Dadaab mülteci kampında zorlu yaşam NAİROBİ (A.A)

-Dadaab mülteci kampında zorlu yaşam NAİROBİ (A.A) - 19.08.2011 - Kenya'nın Somali sınırında 20 yıl önce 90 bin kişi kapasiteli olarak yapılan Dadaab Mülteci Kampında yaşayan yaklaşık 600 bin kişinin zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiği ve kampta yaşayan mültecilerin öncelikli ihtiyaçlarının ''su, barınak, giyecek ve sağlık yardımı'' olduğu bildirildi. Yaklaşık 12 milyon insanın açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle risk altında olduğu Doğu Afrika'daki en büyük mülteci kamplarından birisi olan Dadaab'da yaşayan aileler ortalama 5-6 kişiden oluşuyor. Çadırlarda yeterli yer olmadığı için, yetişkinler genellikle geceyi çadırların yanında uyuyarak geçiriyor.  Sıcak bir havanın hüküm sürdüğü bölgede bir süre sonra hava sıcaklığının düşecek olacak olması nedeniyle ciddi boyutlarda çadıra ihtiyaç olacağı açıklandı. Kampı ziyaret eden 9 kişiden oluşan Uluslararası Doktorlar Birliği (AID) üyesi doktorlar, açlık ve susuzluk nedeniyle hastalıkların pençesine düşmüş olan çocukları sağlıklarına kavuşturmak için yoğun çaba harcıyor. Bölgede yaklaşık 15 yıldır yardım faaliyetlerinde bulunan İHH İnsani Yardım Vakfı gönüllüleri ile kampta yaşananları gözlemleyen Türk gazeteciler, kamplarda zorlu koşullarda yaşam mücadelesi veren çocukların, ağlamaklı seslerle söyledikleri, ''Hoyo hoyo vanba hana hoy'' (Anne anne açım anne) ve ''Hova ya macuktu'' (Su yok mu anne) sözleri ile duygusal anlar yaşıyorlar.  -Kamptaki çocukların sağlık problemleri- Kampta yaşayan çocuklara tıbbi destek amacıyla bölgede bulunan Uluslararası Doktorlar Birliği (AID) Acil Tıbbi Yardım Koordinatörü Dr. Mahmut Çoşkun, kampta özellikle birlikte yaşamaya bağlı enfeksiyon hastalıklarının çok fazla olduğunu tespit ettiklerini anlatarak, ''Kamplarda arkadaşlarımızla özellikle çocukları tehdit eden sağlık sorunlarını ortadan kaldırmayı amaçlayan çalışmalar yapıyoruz. Kamplarda çok fazla grip salgını var. Çocukların beslenmesi zayıf ve buna bağlı grip mikrobu akciğer enfeksiyonlarına yol açıyor. Sadece grip yüzünden ölümler gerçekleşebiliyor. Burada çocuğun ne doğumu kayıtlı, ne de ölümü. Kampta ölen çocukları mezar kazıp gömüyorlar ve herhangi bir kayıt tutmuyorlar.'' dedi. Çoşkun, kamptaki en önemli ihtiyacın çocukların gıda ihtiyacı olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: ''Kamptaki çocukların dirençleri düzgün olduğu sürece hastalıklardan kurtulma şansı artacak. Sadece ilaç vermemiz yetmiyor. Çocuk bezine ihtiyaç yok burada, çocuklar altları hep açık geziyorlar. Kamptaki çocuklar belki ilk kez çikolata ve şeker yediler. Biz kendi çocuklarımızı diş hekimlerinden kurtaramıyoruz, ama buradaki çocukların hemen hemen hepsinin diş hekimine ihtiyacı yok. Bunun nedeni çikolata ve şekerin az tüketilmesi, belki hiç tüketilmesi. Bölgede, iki doktor iki sağlık personelimiz görev yapıyor. Bölgeye bu hafta 9 hekim geliyor, biz nöbeti onlara devredip geri döneceğiz.'' -Türk halkının Doğu Afrika halkına desteği- Yeryüzü Doktorları Kurumsal İletişim Birimi sözcüsü Süleyman Gündüz, bölgenin en önemli ihtiyaçlarının gıda, barınak, su, giyecek ve sağlık hizmetleri olduğunu belirterek, ''Ama önce sağlık hizmetiyle başlanması gerekiyor. Arkasından da beslenme sorunun ortadan kaldırılması gerekiyor. Havalar sıcak, insanlar dışarıda barınabiliyorlar, ama bu uzun sürdürülebilir bir şey değil. Çünkü burada bir aile mahremiyeti söz konusu. Dolayısıyla bu insanların şiddetle barınağa ihtiyaçları var. Birleşmiş Milletler burada kayıtlı olanlara çadır dağıtıyor. Ama bu kampın 600 bin kişi olduğunu düşünürsek, her gün yüzlerce kişinin kampa katıldığını düşünürsek, dolayısıyla burada ihtiyaçların çok büyük olduğunu görürüz.'' dedi. Gündüz, Dadaab Mülteci Kampına bir şehir şebeke suyu verildiğine ve tankerlerle kamptaki depolara su sevk edilebildiğine işaret ederek, ''Fakat burada sanıyorum siyasi bir mülahazayla kampın kalıcı bir kampa dönüşmemesi ve gelen mültecilerin de Kenya'da kalmaması için bir kısım çözüm önerileri ertelenebiliyor. Bu yüzden su kuyuları bu programda ele alınıyor. Su kuyuları çok elzem olabilir. Ama orada su kuyusu açtığınız zaman, başka bir sorun başlıyor. Su kuyularını işletecek enerjiye ihtiyacımız var.'' diye konuştu. Birleşmiş Milletler'in dünyada böyle bir krizin var olduğunu ilan ettiğini anlatan Gündüz, ''Türkiye bu krizi çözmede öncü bir rol üstleniyor ve Türk halkıyla birlikte bu bölgeye büyük bir ilgi gösteriyor. Ayrıca bunun karşılığını burada görmüş olacaksınız. Burada Türk milletine ait olmanın bir ayrıcalığını hissetmiş olacaksınız. Çünkü burada olan biten orada duyuluyor ve çok hızlı yayılıyor. İnsanlar Türkiye'nin bu konuda gösterdiği çabayı takdirle karşılıyor. Türkiye bu konunun öncülüğün yapıyor.'' dedi.