Danıştay İdari Davalar Kurulu, Adalet Bakanlığı’nın CMK’da dinlemeyi düzenleyen yönetmeklikle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verirken, "Yargının alanına giren konularda yönetmelik çıkarma yetkin yok" uyarısında bulundu.
Danıştay İdari Davalar Kurulu, örgütlü suçlara yönelik telefon dinleme, teknik takip ve gizli soruşturmacı uygulamalarını düzenleyen “Ceza Muhakemesi Kanununda Öngörülen Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı Ve Teknik Araçlarla İzleme Tedbirlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, “Yargının alanına giren konularda yönetmelik çıkarma yetkin yok” diyerek Adalet Bakanlığı’nı uyardı. Hukukçular bunun önemli bir karar olduğunu belirterek Adalet Bakanlığı’nın yetkisi olmayan bir konuda yönetmelik çıkardığını ve bunun hukuka uygun olmadığını belirtti.
Erdal Kılınç'ın Milliyet'teki haberine göre, KCK’ya yönelik soruşturma kapsamında 2009’da tutuklanan avukat Ebru Günay’ın avukatı Metin İriz telefon dinleme, gizli soruşturmacı (ajan) kullanma ve diğer teknik takip uygulamalara ilişkin esasların Adalet Bakanlığı’nın yönetmelikleriyle düzenlendiğini belirterek Danıştay’a başvurdu. Adalet Bakanlığı’nın yalnızca “idari” konularda yönetmelik çıkarabileceğini belirten İriz, söz konusu yönetmeliğin “yargı” alanıyla ilgili olduğunu, temel kişi hak ve özgürlüklerine ilişkin olduğunu belirterek iptalini istedi. Ancak itirazı değerlendiren Danıştay 10. Dairesi, bu talebi reddetti. Avukat İriz bunun üzerine Danıştay İdari Daireleri Kurulu’na başvurarak tekrar itirazda bulundu. İriz’in itirazını yerinde bulan üst kurul, bu yönetmelikle ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararında şu ifadelere yer verdi:
"Ceza Muhakemesi Kanunu, bir bütün olarak incelendiğinde ilgili maddelerinde yönetmelikle düzenlenebilecek alanlar açıkca belirtilmiştir. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde yasa koyucunun yönetmelikle düzenlenmesini öngördüğü konuları ‘idari alan’ olarak açıkça belirttiği, bu konu ve maddeler arasında ‘telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişim denetlenmesi’ ve gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme’ konularına yer vermediği, 333. maddede ise yönetmelik çıkarma yetkisini sadece bu yasada ön görülen (idari konularla ilgili) yönetmelikler ile sınırladığı sonucuna varılmıştır."
“Yasa koyucunun, Anayasa’nın kişi dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını koruma hakkına ilişkin 17. maddesi; özel hayatının gizliliğinin korunmasına ilişkin 20. maddesi, haberleşme hürriyetine ilişkin 22. maddesi, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine ilişkin 26. maddeleri gibi birçok temel hak ve hürriyetle ilgisi olan iletişimin denetimi kapsamındaki faaliyetlerin özellikle yönetmelikle düzenlenmesini öngörmediği; ve bu konuları yasada ayrıntılı olarak düzenlemeyi tercih ettiği görülmektedir.
Başbakanlık, bakanlık ve kamu tüzel kişiliklerinin Anayasa’nın 124. maddesinden kaynaklanan düzenleme yetkilerinin ise, görev alanları ile ilgili kanunlarla ilgili olması sebebiyle mahkemelerin uygulayacağı yargılama usulüne ilişkin esaslar idarenin görev alanında değildir.”
Prof. Dr. Ersan Şen: Doğru bir karar verilmiş. Yönetmelik kanunun uygulamasıdır. Kanunda olmayan bir şey yönetmelikte olamaz. Bu karar önemlidir. Ancak telefon dinleme ve teknik takip devam eder. Çünkü CMK’nın 135-140 arasındaki maddeleri halen duruyor ve dinlemeler bunlara göre yapılır.
Avukat Metin İriz: Avukat Metin İriz, karara ilişkin şu açıklamayı yaptı: “Mahkemenin bu kararı tarihi bir öneme sahip. Bakanlığın bu konuda bir yönetmelik çıkarma yetkisi yok. Bu yönetmeliğe dayanılarak toplanan deliller sayılabilir. CMK’da Adalet Bakanlığı’nın hangi konularla ilgili yönetmelik çıkarabileceği belirlenmiştir. Örneğin arama, yakalama yönetmelikleri gibi... Kanunda bu hususlar yer almasına rağmen, teknik takip, ajan kullanma ve iletişim denetlenmesi gibi özel hayata ilişkin uygulamalar bunun dışında bırakılmış.