Danışmanı yalanladı: Davutoğlu'nun ismini karalamak istiyorlar; "Reis dönemi bitti" kampanyası yapmadık

Danışmanı yalanladı: Davutoğlu'nun ismini karalamak istiyorlar; "Reis dönemi bitti" kampanyası yapmadık

Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde basın müşavirliği görevini üstlenen Osman Sert, bazı gazeteci ve siyasetçilerle birlikte "Reis dönemi bitti, Hoca dönemi başladı" diye kampanya yürüttükleri yolunda ileri sürülen iddiaları yalanladı. Sert, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada "Büyük bir siyasi erdemle hiçbir polemiğe girmemeye azami dikkat gösteren Sayın Davutoğlu’nun ismini karalamak ve yıpratmak için her türlü yalanı söylemekten, iftirayı atmaktan çekinmeyen çevrelerin çabalarına ise hukuk çerçevesinde gerekli cevaplar verilmektedir" ifadesini kullandı.

Habertürk TV'ye konuşan İnternethaber yazarı Süleyman Özışık, “Davutoğlu’nun etrafını saran kişiler, Davuoğlu’nun bu çevresi ‘Reis dönemi bitti, hoca dönemi başladı’ diye kampanyalar düzenledi ve beni bir toplantıya çağırdılar. ‘Hocam, şu şu medyadaki, şu şu isimleri, AK Parti’ye ve  Cumhurbaşkanı’na yakın şu isimleri alaşağı edeceğiz, bizimle misin, değil misin’ dediler. Aklınızı kaybetmişsiniz dedim" iddiasını ileri sürmüştü. 

Türkiye yazarı Fuat Uğur da, "Hocam bu ekibiniz neyin peşinde?" başlığıyla yayımlanan (4 Şubat 2017) yazısında söz konusu iddiayı Süleyman Özışık ile konuştuğunu söyledi. Uğur şunları yazdı:

 "Açık ve samimi cevaplar verdi bana. Toplantıyı düzenleyen Davutoğlu’nun sosyal medya sorumlusuymuş. Ben adını bilmiyorum. Sordum ama söylemedi. Ancak 'Adını Mustafa Varank ile Süleyman Soylu’ya söyledim' dedi. Bu arada toplantı teke tek olmuş. Ancak zaman zaman Davutoğlu’nun diğer danışmanları Osman Sert ile Ali Sarıkaya telefonla katılıp aynı mealde sözler sarf etmişler. Süleyman’a 'Hangi medyadan hangi isimleri alaşağı edeceklermiş?'  diye sorduğumda 'Bildiğin isimler abi' dedi ve sıraladı; Hilal Kaplan, Haşmet Babaoğlu, Ahmet Kekeç, Melih Altınok, Kurtuluş Tayiz ve aklınıza gelebilecek diğer malum yazarlar, gazete yöneticileri. Süleyman Özışık neden böyle konuştu bilemiyorum. Harbi adamdır, belki ondan dedim. Ama 'Ne oluyoruz' diye içimden geçirmedim değil"

"Şahsi ikbal kaygıları için iftira ve fitne üretmekten medet ummaktalar"

Osman Sert ise, sosyal medya hesabında söz konusu iddialarla ilgili olarak yaptığı açıklamada "Belli ki fantastik kurgularla tetikçilik yapmanın dışında kullanım değeri olmayan belli bazı kişiler, şahsi ikbal kaygıları için iftira ve fitne üretmekten medet ummaktalar" dedi. "Milletimizin bu fitne odaklarının ve fasık topluluğunun getirdiği haberlere itibar etmeyeceğine olan inancımız tamdır” diyen Sert, “İftiraya dönük hukuki süreç de başlatıldı” diye yazdı.

Sert'in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

Artık "Bu kadar da yalan nasıl söylenir? İftiranın bile bir sınırı olmaz mı?" diye düşündüğümüz her olayın ardından memleketimize gönülden bağlı her kesimi, kişiyi, kurumu bıkmadan, usanmadan hedef alan bu fitne odakları bizleri ve kamuoyunu şaşırtmayı her seferinde başarıyorlar. 

Çak oçık ve net bir şekilde ifade ediyoruz. Bu idida kesinklikle ahlaksız bir yalandır. Ne o zaman, ne de önesinde, ne de sonrasında iddia edildiği gibi bir toplantı ya da toplantılar ne Süleyman Özışık'la ne de başkası ile gerçekleşmiştir. Tüm başbakanlık döneminde Süleyman Özışık sadece bir kez internet haber sitelerinin davet edildiği bir seyahatte 4 ayrı haber sitesi temsilcisi ile birlikte Sayın davutoğlu'na eşlik etmiştir. Bunun dışında da kendisi ile bir diyalog olmamıştır. Sayın Davutoğlu ile ilgili o dönemde kaleme aldığı yazılar ise arşivde bulunmaktadır. 

Böylesi bir tavır Sayın Cumhurbaşkanımızdan görevi devraltıktan sonra olağanüstü kongre tarihini açıkladığı 5 Mayıs tarihine kadar ve özellikle de bu tarihten sonra Sayın Ahmet Davutoğlu'nun gösterdiği syasi ahlaka, erdeme olgunluğa da açıkça ters düşen bir tavırdır. 

Büyük bir siyasi erdemle hiçbir polemiğe girmemeye azimi dikkat gösteren Sayın Davutoğlu'nun ismini karalamak ve yıpratmak için her türlü yalanı söylemekten, ifitirayı atmaktan çekinmeyen çevrelerin çabalarına ise hukuk çerçevesined gerekli cevaplar verilmektedir.

Asıl sorgulanmasI gereken nokta şudur: Ülkemiz bu denli hassas bir dönemden geçerken, içeride ve dışarıda fitne ve tehdit odakları harekete geçmişken, Türkiye için hayati önemi haiz bir süreçte kamuoyu nezdinde itibarı olmayan bir fitne çetesi, ısrarla akılları karıştırmak, milletimizin huzurunu bozmak için bıkmadan ve usanmadan yalana ve iftiraya devam etmektedir. 

Belli ki, fantastik kurgalarla tetikçilik yapmanın dışında kullanım değeri olmayan belli bazı kişiler, şahsi ikbal kaygıları için iftira ve fitne üretmekten medet ummaktalar. 

Milletimizin bu fitne odaklarının ve fasık topluluğunun getirdiği haberlere itibar etmeyeceğine olan inancımız tamdır.