazı dizisinin onüçüncü bölümünde, Murat Sabuncu ve Aydın Engin’in Abant toplantılarına katılmalarının suç sayılması ele alındı.
Kemal Göktaş, Canan Coşkun, Alican Uludağ ve Sinan Tartanoğlu'nun imzalarıyla yayımlanan dizinin "Hepiniz oradaydınız" başlıklı bölümünde, "Murat Sabuncu ve Aydın Engin’in gazeteci olarak Abant toplantılarına katılmaları suç sayıldı. Oysa Cemil Çiçek, Bülent Arınç, Ali Babacan, Burhan Kuzu, İbrahim Kalın gibi, AKP’nin ağır topları Abant toplantılarının daimi konuşmacılarındandı" ifadesi kullanıldı.
Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan haber dizisinin bugünkü (1 Haziran 2017) bölümü şöyle:
Cumhuriyet’i susturma girişiminin 31 Ekim 2016’daki ilk dalga operasyonunda gözaltına alınan Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ve yazarımız Aydın Engin’e Emniyett’eki savcılık sorgusunda Abant Platformu Toplantıları’na katılıp katılmadıkları soruldu. Sabuncu’nun bu toplantılara 1 kez, Aydın Engin’in 3 kez katılmış olması, “Gazetenin bazı yazarlarının FETÖ’nün organize ettiği Abant toplantılarına katılmaları” gibi soyut bir ifadeyle tutuklama gerekçesi yapıldı. “FETÖ’ye üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme” iddiasına dayanak yapılmaya çalışılan bu suçlamaya ilişkin soruşturma aşamasında da dosyaya somut bir delil konamadı. Ne MASAK ne de ByLock raporunda bu iddialarını destekleyecek bir açıklama yapıldı.
Yazarımız Aydın Engin’e yöneltilen suçlama ile ilgili dosyaya konan deliller tüm dosya genelinde olduğu gibi, haber ve köşe yazıları ile Emniyet’in internet ortamında yaptığı açık kaynak taraması oldu. Engin’in delil olduğu iddia edilen 31 Temmuz 2016 tarihli “Cemaatin vitrindekileri” başlıklı köşe yazısında Gülen cemaatinin önde gelen isimlerinin yurtdışına çıkarak toplantıya katılmamalarını irdelemiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:
“O toplantıda Cemaatin bir ikisi hariç ağır toplarının, vitrinindekilerin hiçbiri yoktu. Meslek sordurur. Sordum da. Kaçamak cevaplar geldi. Ama yine de pek çok ‘Cemaat yüzü’nün yurtdışına çıktığı da belli oldu. Bu ‘yurtdışına çıkış furyası’ Erdoğan ve tayfasının Cemaat’e çok sert yükleneceği önceden öğrenildi de bir güvenlik önlemi olarak mı uygulamaya sokuldu, yoksa...”
Emniyet, savcılığın iddiasının altını doldurma çabası ile internette yaptığı açık kaynak taraması yaptı. Oda TV’de 30 Temmuz 2016’da yayınlanan Şenol Çarık imzalı yazıyı raporuna ekleyen Emniyet toplantıya ilişkin fotoğraflardaki Reha Çamuroğlu’yu Aydın Engin olarak işaretledi.
Murat Sabuncu, savcılık ve hakimlik sorgusunda bu suçlamaya ilişkin şunları söylemişti:
“Ben 25 yıllık gazeteciyim. Birçok grubun, AKP’nin, CHP’nin, MHP’nin ve birçok iş dünyası toplantısına gittim. En az 2 bin 500-3 bin toplantıya gittim. Çünkü ben gazeteciyim. 2015 yılında gazeteci olarak Abant toplantısına gittim. Ancak davetin ne şekilde yapıldığını hatırlamıyorum. Bu toplantı ile ilgili T24 internet sitesinde iki yazı yazmıştım. Bu yazılarda özellikle o dönem Samanyolu’nda yayınlanan dizilerle ilgili eleştirel yazılar yazmıştım. 1.5 gün kalmıştım. Kimsenin ne talimatı, ne tavsiyesi oldu ne de olabilir. Gazeteci olarak izledim ve buradan aldığım bilgileri yazdım. Bir tek Abant Toplantısı baz alınarak buradan bir hareketle ‘sen FETÖ terör örgütüne üyesin’ şeklindeki yaklaşım yanlıştır.”
Aynı suçlamanın yöneltildiği Aydın Engin ise savcılık ifadesinde şunları söyledi:
“Üç Abant toplantısına katıldım. Yanlış hatırlamıyorsam 2001 yılında gazetenin o zamanki yöneticisi İlhan Selçuk tarafından haber amaçlı gönderildim. İkincisi yanılmıyorsam 2013 yılıydı. AKP ile Gülen cemaati arasında çatışmanın başladığı günlerdeydi. Gene haber amaçlı T24 ve Alman Haber Ajansı adına Akçakoca’daki toplantıyı izledim. Son olarak da 2015 yılındaki toplantıyı Cumhuriyet adına izledim. Bu toplantılarda tebliği sunan, tartışmalara katılanların yer aldığı masada değil gazetecilerin yer aldığı masalarda oturdum ve sadece habercilik yaptım. Yaptığım haberler sözünü ettiğim gazetelerde yayımlandı.”
OHAL kapsamında çıkarılan KHK ile kapatılan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın desteklediği Abant Platformu Toplantıları, 1998’den bu yana 34 kez düzenlendi. Güncel ve kültürel nitelikli konuların ele alındığı bu toplantılara her siyasi görüşten gazeteci çağrıldı.
Toplantıların devlet kanadından misafirlerine kronolojik olarak bakıldığında katılımın oldukça yüksek olduğu göze çarpıyor. Örneğin, 2003’teki toplantıya katılım TBMM düzeyinde. O dönem TBMM Başkanı olan Bülent Arınç toplantıya gönderdiği mesajında “Çok üzgünüm, program çakışması nedeniyle orada bulunamıyorum ama çok mutluyum, demokrasi adına sizler oradasınız. Bütün içtenliğimle başarılar diliyorum. Aydınlarımıza ve değerli Abant Platformu yöneticilerine saygılar sunuyorum” diyordu.
Aynı toplantıda açılış konuşmalarından birini o dönem Ekonomi Bakanı olan Ali Babacan yaptı. Toplantının göze ilk çarpan katılımcıları arasında AKP’li Burhan Kuzu, Cumhuriyet dosyasının tanığı “gazeteci” Hüseyin Hülerce ve yandaş Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan da yer alıyor.
2004’te Washington’da düzenlenen 7. toplantının Türkiye’nin ve ABD’nin çeşitli üniversitelerinden akademisyenler, parlamenterler, gazeteciler ve araştırmacı katılımcılarının arasında yine Burhan Kuzu ve Hüseyin Gülerce göze çarpıyor. Dikkat çeken isimlerden biri de Sözcü gazetesi soruşturmasında tanıklık yapan gazeteci Fehmi Koru. 2005’teki 8. toplantının katılımcı listesinde müdavimlerden Burhan Kuzu ve Gülerce’nin yanı sıra şimdinin TBMM Başkan vekili Naci Bostancı ve AKP Milletvekili Yasin Aktay’ın da olduğu görülüyor. 2008 yılı katılımcıları arasında dikkat çeken isim ise AKP’li Mehmet Metiner.
2009 yılına gelindiğinde Erbil’de düzenlenen toplantının açılış konuşması dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından yapılıyor. Arınç’ın ilk cümleleri, “Abant Platformu’nu önemsiyorum, bütün öncelikleri Türkiye’dir, milletimizdir, özgürlüklerdir, demokratikleşmedir, Türkiye’de insanların refah düzeyi daha yüksek bir toplumda yaşamasıdır, hukuk ve demokrasi standardının yükselmesidir” oluyor. Toplantının “Hukuki Çevre” başlıklı oturumunun konuşmacıları arasında şimdi TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı olan Mustafa Şentop, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı olan Ahmet İyimaya yer alıyor. Katılımcılardan şimdinin Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İbrahim Kalın ile ilgili Yeni Şafak’taki yazısında Yasin Aktay şunları söylüyordu:
"Saz olunca, gecenin solisti İbrahim Kalın oldu. Khanzad otelin asma katında Ali Bulaç, Haşim Haşimi, İhsan Süreyya Sırma, Altan Tan, Sadık Yalsızuçanlar’la birlikte Harun Tokak’ın motivasyon taktikleriyle gece yarısına kadar Türkçe ve Kürtçe türküler söyledik."
2010 yılında ise katılımın hükümet düzeyinde olması dikkat çekiyor. Açılış konuşmasını dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin yapıyor. Katılımcılar arasında şu an Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Reşat Petek göze çarpıyor. 2012 yılına geldiğimizde ise dönemin Meclis Başkanı Cemil Çiçek, şimdinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AKP’li Prof. Mustafa Şentop ve Prof. Naci Bostancı’nın katıldığı görülüyor.
İyi niyetle yaptık’ Toplantıların müdavimi Kuzu, Mayıs 2015’te yaptığı bir konuşmada, “Abant Platformu” günlerinin “özeleştirisini” yaptı. Kuzu, “Yan salonlarda biz yıllarca Abant Platformu yaptık. Biz iyi niyetle yaptık. Günahıyla sevabıyla biz buradayız. Biz maalesef örgütle çalışmışız. O platformdan o günün şartlarında çok güzel şeyler de çıktı. Laiklik, din devlet ilişkisi gibi hakikaten en zor konuları burada konuya aldık” dedi.
Soruşturma kapsamında, Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Faraç’ın, 40 yıl içinde bulunduğu Gülen cemaatinde Sızıntı ve Zaman’a yazılar yazan Latif Erdoğan’ın iftiradan öte gitmeyen tanıklıkları, bir dönem Gülen’in en yakınındaki isimlerden şimdinin Yeni Akit yazarı Nurettin Veren’in CNN Türk’te katıldığı programda dile getirdiği iddialarıyla, 7 aydır tutuklu Murat Sabuncu ile Aydın Engin’in gazetecilik faaliyetleri çerçevesinde katıldığı Abant Toplantıları suçlama konusu yapıldı. Latif Erdoğan 40 yıl cemaatte yer almanın bilgisiyle, şu ifadeleri kullandı: “Abant Platformu isimli çalışmanın yapıldığı dönemde ben hukuk başkanı değildim. Ancak platforma katılacak insanların kim olduğu önceden yönetim kurulu tarafından kararlaştırılıp taslak liste Gülen’in tensibine sunulur. Onun uygun görmediği bir kimse bu toplantıya katılamaz. Ayrıca toplantıya katılanlara huzur hakkı kabilinden bir ödeme yapıldığını da biliyorum. Ancak miktarını bilemiyorum. Aydın Engin’in bu toplantılara daveti ve katılımı da yine Gülen’in uygun görmesi üzerine gerçekleşmiştir. Aksi düşünülemez.”
Faraç ise 16 Kasım 2016’da savcılığa verdiği tanık ifadesinde, Cumhuriyet Okurları’nın 2014’te yazarlarımızın Abant toplantılarına gitmesi gibi nedenlerle protesto amacıyla gazeteyi almama ve okumama şeklinde bir boykot başlattığını iddia etti.