Cumhuriyet yönetimi ile Habertürk yazarı Fatih Altaylı arasında "Nadir Nadi'nin evi kaça satıldı" başlıklı yazı sonrası başlayan tartışma devam ediyor.
Cumhuriyet yönetimi, bugün (14 Ocak 2017) "son yanıt" vurgusuyla yaptığı açıklamada, Vakıf Gayrimenkul Değerleme Kuruluşu'nun, Nadir Nadi'nin İstanbul Harbiye'deki evinin değerinin 2 milyon 400 bin lira olduğu yolundaki raporunu okurları ile paylaştı. Açıklamada, Altaylı'ya yönelik olarak "Sahici bir gazeteci o bilgileri araştırmadan, ilgili taraflara sormadan, bilgileri birkaç kaynaktan doğrulatmadan gazetesine yazmaz. Bu mesleğin temel kuralı. Böyle yapmayana meslek dilinde 'gazeteci' değil 'tetikçi' deniliyor" dendi.
Ne olmuştu?
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, 7 Ocak'ta "Nadir Nadi'nin evi kaça satıldı" başlığıyla yayımlanan yazısında Nadir Nadi'nin İstanbul Harbiye'deki evinin değerinin çok altında, Halkalı'da bir daire fiyatına satıldığını ileri sürmüştü. Cumhuriyet yönetimi ise, bu iddiaya ilişkin olarak "Merhum Nadir Nadi’nin eşi, merhume Berin Nadi’den Cumhuriyet Vakfı’na miras bırakılan daire 17 Aralık 2015’te 2 milyon 400 bin TL’ye satıldı. Bu bedel, Vakıf Gayrimenkul Değerleme AŞ’ye yaptırılan 'rayiç değerin tespiti' araştırmasına ilişkin 18 Eylül 2015 tarihli raporda yazılı değerdir" açıklamasını yapmıştı.
Altaylı ise, 12 Ocak'ta yayımlanan yazısında "Sıkılmadan diyorsunuz ki: 'Vakıflar değer tespiti yaptı'. Ayıptır, utanın. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün tespit ettiği fiyat 'en düşük' 3 milyon 300 bin TL ki dairenin gerçek değeri bunun bile üstünde" ifadesini kullanmıştı.
Cumhuriyet tarafından yapılan açıklama şöyle:
Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı 7 Ocak’ta “Nadir Nadi’nin evi kaça satıldı” başlıklı bir yazı yayımladı. Cumhuriyet gazetesini susturma amaçlı soruşturmayı başlatan ve halen FETÖ sanığı olarak yargılanmakta olan savcı Murat İnam’ın iddianamesinin merkezine yerleştirdiği konulardan birini Altaylı’nın, durup dururken savcının iddialarını yineleyip düpedüz yalanlarla beslenmiş bir köşe yazısına taşımaya neden ihtiyaç duyduğu anlaşılamadı. Cumhuriyet bu iftira ve yalanlarla örülmüş yazıya bir cevap verdi ve yalanları belgelerle çürüttü.
Ancak bu açıklama Fatih Altaylı’yı ya da onu bu yalan bilgilerle besleyen karanlık kaynakları susturmaya yetmedi. Fatih Altaylı 12 Ocak günü köşesini yine aynı konuya ayırdı ve Cumhuriyet’in açıklamasına karşı “Sen özür dile Cumhuriyet yönetimi” başlığı ile yalanların dozunu yükselterek iddialarına devam etti.
Altaylı, savcının yanında saf tutup Cumhuriyet yönetimine saldırdığı ilk yazısında “Bana gelen bilgilere göre, bu ev değerinin çok çok altında bir fiyata satılmış” demişti. Bir gazeteciye “bazı kaynaklardan” bazı bilgiler gelir. Sahici bir gazeteci o bilgileri araştırmadan, ilgili taraflara sormadan, bilgileri birkaç kaynaktan doğrulatmadan gazetesine yazmaz. Bu mesleğin temel kuralı. Böyle yapmayana meslek dilinde “gazeteci” değil “tetikçi” deniliyor. Ancak bu Cumhuriyet’in değil Fatih Altaylı’nın sorunu.
Altaylı son yazısında Cumhuriyet yönetiminin özür dilemesi gerektiğini yazıyor. Fatih Altaylı’nın mesleğe Cumhuriyet gazetesinde başlamış ve ardından da böyle bir “gazeteciye”(!) dönüşmüş olmasından dolayı okurlardan özür dilememiz gerekiyorsa içtenlikle özür dileriz. “Cumhuriyet okulu”ndan bir daha böylelerinin yetişmesine yol açmamak için eleman seçiminde daha dikkatli davranmaya da kararlıyız...
Şimdi son kez Fatih Altaylı’nın Cumhuriyet’in açıklamasına rağmen ısrarla yinelediği yalanları ve Cumhuriyet’in cevaplarını birlikte yayımlıyoruz.
Fatih Altaylı yazıyor:
“Sıkılmadan diyorsunuz ki: ‘Vakıflar değer tespiti yaptı. Ayıptır, utanın. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün tespit ettiği fiyat ‘en düşük’ 3 milyon 300 bin TL ki dairenin gerçek değeri bunun bile üstünde...”
Bu kuyruklu bir yalan. O daire Cumhuriyet Vakfı’na ait. Bir vakfın kendine ait bir mülkü satabilmesi için Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kabul edeceği bir bilirkişiye fiyat takdiri (ekspertiz) yaptırması yasal bir zorunluluk olmasa da saydam olmak için bir gerekliliktir. Nitekim Cumhuriyet Vakfı da buna uydu. Devlet bankası Vakıfbank’ın iştiraki olan Vakıf Gayrimenkul Değerleme kuruluşuna başvurdu. Bu kurum 2015 Eylül’ünde verdiği ekspertiz raporunda gayrimenkule 2.400.000 TL değer biçti. Söz konusu apartman dairesi de o fiyattan satıldı. Elde edilen gelirle de Doğan Holding’e olan birikmiş borçlarının bir bölümü ödenebildi.
Bir yıl sonra, 2016 Ekim ayının son günü Cumhuriyet’e karşı polis baskınları ile gözaltı ve ardından tutuklama operasyonu başlatıldı. FETÖ sanığı İnam, yasal gayrimenkul değerleme kuruluşunun raporu iddiaları için elverişli olmadığından Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden yeni bir değerlendirme raporu istedi. Bu bilirkişi Cumhuriyet operasyonuna destek amacıyla yeni ve gerçek dışı bir rapor yazdı. Fatih Altaylı’nın yazısında kullanmayı tercih ettiği rapor, işte bu rapordu.
Cumhuriyet Vakfı yöneticilerini ve yazarlarını yargılamakta olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi yeni bir bilirkişi raporuna ihtiyaç duydu. Bu kez dört kişilik ve her biri alanında yetkin kişilerden oluşan bir kurul oluştu ve bu kurulun mahkemece kabul edilen raporunda gayrimenkule “en çok 2.400.000 TL” değer biçildi. Bu somut gerçeğe rağmen Altaylı, Savcı İnam’ın çoktan çürütülmüş iddiasını iftira amacıyla veri almayı tercih ediyor.
Altaylı bununla da yetinmiyor. Uyanıklık edip dairenin satış bedelini bugünkü kurdan çevirerek “650 bin dolara satmışlar” diyor. Oysa daire, satış tarihi (Aralık 2015) itibarıyla 820 bin dolara satıldı. Altaylı iyi ki bu yazıyı şimdi yazdı, gelecek yıl yazsa, belki sadece 500 bin dolara sattığımızı iddia edecek.
Fatih Altaylı yalanlarına yalanlar eklemekten geri durmuyor ve İstanbul’daki dairenin “İçindeki antikalarla birlikte satıldığını” ima ediyor ve tek bir antikanın daireden daha değerli olduğunu iddia ediyor.Bu da tümüyle yalan. Dairedeki eşyanın bir teki bile satılmadı; hepsi Cumhuriyet Vakfı’nın demirbaşına kayıtlı ve muhafaza altında.
FETÖ sanığı savcı İnam’ın iddianamesinde sadece Nadir Nadi’nin dairesi değil, Ankara’daki binamız da ucuza satıldığı iddiasıyla suçlama konusu edilmişti. Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay bu iddiayı, mahkemede ayrıntılı olarak ele almış ve çürütmüştü. Savcı İnam ve onun safında yer alan Altaylı, Ankara’daki binanın da yine Vakıf Gayrimenkul Değerleme şirketinden alınan değerlendirme raporu ile satıldığı gerçeğini gizleyerek, “O bina da ucuza gitti” yalanına sarılıyorlar.
Bu da kuyruklu bir yalan. Ankara’daki bina ekspertiz raporunda biçilen 2.500.000 TL bedelin de üstünde 2.900.000 TL’ye, üstelik Altaylı’nın iddia ettiği aynı şirkete de satılmadı. Ve satış geliriyle yine Cumhuriyet’in birikmiş borçları tasfiye edildi. Altaylı bu binanın üç ay sonra 3.653.000 TL’ye satıldığını ileri sürüyor. Doğru. Ancak küçük bir saptırmaca ile. Bu fiyata KDV dahil. Net satış bedeli ise 3.020.000 TL.
Bu açıklamamıza rağmen Fatih Altaylı’nın Cumhuriyet operasyonuna destek amacıyla karanlık hatta “siyah” kaynaklarının kendisine ileteceği yeni yalan ve iftiralarla devam edip etmeyeceğini bilmiyoruz. Devam ederse de ona herhangi bir cevap vermeyeceğiz. Bu açıklamamız yeterince açık ve sonuncudur.
Cumhuriyet, sayfalarını daha ciddi konulara ayırmaya ve sadece değerli kişilerin yazdıklarına yer vermeye devam edecek.