'Danışmanlarının TBMM maaşıyla taksitlerini ödeyen, onları tartaklayan milletvekilleri oldu'

'Danışmanlarının TBMM maaşıyla taksitlerini ödeyen, onları tartaklayan milletvekilleri oldu'

TBBM, Avrupa ülkelerindeki 'danışmanlık' örneklerini inceleyerek, Türkiye'de de benzer bir uygulamaya karar verdi. Her milletvekiline bir danışman ve bir yardımcı personel, yani şoför tahsis edildi. Danışmanların ve yardımcı personelin maaşı devlet tarafından karşılandı. Böylece bir milletvekilinin devlete aylık maliyeti 10 bin lira daha artmış oldu. Bu 10 bin liranın 8 bini danışmana, 2 bini de şoföre veriliyor.

Fakat, Hürriyet Parlemento Büro Şefi Nuray Babacan'ın iddiasına göre bazı milletvekilleri, danışman ve şoföre verilmesi gereken parayı vermeyip, kendisine tahsis etti, taksitlerini ödedi. İddiaya göre, bazı danışmanlar tartaklandı. 

Kulis bilgilerde geçen bir diğer iddiada da, "Meclis’e hiç uğramayan bir ismi danışman olarak gösterip, sadece onun sigortalılığının sürmesini sağlayıp, ayrılan paranın tamamını kendisi alan milletvekili olduğu" ifade edildi

Nuray Babacan'ın 'Ankara kulislerine' dayandırdığı iddialar şöyle:

Geçen dönem yapılan bir yasal düzenlemeyle milletvekillerine iki danışman ve bir yardımcı personel alma hakkı verildi. Bu kişilerin giderleri de devlet tarafından karşılanıyor. Sözleşmeli statüde olan bu personelin devlete aylık maliyeti 10 bin lirayı aşıyor. Bu maaşın 8 bin lirası iki danışmana, 2 bin lirası ise yardımcı personele yani şoföre veriliyor. 

TBMM yönetimi, Avrupa ülkelerindeki örnekleri inceleyerek, ‘Türk tipi bir hizmet sektörü’ yarattı. Çıkış noktası oldukça mantıklı olan bu sistemde amaç, milletvekillerinin hizmet ve denetim görevlerini hakkıyla yapmalarını sağlamaktı. Seçmenin taleplerinin karşılanması, bölgesel sorunların Meclis gündemine taşınması, kürsü konuşmalarının içerik açıdan zengin bir formatta gerçekleşmesi, ülke sorunlarının gecikmeden gündeme getirilmesi gibi konularda milletvekillerine katkı sağlamak için düşünülen bu kadroların, nasıl kullanıldığı yıllardan beri en çok tartışılan konuyu oluşturuyor. Haksızlık etmek istemeyiz. Çok sayıda milletvekili, danışmanlarından tam da amaçlandığı gibi yararlanıyor ve ortaya son derece başarılı örnekler çıkıyor. Vekilinin gözü kulağı olan, gündemi yakından takip eden, zehir gibi çalışan çok sayıda danışman ve bu danışmanlara hak ettiği gibi davranan milletvekili örneği var.

 

Kaideyi bozan uygulamalar

 

 

Bizim burada konumuz, istisna olmalarına karşın ‘kaideyi bozan’ bazı uygulamalar.  Öyle iddialar ve öyle hikâyeler anlatılıyor ki! Şaşkınlık verici... Yeni dönemin başında, yeni milletvekillerini uyarmak gerektiğinden yazma ihtiyacı duyduk. Geçen dönem, kimi zaman basına yansıyan örnekler de olduğu gibi, danışmanlarına hak ettiği maaşın sadece yarısını verip 10 bin TL’lik bütçeden geri kalan parayla evinin ve arabasının taksitini ödeyen milletvekilleri oldu.

Hatta, Meclis’e hiç uğramayan bir ismi danışman olarak gösterip, sadece onun sigortalılığının sürmesini sağlayıp, ayrılan paranın tamamını kendisi alan milletvekili olduğu iddia edildi. Bu kadar da değil... Geçimsizliğinden, bir dönemde 63 danışman değiştiren, danışmanını asansörde herkesin gözü önünde tartaklayan, sabaha karşı danışmanını havaalanına yollayıp ‘Ahmet beyi karşıla’ diyen ya da ‘Yanında kimlik dahi olmayan seçmeni TBMM’ye sok’ diye görevler veren, itiraz gelince de atarlanan milletvekillerinin olduğuna da tanıklık ettik.

Hepsinin isimleri mevcut. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, parti grubunu bu konuda bir suiistimal olmasın diye açık bir şekilde uyarmış. Diğer parti liderlerinin de duyduklarında bu tür olaylara göz yummayacakları biliniyor. Milletvekillerinin danışmanlarını çalıştırma koşulları ve bu iş için ayrılan bütçeyi nasıl kullanacakları önümüzdeki günlerde medyanın da yakın takibinde olacak.

 

Ortak söylem komisyonu

 

 

Seçim öncesindeki dağınık görüntünün, seçim sonuçlarını olumsuz etkilediğini düşünen AKP yönetimi, kimi zaman parti içi demokrasi sorunu olarak eleştirilen ‘tek tip söylem, izinli ekran’ mekanizmasına yeniden döndü.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçimlerin hemen ardından talimat vererek, ‘Ortak Söylem Komisyonu’ kurdurdu. Komisyonun detaylarını Nuray Babacan araştırdı. Hüseyin Çelik, Mahir Ünal, Ömer Çelik, Beşir Atalay’dan oluşan Ortak Söylem Komisyonu, partinin hangi olayda, nasıl duruş sergileyeceğine ilişkin başlıkları belirliyor.

Belirlenen bu politik duruş, belirli aralıklarla milletvekillerine ‘Ortak Söylem Notları’ başlığında mesaj olarak gönderiliyor.