BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Mısır'da her yeni ölümün uzun dönemde uzlaşı çabalarını daha da zorlaştıracağı uyarısında bulundu. Guardian’ın başyazısında, “Güvenlik güçleri her ateş açtığında, düzeni ve sosyal huzuru geri getirme misyonlarının inandırıcılığı azalıyor” ifadeleri kullanılıyor. Daily Telegraph gazetesindeki başyazıda da, Kerry’nin söylemin ötesine geçmesi tavsiye edilerek, “Amerikalılar Kahire’deki ordunun iplerini elinde tutuyorsa çok geç olmadan onları çekmeliler” deniyor.
Genel Sekreterlik Sözcülüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Ban Ki-mun, Mısır Cumhurbaşkan Yardımcısı Muhammed el Baradey ile telefonda görüştü.
Görüşmede Baradey'e Mısır'da siyasi sürecin gittiği yöne ilişkin "derin kaygısını" bildiren Ban, çok sayıda kişinin ölmesine neden olan şiddetin artmasını şiddetli bir şekilde kınadı.
Geçici idareden gösterilerin barışçıl bir şekilde yönetilmesi ve parti aidiyetine bakılmaksızın tüm Mısırlıların korunmasını temin etmek için tam sorumluluk almasını isteyen Ban, ileriye yönelik katılımcı ve barışçı bir politik süreci başlatılması çağrısı yaparak, "Her yeni ölüm uzun dönemde uzlaşıyı daha da zorlaştırır" ifadesini kullandı.
Mısırlı tüm tarafların liderlerinden de destekçilerine itidal çağrısı yapmasını isteyen Ban, anlamlı bir uzlaşı sürecinin başlaması için ülkenin menfaatini her türlü kişisel, grup ve siyasi çıkarın üstünde tutmalarını talep etti.
Ban görüşmede, Muhammed Mursi ve tutuklu bulunan Müslüman Kardeşler liderlerinin salıverilmesi ya da durumlarının tam şeffaflık içinde yeniden değerlendirilmesi isteğini yineledi.
Genel Sekreterlik Sözcülüğü, Ban Ki-mun'un bugün ayrıca Mısır konusunu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Katar Dışişleri Bakanı Halid Bin Muhammed El Atiye ve Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi ile de telefonda görüştüğünü de duyurdu.
İngiltere’de yayımlanan gazetelerin başyazılarında ve dünya sayfalarında Mısır’daki gelişmeler geniş yer buluyor.
Daily Telegraph, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi taraftarı Müslüman Kardeşler hareketi taraftarlarına yönelik müdahale sırasında 100’den fazla kişinin hayatını kaybetmesini, “Yine eşiğin kenarında” diye yorumluyor.
Aslında bu benzetme, Mısırlı liderleri ülkeyi “eşikten geri çekmeye” çağıran ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’den ödünç alınmış.
Washington, Londra ve Paris’ten hakkında ateş püsküren açıklamalar duyulan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın halen görevde olduğuna dikkat çekilen başyazıda şöyle deniyor:
“Artık Batı’nın Mısır’daki veya bölgenin herhangi bir yerindeki gelişmeler üzerinde ciddi bir etkisi olmadığına ilişkin aşikar bir hissiyat var.”
Başyazıda, Mısır’daki gelişmelerle, 1991’de İslamcı hükümetin ordu tarafından devrildiği Cezayir’deki gelişmeler arasında benzerlik kuruluyor.
10 yıl süren bir iç savaşa sürüklenen Cezayir’de 100 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Daily Telegraph, Müslüman Kardeşler’in barışçıl bir hareket olmasına karşın, Sina Yardımadası’ndaki silahlı İslamcı militanların her an devreye girebileceği uyarısı yapıyor.
Başyazıda, Kerry’nin söylemin ötesine geçmesi tavsiye edilerek, “Amerikalılar Kahire’deki ordunun iplerini elinde tutuyorsa çok geç olmadan onları çekmeliler” deniyor.
Times gazetesinde, Amerikan yönetimine daha açık çağrılar yer alıyor.
Başyazıda, 2011’de Hüsnü Mübarek rejiminin halk hareketiyle devrilmesinin ardından yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Muhammed Mursi’nin bu kez ordu tarafından devrilmesinin ülkedeki kutuplaşmayı artırdığına dikkat çekiliyor.
Müslüman Kardeşler karşısında Selefi İslamcıları destekleyen Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi ülkelerin 3 hafta önceki darbenin hemen ardından Mısır’a 12 milyar dolar sağladığına işaret eden Times, en kalabalık Arap ülkesine Batı yardımlarının sürdürülmesi gerektiğini savunuyor.
Gazetede makalesi yayımlanan Prospect dergisi editörü Bronwen Maddox ise tam tersi görüşü savunuyor:
“Obama daha fazla ölüm olmadan Mısır’a yardımı durdurmalı.”
Makalede, büyük miktarda Amerikan yardımı alan Mısır ordusu, ülkeyi iç savaşa sürüklemekle suçlanıyor.
Hem Mursi’nin göreve döndürülmesini isteyen Müslüman Kardeşler’in mesken tuttuğu Adeviyye Meydanı’ndan, hem de Mursi karşıtı kalabalıkların bulunduğu Kahire meydanlarından muhabirlerinin aktarımına yer veriyor Times.
Haberlerde, Mursi’ye karşı milyonlarca kişiyi sokaklara döken Temerrüd hareketinin de, 2011’deki devrimde lağvedilen “siyasi polis” teşkilatının yeniden kurulmasından kaygı duyduğu belirtiliyor.
Guardian’ın başyazısında, “Güvenlik güçleri her ateş açtığında, düzeni ve sosyal huzuru geri getirme misyonlarının inandırıcılığı azalıyor” ifadeleri kullanılıyor.
Mursi’yi görevden uzaklaştıran Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı General Abdülfettah el Sisi’nin 6 ay önce Mursi’ye “projesinin işlemediğini söylediğini” hatırlatan Guardian, bir ordu liderinin Cumhurbaşkanı’na ne yapacağını söyleme hakkı olamayacağını vurguluyor.
Gazeteye göre, krizden çıkışın yolu Müslüman Kardeşler liderlerini serbest bırakıp bir uzlaşma aramak ve muazzam kaynaklara sahip olan ordunun toplum içindeki rolünü azaltmak.
El Cezire televizyon kanalının eski Genel Müdürü Wadah Khanfar ise gazete için kaleme aldığı makalede, “Tüm siyasi oyuncular derin devletin eskiyi geri getirme girişimlerini engellemek için harekete geçmeli” diyor.