Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarlarına yönelik olarak düzenlenen operasyona ilişkin yayımladığı yazı dizisinin beşinci bölümünde, MASAK raporu ele alındı.
Kemal Göktaş, Canan Coşkun, Alican Uludağ ve Sinan Tartanoğlu'nun imzalarıyla yayımlanan dizinin "MASAK’tan zorlama rapor: Mademki parke döşettin o halde FETÖ’cüsün" başlıklı beşinci bölümünde, "MASAK, tutuklu Cumhuriyetçileri tanımadıkları kişilerin parasal bağlantılarından sorumlu tuttu. İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay parke döşettiği kişiye ücretini ödedi. Parkecinin oğlunun soruşturma geçiren bir şirkete mal satması örgüt bağlantısına ‘delil’ sayıldı!" ifadesi kullanıldı.
Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (25 Mayıs 2017) nüshasında yayımlanan dizinin beşinci bölümü şöyle:
Cumhuriyet gazetesinin yayın politikasının suçlama konusu edilerek 11’i tutuklu, 17 arkadaşımız hakkında hazırlanan iddianamenin eklerinde para hareketlerinin incelendiği 24 Ağustos 2016 tarihli Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporu yer aldı. Raporda, 2014’ten önceki süreçte Genel Yayın Yönetmeni olan İbrahim Yıldız, daha sonraki süreçte görev alan Can Dündar, yazarımız Aydın Engin ve 1. derecede imza yetkisine sahip Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarımızın FETÖ ve PKK örgütleriyle mali bağlantısı olup olmadığı incelendi. MASAK, Aydın Engin’i ise Genel Yayın Yönetmenliği yaptığı ve 1. dereceden imza yetkisi olduğu iddiasıyla inceleme listesine kattı. FETÖ ve PKK ile ilişkilendirecek herhangi bir veri bulunamayan incelemede, bağlantı kurma çabasıyla zorlama iddialarda bulunuldu.
Yazarımız Aydın Engin’in hesaplarının incelenmesi sırasında bir tur şirketine gönderilen havale ile ilgili yapılan “analiz” raporun mantığını gözler önüne seriyor:
“G.T. unvanlı firma hakkında MASAK veri tabanında yapılan araştırma neticesinde; firmanın Başkanlığımız tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’na gönderilen 09.03.2015 tarihli Analiz Raporunda, yurtdışındaki ATM’lerden çekilmek üzere birbirlerinin hesaplarına havale, EFT ve nakit yatırma işlemleri yoluyla para aktaran ve bu nedenle birbirleriyle ilişkili oldukları anlaşılan şahıslardan Ş.A.’a ait olan şirketinin mal ve hizmet alımı yaptığı firmalar arasında bulunduğu anlaşılmıştır.”
Özetle, MASAK, Aydın Engin’e ‘Tatil için ödeme yaptığın şirketten Ş.A. isimli kişinin şirketinin de hizmet alımı var. Ş.A.’yı tanımıyor olabilirsin ancak aynı tur şirketine para yolladığınız için FETÖ ile ilişkilisin’ diyordu.
Turizm sektöründe tanınmış bu şirketin ismini masumiyet karinesi gereği açıklamıyoruz. Bu şirketin 2016 yılında 2 bine yakın kişiye ulaştığını göz önünde bulundurduğumuzda, MASAK’ın bakış açısına göre 2 bin kişinin potansiyel şüpheli haline gelmesi mümkün. Bunun tek nedeni de sizin ödeme yaptığınız tur şirketinin iş yaptığı başka bir şirket hakkında soruşturma açılmış olması...
Bu bakış açısına göre, yasal faaliyet gösteren firmalardan hizmet almadan önce bu şirketin MASAK nezdinde temiz bir sicile sahip olup olmadığını da sorgulamanız gerekiyor.
Okura not: Yasal faaliyet gösteren, gazetelere sayfa sayfa ilan veren firmalardan hizmet almak için onları telefonla aramadan önce MASAK’tan alınmış “temiz raporu” sormak zorundasınız!
İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay’a, ifadesinde 2 bin 500 TL’lik bir ödemenin nedeni sorulmuş ve Atalay bu ödemenin parke döşettiği kişiye yapıldığını açıklamıştı. MASAK raporunda ise parke döşetme karşılığı gönderilen paranın FETÖ’ye nasıl bağlandığı şöyle gösterildi:
Atalay’ın hesap incelemesinde H.A. isimli kişiye EFT ile para gönderdiği belirtildi. H.A. hakkında MASAK veri tabanında yapılan araştırma ile ilgili tespit ise şöyle:
“H.A.’nın oğlu olan A.A.’nın MASAK tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu’na gönderilen 09.03.2015 tarihli analiz raporunda, yurtdışındaki ATM’lerden çekilmek üzere birbirlerinin hesaplarına havale, EFT ve nakit yatırma işlemleri yoluyla para aktaran ve bu nedenle birbirleriyle ilişkili oldukları anlaşılan şahıslardan Ş.A’ya ait olan şirketin mal ve hizmet satışı yaptığı gerçek kişiler arasında bulunduğu tespit edilmiştir.”
MASAK, Atalay’a özetle “Parke döşettiğin H.A. isimli kişiye ödeme yapmışsın. Bu kişinin “oğlu” FETÖ’yle ilişkili kişilerden Ş.A’nın şirketine satış yapıyor. Bu yüzden sen de FETÖ’yle bağlantılısın” diyor. MASAK’ın raporundan şu çıkarımda bulunmak mümkün: Parkecinizin diğer tüm müşterilerini tanımak ve onların soruşturma kayıtlarını bilmek zorundasınız.
Okura not: Evinize parke döşeyen kişinin diğer tüm müşterilerini tanımak ve onların soruşturma kayıtlarını bilmek zorundasınız!
Yöneticimiz Önder Çelik’in 2011 yılında Y.M. isimli kişiye gönderdiği 345 TL’lik EFT’yi inceleyen MASAK, bu kişinin 2006-2009 yılları arasında çalıştığı sigorta firmasının isminin FETÖ ile irtibatlı dernek, vakıf ve herhangi bir kuruluşa para transferi yapıp yapmadıklarına ilişkin araştırmada geçtiğini belirtti. Yani MASAK, Çelik’i 345 TL verdiği bir kişinin yıllar önce çalıştığı bir şirket hakkındaki, sonucu da belli olmayan bir araştırma nedeniyle suçluyor. MASAK, böylece EFT tarihi itibarıyla FETÖ ile ilgili suçlamaların miladını da 2011’e, AKP ve Gülen cemaatinin ortak hareket ettikleri zamanlara çekti. MASAK, bu tespitle, sigorta şirketinizin, 6 yıl sonra FETÖ ile irtibatlı olup olmayacağını öngörmenizi de şart koşuyor.
Cumhuriyet Kitap eki Yayın Yönetmenimiz Turhan Günay’ın banka hesaplarını inceleyen MASAK, suçlama yapabileceği herhangi bir para hareketi bulamayınca Günay’ın kızı E. Günay’ın hesaplarını incelemeye aldı. E. Günay’ın Ocak 2014’te havale aldığı ve gönderdiği S.T. isimli kişinin İMC TV’de çalıştığını, buranın da PKK ile bağlantılı olduğunu öne sürdü. Bu yöntemle Turhan Günay’ı kızının havaleleri üzerinden PKK ile bağlantılandırmaya çalışıldı. Bu havale iddianamede Turhan Günay ile S.T. arasındaki parasal ilişki gibi gösterilmeye çalışıldı. MASAK, E. Günay’ın arkadaşı olan S.T. ile aralarındaki 2014 tarihli EFT ve havale işleminden yola çıkarak, Eylül 2016’da KHK ile kapatılan İMC TV’yi kriminalize etmeye çalıştı. 2014 yılında yayınına devam eden İMC TV hakkında şu anda bile bir soruşturma bulunmuyor.
Okura not: Arkadaşınızdan 600 TL almadan önce, 2 yıl önce çalıştığı işyerinin, 5 yıl sonra ne olacağını öngörmek zorundasınız!
Gazetemiz avukatlarından Bülent Utku’nun hesaplarını inceleyen MASAK, Utku’nun 2004 öncesi, şimdi HDP Mardin Milletvekili olan Erol Dora’nın yanında çalışma kaydının bulunduğunu belirtti. Dora ile HDP Milletvekili Pervin Buldan arasındaki havaleleri, Utku’ya PKK ile irtibat suçlaması olarak yöneltildi.
Okura not: Bundan 13 yıl önce avukat olarak birlikte çalışacağınız meslektaşınızın, günün birinde milletvekili seçileceğini, onun tanımadığınız başka bir milletvekiliyle bankadan para alışverişi yapacağını ve yeminle göreve başlayan bu iki milletvekilinin bu işlemleri nedeniyle terör örgütüyle irtibatlı olmakla suçlanacağınızı bilmek, tahmin etmek zorundasınız!
FETÖ üyeliğinden sanık savcı Murat İnam’ın yürüttüğü soruşturmanın “tanıkları” da bu örgütün yabancı olmadığı kişiler. Bu kişilerden şimdinin yandaş kalemi Latif Erdoğan tanık ifadesinde gazetemize Gülen cemaatinden para aktarıldığı iddiasında bulundu ve şöyle dedi: “Gülen’in yöntemi şudur: Gazetede kilit ve üst noktada birisine dikkat çekmeyecek ve yadırganmayacak birisiyle temasa geçirerek ve mutlaka kaydı gözükmeyecek elden bir miktar paranın aktarılması suretiyle satın almıştır. Buna şöyle örnek verebilirim; mesela gazetenin önceki durumu düşünülecek olursa, doğrudan İlhan Selçuk’u hedef alması gerekirdi. Güncel olayı değerlendirecek olursak Vakıf başkanı veya genel yayın yönetmeni olan Can Dündar’ı örneğin gazeteci kimliği dolayısıyla dikkat çekmeyecek olan Alaattin Kaya, Ekrem Dumanlı veya Erkam Tufan Aytav gibi bir kişi eliyle satın almıştır.” AKPCemaat savaşı öncesi Gülen için “cumhurbaşkanı olma kapasitesine sahip adam” diyen Erdoğan, o dönem Gülen’in halefi olarak zikrediliyordu.
Sıraladığımız zorlama yöntemlere rağmen Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, yazarımız Hikmet Çetinkaya, muhasebe müdürümüz Günseli Özaltay ve eski çalışanımız Bülent Yener ile ilgili ise dolaylı yoldan dahi ilişkilendirebilecekleri bir hesap hareketi bulunamadı.
MASAK incelemesinin ardından kimin hazırladığının belirtilmediği bir bilirkişi ön raporu da dosyada yer aldı. Raporda, EFT ve havaleler arasındaki farktan yola çıkılarak incelenen arkadaşlarımız, hesaplarındaki birikimlerinden sorumlu tutuldu. Zorlama yöntemlerle bile herhangi bir örgütle bağlantı kurulamayan Orhan Erinç’in hesabındaki birikimden harcama yapmadığını ifade eden bilirkişi, bu durumun araştırılması gerektiğini savundu.
Bilirkişi, raporunda soruşturmada isimleri geçmemesine karşın muhabirimiz Mahmut Oral ve yazarımız Zeynep Oral’a ilişkin iddialarda da bulundu. Mahmut Oral’ın isminin 2010 tarihli değerlendirme raporunda Sarmaşık Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesi olduğu için örgüte yardım iddiasıyla hakkında suç duyurusunda bulunulan kişilerden biri olarak geçtiği belirtildi. Mahmut Oral ile Zeynep Oral’ın soyadı benzerliğinden yola çıkan bilirkişi, aynı dönemlerde çalıştıklarını, bu sebeple aralarında ilişkinin ve parasal bağlantının ortaya konulması gerektiğini belirtti. Oysa Mahmut Oral’ın, yazarımız ve Uluslararası PEN Yazarlar Derneği Türkiye Başkanı Zeynep Oral’la herhangi bir akrabalık bağı bulunmuyor. Bilirkişinin kullandığı bu yolla Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün en çok kullanılan soyadları listesinde tepede bulunan ‘Yılmaz’ soyadını taşıyan yüz binlerce insanı birbiriyle bağlantılı hale getirmek mümkün.
MASAK incelemesinde sadece Cumhuriyet mensupları değil, bu kişilerin tüm aile üyeleri de incelendi. Ancak terör örgütleriyle parasal bağlantı iddiasını destekleyecek tek bir veri bile bulunamadı.