Danimarkalı mucit Madsen, gazeteci Kim Wall'u parçalara ayırdığını kabul etti

Danimarkalı mucit Peter Madsen, denizde cesedi bulunan gazeteci Kim Wall'u parçalara ayırdığını kabul etti, ancak Wall'u öldürdüğü suçlamalarını reddetti.

İsveçli gazeteci Kim Wall, haber yapmak için mucit Peter Madsen'ın denizaltısına gittikten sonra kaybolmuş, daha sonra parçalara ayrılmış cesedi Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da denizde bulunmuştu.

Danimarka polisi, Madsen'ın aynı zamanda Wall'ın bedenine ait parçaları denize attığını da kabul ettiğini açıkladı.

Madsen polise verdiği ifadede kendisi güvertedeyken denizaltında görülen karbonmonoksit zehirlenmesinden dolayı Wall'un hayatını kaybettiğini öne sürdü.

Danimarkalı mucit, Wall'un bedenini parçalara ayırdığını da reddetmişti.

Wall'a yapılan otopside genital bölgesi ve kaburga kemiklerinde 'öldüğü sırada ya da öldükten çok kısa bir süre sonra gerçekleştirilen' bıçak izlerinin olduğu bulundu.

Polis, Madsen'a yöneltilen cinayet ve bedeni parçalara ayırma suçlamalarına cinsel saldırı suçlamasının da eklendiğini duyurdu.

Polis sözcüsü Jens Moller Jensen, gazetecinin genital bölgesinde görülen 14 adet bıçak darbesinin 'cinsel bir motivasyona' işaret ettiğini belirtti.

Suçlamaları reddeden Madsen, sabit diskin kendisine ait olmadığını, laboratuvarında çalışan herkesin bu diske erişiminin bulunduğunu söyledi.

Madsen'e ait olduğu söylenen sabit diskte bulunan görüntülerde, kadınlara işkence yapıldığı, kafaları kesilerek öldürüldüğü ve yakıldığının görüldüğü açıklandı.

Polis şimdi Danimarka savunma komutanlığındaki askerler ve denizaltı uzmanlarından ek bilgi talep edecek.

Wall'un gövdesi, kaybolduktan 11 gün sonra Kopenhag açıklarında bulunmuştu. Bazı vücut parçalarına daha sonra ulaşılsa da kolları halen kayıp.

Madsen'ın ifadesinin tersine Wall'un bulunan kafatasında darbe izine ise rastlanmadı.

Madsen, polise verdiği ilk ifadede, 10 Ağustos gecesi Wall'u hava karardıktan sonra karaya bıraktığını belirtmişti.

Ancak daha sonra ifadesini değiştiren Madsen, Wall'un denizaltının yaklaşık 70 kilogram ağırlığındaki kapağının kafasına düşmesiyle öldüğünü söylemişti.